15 Temmuz 2016 akşamı saat 21.22’de başlamıştı o hain darbe girişimi... 

Gün dönmüş ve yerini zaferin ilk çığlıklarına bırakmıştı.  

Gece saat 1.45’te zafer inananların olmaya başlamıştı…

Tam 4 saat 23 dakika sonra milletin gücü, topa, tüfeğe, mermiye, ihanete galebe çalacağını iyiden iyiye hissettirmeye başlamıştı.

Belki birçok şey için çok kısa bir zaman olabilir ama 15 Temmuz gecesi zaman durmuştu adeta…

Bir asır gibi geçmişti adeta 4 saat 23 dakika…

Bir kurtuluş savaşıydı o gece; ya istiklal, ya ölümdü…

Bir ülke karanlığa gömülecekti. 

Vatanın öz evlatları bir milletin kurtuluşu için şehadete erişti.

15 Temmuz gecesi için birileri “tiyatro ve kontrollü” darbe dedi.

O gece tankların arasından sıvışıp kaçarsanız, geceyi sıcak çay eşliğinde ekranda film tadında takip ederseniz ya da dönemin Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan gibi o gecenin şerefine kadeh kaldırıp şarkılarla kutlarsanız tiyatro diyebilirsiniz.

Ama o gece Beştepe’de tankların ezdiği insanlarla, Saraçhane’de abdest alanlarla beraberseniz, hainler size tüfeklerini doğrulttuğunda göğsünü siper etmekten imtina etmeyen kadınıyla, erkeğiyle kahramanlıklara şahitseniz; tiyatro ve kontrollü darbe diyenlerle aynı havayı teneffüs ettiğiniz için hicap duyabilirsiniz.

Hiç beklemediğiniz bir anda, milletin parasıyla alınan helikopterlerden size ateş açıldıysa; o geceye tiyatro diyenleri affedemezsiniz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle, hem de “kıyamete kadar” affedemezsiniz…

O hain girişim nedeniyle 253 vatan evladı şehadete yürüdü…

Cuntacılar; halkın üzerine Boğaziçi’nde, Beştepe’de, TBMM’de ve birçok yerde ölüm yağdırdı…

Korkunun, anlamını yitirdiği bir geceydi…

‘Korkma’ diye başlıyor bizim İstiklal Marşımız… 

Allah diledi ve yüreklerden o korku çekilip alındı.

Tıpkı Kurtuluş Savaşı’nda, tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi…

Korkmadı Ömer Halisdemir, darbeci Semih Terzi’yi alnından vururken…

Oğlu Abdullah Tayyip’le el ele cennete yürüdü Erol Olçok…

İlhan Varank, düşünmedi çocuklarını ve eşini alıp sokağa çıkarken…

20 yaşında destan yazdı Mustafa Direkli…

Adanalı Şehit Polis Memuru Yunus Uğur zaten hep şehit olmayı arzu ediyordu.

Akçaabatlı Şehit Samet Uslu’nun hayali komando olmak ve şehadete yürümekti…

Ve daha nice şehitlerimiz o karanlık geceyi aydınlattı…

Allah bizi şehitlerimize layık eylesin…

***

Bu ülkede kahramanlar bitmez.

Tankların paletlerinin altına yattılar…

Kocaman yürekleriyle, vatan sevgileriyle, tekbirlerle çelik yığınlarını durdurmayı başardılar.

Paletin altına yatan, elinde silahı olmadan bayrağını silah yaparak cuntacıların üstüne yürüyen, annesi “eve gidelim çocuğun olacak” dediğinde “sen git anne ben buradayım” diyen, tankların üzerinden geçtiği bu kutlu millet; kimin ‘altın nesil’ olduğunu göstermişti…

Kendine bu ifadeyi yakıştıranların da ‘vatansızlıklarını’ gözler önüne sermişti.

Kayıtlar, kameralar olmasa kelimelerle anlatamayacağımız kadar büyük bir destan yazıldı.

Bu nedenle, o gece yaşananları seneler geçse de unutmamalı ve uyanık olmalıyız…

Aliya İzzetbegoviç’in Sırpların 1992-1995 yılları arasındaki soykırımları ile ilgili söylediği “Unutulan soykırım tekrarlanır” ifadesi, bizdeki darbe girişimleri ve ihanet şebekeleri için de geçerlidir.

Unutulan darbe girişimi tekrarlanır…

15 Temmuz, küresel emperyalist yapının azmettiriciliğiyle CIA tarafından FETÖ eliyle yapılan bir darbe girişimidir.

Ve vazgeçmeyeceklerdir.

Sözde demokrasi sevdalılarının 16 Temmuz’daki hain girişimi nasıl sunduklarına baktığımızda, vazgeçmeyeceklerini daha net bir biçimde anlamak mümkün olacaktır.

Alman Der Spiegel, darbeyi eleştirmek yerine sütunlarından ‘Diktatör Erdoğan’ vurgusu yapıyordu.

İngiliz The Guardian, milletin destanını “Erdoğan, Türkiye’nin tansiyonunu nasıl yükseltti” diye gördü.

Fox News, “Türkiye’nin son umudu ölüyor” ve “Başarılı bir darbeye ihtiyaç var çünkü bu DAEŞ’ten kurtuluş yolu” ifadeleriyle ağızlarındaki baklaları tek tek sıralıyordu.

İngiliz BBC’de Gazeteci Tim Marshall’ın kurduğu cümleler ise bir itiraf niteliğindeydi: “İki büyük hata yaptılar. (FETÖ’yü kastediyor) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öldüremediler ve 21’inci yüzyılda ülkenin baskınını kapatmayı unuttular.”

Ve Türkiye’deki aparatları da bundan farklı şeyler söylemedi.

Bazı belediyeler, konserlerde uygulayamadıkları tasarruf tedbirlerini 15 Temmuz’u unutturmak ve sulandırmak için uygulayadursunlar…

Ama sen unutma, unutturma…

Unutursak tekrarlanır…