Son birkaç gündür Türkiye’de en fazla konuşulan konuların başında CHP’lilerin para sayma görüntüleri var.

Ama ne para… 

Say say bitmiyor… 

Tam dört saat boyunca sayıldığı iddia ediliyor. 

Adeta bir devam filmi gibi… 

Önce Türk lirası paraların olduğu görüntüler, sonrasında da ‘euro’lar çıktı piyasaya… 

Bu görüntüler nasıl çıkmış peki? 

CHP’deki iç hesaplaşmaların bir meyvesi olduğu konuşuluyor. 

Görüntülerde kritik iki isim var. 

Parayı sayanlardan biri İmamoğlu’nun danışmanı Fatih Keleş, diğeri Ekrem İmamoğlu’nun şirketi İmamoğlu İnşaat’ın Genel Müdürü Tuncay Yılmaz…

Bu arada Tuncay Yılmaz, İmamoğlu’nun ortağı olduğu iki şirketin de genel müdürlüğünü yapıyor… 

Yayınlanan görüntülerin ardından özellikle açıklama yapması gereken kişi, kendisi ile ilgili, ilgisiz her konuda konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan başkası değildi… 

Ama ilk açıklama CHP İstanbul İl Başkanlığı’ndan geldi… 

Sonrasında İmamoğlu, “Benim üstüme toz bulaşmaz” dedi…

Savcılık işin içine dahil olunca İmamoğlu, ortaya çıkan görüntülerle ilgili yaptığı açıklamada; “Usul açısından yanlış ancak Türkiye’de var olan bir durum” ifadelerini kullanmak durumunda kaldı... 

İmamoğlu, savcılık olaya müdahil olduktan sonra; ‘Üstüme toz bulaştıramazsınız’ noktasından ‘usul olarak yanlış deme’ noktasına geldi… 

Ekrem İmamoğlu’nun işin içindeki isimlerin konuşma ihtimaline karşın tedbirli bir yaklaşım içerisinde olduğunu görüyorum. 

Bu konu; ‘Türkiye’de olan bir durum’ denilerek geçiştirilebilecek bir konu değil.

Pandoranın kutusu açıldıkça işin altından başka skandallar çıkıyor.
  
Muhalefet medyası ve sosyal medyadaki bazı hesaplar, ‘kule vakası’nın kapanması adına gündem değiştirme adına bir yol haritası izliyor. Bu görülüyor…

Ama şeffaflık vaadi ile göreve gelenlerin içinde bulundukları şeffaf olmayan ortam, şu anda ciddi soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. 

Benim aslında merak ettiğim konu tam da bu…

Bakıyorsunuz ‘bina alındı’ deniyor ancak o dönem Cumhuriyet Halk Partisi’nde hukuk müşavirliği yapan Avukat Mustafa Kemal Çiçek konunun böyle olmadığını, Genel Merkez üzerinden ödemenin yapıldığını ifade ediyor… 
 
Hem İmamoğlu hem de konunun muhatapları olan CHP'nin önceki dönem MYK'sında görev yapan sayman, önceki genel başkan Kılıçdaroğlu bu konuyu açıklamak zorundadır.
 
Netice itibari ile ‘israfı bitirdik hizmeti getirdik’ diyenlerin  geldiği son nokta ortaya çıktı, sobelendiler…

Konunun ne olduğu, ortada birçok açıklama olmasına rağmen hala belli değil. 

Neyin parası bu, bu para nereden geldi, nereye gitti, kimden geldi? 

Sadece ‘bağış’ deniyor…
 
Siyasi Partiler Kanunu’nda; 2019 yılı için bir partinin bağış alabileceği en üst limit 54 bin 566 lira olarak belirlenmiş...

Siyasi Partiler Kanunu’na göre; ‘yine çok net bir şekilde’ yabancı döviz cinsinden bir bağış alınamıyor ama görüntülerde eurolar, dolarlar söz konusu… 

Sobelendiler dedik ya; muhalefet medyası şu anda neyi ön plana koymuş durumda? 

