Suriyeli geçici sığınmacıları, ülkemizde sorun olarak görmeyen yok.

Bu sorunu da maddelendirecek olsak; misafirlik sürelerinin uzamasını ilk madde olarak yazabiliriz.

Diğer sorunlar bu ilk maddeden sonra gelir.

Peki siyasi irade herkesten farklı mı düşünüyor?

Tabii ki hayır…

14-28 Mayıs seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu konudaki mesajları oldukça netti.

Esad ile görüşmek dahil olmak üzere Suriyeli sığınmacıları insan onuruna yakışır biçimde geri dönmelerini sağlayacaklarını söylemişti.

Seçim sonrasında da Eylül 2023’te Hindistan’da gerçekleşen G20 Zirvesi’nde konuyu yineledi.

Erdoğan şöyle konuşmuştu: “Suriye’nin kuzeyini terör örgütlerinden temizleyerek, bu bölgede kardeş ülkelerin desteğiyle kalıcı konutlar inşa ederek eğitimden güvenliğe her alanda ihtiyaçları gidererek insanları göçe zorlayan asıl nedenleri kaynağında ortadan kaldırıyoruz. Şimdiye kadar 600 bine yakın Suriyeli güvenli, gönüllü ve insan onuruna yakışır şekilde vatanına geri döndü. Projelerimiz hayata geçtikçe inşallah bu sayı daha da artacaktır”

Son olarak geçtiğimiz hafta cuma günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Esad ile görüşebileceğini söyledi. 

Bu görüşme sonrasında hem sığınmacı sorunu ile ilgili somut adım beklentisi zirve seviyesine çıktı, hem de yapılması beklenen harekatın etki gücünün artma ihtimali çok ama çok yükseldi.

Pazar gecesi Kayseri’de yaşanan aşağılık bir taciz suçunun (bana göre taciz/tecavüz suçlularının ‘tamamı’ idam edilmelidir) üzerinden ülkemizin içinin karışmasını isteyenler, Suriyeli sığınmacı sorununda çözüme yönelik önemli adımların arefesinde, daha da önemlisi Suriye’nin kuzeyinde ve Kuzey Irak’ta gerçekleştirilecek sınır ötesi harekat öncesinde uzunca zamandır pişirdikleri ‘sığınmacı sorunu’ üzerinden sokakları karıştırmak için düğmeye bastı.

Tescilli FETÖ’cü hesaplar, yangına benzin dökmek için saatlerce uğraş verdi.

Siyasi istismarcı ve etkileşim fetişistleri de aynı şekilde, ateşi harlamak için çok çabaladı.

Birinci adım pazar gecesi Kayseri’de atılmıştı.

İkinci adım da dün Suriye’de atıldı.

Şanlı bayrağımıza yapılan hadsizlik asla kabul edilemez…

Türk askerine sıkılan kurşunlar da…

Vatandaşlarımıza ve mallarına yapılan saldırılar da aynı şekilde kabul edilemez.

Kadim devletimiz, o görüntülerde yer alan vandallığı ortaya koyanları teker teker bulup asla yanlarına bırakmayacaktır.

Gereken yapılacaktır.

Gönlümüz rahat olsun…

Ancak meselenin özünü görmek lazım.

Türkiye’nin sınır ötesi harekatlarını engellemek ve Türkiye’nin Suriye ile diyalog zeminin oluşmasını ortadan kaldırmak için aylardır büyük bir çaba var.

Bunun için lazım olan şey ne?

Türkiye’nin kendi derdiyle uğraşması ve sınırının ötesine adımını atamaması…

Teröristanın da böylece rahat rahat kurulması…

Bu sayede İsrail’in Büyük İsrail projesinin kuzey bölümünün önemli bir bölümünün de tamamlanması…

ABD, İsrail, PYD, YPG, PKK, FETÖ ve Türkiye’deki iş birlikçileri yani küresel çetenin meşru ve gayrimeşru çocukları bu proje için canla başla çalışıyor…

Bu nedenle oyuna gelmemek çok önemli…

Türk milletinin de bu orta oyununu görecek ferasete sahip olduğunu düşünüyorum.

Bu nedenle teröristanın kurulamaması ve sığınmacıların geri dönüşü ile ilgili sürecin sekteye uğramaması adına provokasyonlara karşı sağduyulu davranmak, ayrıca içerideki ve dışarıdakilerin oyunlarına gelmemek lazım.

Ne kadar önümüze taş koymaya kalkarsalar kalksınlar, Kadim Devletimiz Suriye’nin kuzeyi ve Kuzey Irak’taki operasyonları kararlılıkla gerçekleştirecektir.

Küresel çeteye de tokadı basıp, o topraklardan yollayacaktır.