Binanın sahibinin avukatının hangi partili olduğu, geçmişteki sosyal medya paylaşımları, görüntüleri paylaşmasının hukuken suç olduğu ve meslekten men edilmesi gerektiğini kendilerine argüman olarak kullanıyor ve bunu tartıştırmak istiyor. 

Onlara Nasrettin Hoca’nın fıkrasında olduğu gibi sormak lazım… 

Hırsızın hiç mi suçu yok?

İDDİALAR ÇÜRÜTÜLEMİYOR
 
Pazartesi gününden itibaren sosyal medyada yayınlanan görüntülerdeki paralar, gerçekten bina alınmak adına ortaya çıkmış olsaydı, (CHP’nin beyanına göre 2020’den beri de bina sahibinin avukatı tarafından tehdit ediliyorsa) beş dakikada çürütülebilirdi…. 
Ancak 12 veya 13 saat sonra CHP İstanbul İl Başkanlığı X Hesabı tarafından yapılan, altı doldurulmayan ve birçok noktada kendi kendini de ihbar eden bir açıklama yayınlandı… 

Ama genel merkez bu açıklamayı paylaşmadı… (Repost etmedi)

Arşiv zaten sizin elinizde… 

Ödeme dekontları veya tutanaklar elinizde ise; bu konu Türkiye'nin gündemine geldikten ve sosyal medyada trend topic olduktan beş dakika sonra çürütebilirdiniz... 

12-13 saat beklemezdiniz… 

Açıklamanın bu kadar bekletilme nedeni İmamoğlu’nu işin içinden sıyırmak için yapılan planların uzun sürmesi…

CHP’den yapılan açıklamaları doğru kabul ettiğimizde; il başkanlığı binası, 40 milyon liraya satın alındıysa; bunun 15 milyonu neden elden ödeniyor? 

Vergiden, Türk Milleti’nin hakkından çalmış olmuyor musunuz? 

İktidarı hedefleyen bir partinin milletin parasını çaldığını itiraf etmiyor musunuz? 

CHP yaptığı açıklamalarla; Refah Yol Dönemi’ndeki ‘Kayıp Trilyon Davası’nda parti kapatma sonucuyla karşı karşıya bırakan argümanlarla kendini savunmaya çalışıyor…
CHP, korkmasın… Neyse ki AK Parti hükümetleri parti kapatmayı epey zorlaştırdı…
Son olarak CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e bu konu soruldu…

Özgür Özel, önceki dönem il başkanı olan ve Kemal Kılıçdaroğlu’na yakınlığı ile bilinen Canan Kaftancıoğlu’nu sorumlu tuttu.

Matruşka misali her açıklama başka bir skandalı ortaya çıkarıyor…
Bakalım Canan Kaftancıoğlu ne diyecek?

Ayrıca Özgür Özel verdiği cevapta Ekrem İmamoğlu’nun 2019’da vadettiği projeleri hatırlayamadığı gibi; parayı sayanlar arasında CHP’li İBB Başkanı’nın danışmanı Fatih Keleş ve İmamoğlu’nun ortağı olduğu iki şirketinin genel müdürü olan Tuncay Yılmaz’ın yer aldığını hatırlayamadı…

Yerel seçimlerde Atatürk’ün hangi şehirlerin CHP tarafından tekrar alınması gerektiğini ifade ettiği gibi belki Atatürk’le konuşur, bir cevap verir ne diyelim…

SORULARIMA HALA CEVAP YOK

Sosyal medya hesabımdan sordum. 
İki gündür yanıt alamıyorum…
Bir de buradan yinelemiş olayım…
1) Fatih Keleş her cuma İBB Florya konutunda; İBB yönetimini, daire başkanlarını ve müdürleri toplayıp talimatlar veriyor muydu?
2) Fatih Keleş, mülkiyeti ormana ait olan rezervi veya ruhsatı biten maden ocaklarını “kayıt dışı paralar alarak” birilerine peşkeş çekmiş midir? (Madenlerin rehabilitasyonu İBB Çevre Koruma Dairesi uhdesindedir)
Cevabı göndermeleri halinde aynen yayınlayacağım… 

Ferhat Murat / Haber7