Sansürcüler
- GİRİŞ06.08.2024 08:24
- GÜNCELLEME08.08.2024 09:14
Geçtiğimiz hafta Instagram’a erişim kısıtlaması getirildi.
Bu karar dünden bugüne alınan bir karar değildi.
Bir birikimin sonucu idi.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, kısıtlamaya ‘katalog suçları’ neden olarak gösterdi.
Peki neydi bu katalog suçlar?
İntihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu/uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, yasadışı bahis ve Atatürk aleyhine işlenen suçlar…
Bu suç içerikleri mahkeme kararları doğrultusunda kaldırılmış olsaydı erişim engellemesi getirilmeyecekti.
Zaten getirilemezdi de…
Geçtiğimiz hafta İsrail tarafından şehit edilen İsmail Haniye için taziye paylaşımı yapanlar da Instagram tarafından sansürlendi.
Benim de paylaşımım bir dakika dolmadan kaldırıldı…
Muhtemelen bu da katalog suçlarla dolan bardağı taşıran son damla oldu…
Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarını; ABD’de, Almanya’da ve birçok ülkede uyguladığın gibi uygulama, Türkiye’ye ‘muz cumhuriyeti’ muamelesi yap, sonra devletin buna seyirci kalmasını bekle…
Ne güzel memleket…
Türkiye’ye yapılan bu muameleye sırf iktidar karşıtlığından dolayı ‘sansür’ üzerinden yüklenen muhalif siyasetçi ve gazeteciler sansür yapan Instagram’ı eleştirmek yerine; sansürcünün yanında “Instagram’a sansür yapılıyor” demeyi tercih ettiler…
Pek çok defa olduğu gibi yine Türkiye’nin yanında durmadılar…
Türkiye’nin onurunu korumak için mücadele eden Erdoğan’la aynı safta olmamak için her kılığa bürünüyorlar.
Sansürcü bile oldular…
Sadece sansürcü mü?
Siyonist dostu oluyorlar.
PKK’lı oluyorlar.
Oluyorlar da oluyorlar…
Bir tek ‘adam’ olamıyorlar…
***
Instagram kapanır kapanmaz bu ‘adam’ olamayanlar, hedefine İletişim Başkanı Fahrettin Altun’u koydu.
Fahrettin Altun ne yapıyor da bunların bu kadar canı sıkılıyor?
Öyleyse biraz anlatalım…
Batı destekli siyonist propagandayı, soykırımı meşru göstermek için uydurulan ‘yalanları 6 dilde tüm dünyaya ifşa ediyor’...
Hakikatin ötekileştirildiği günümüzde; mazlumun, hakikatin sesi olmak için büyük bir gayret sarfediyor.
Fahrettin Altun’a bağlı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi; 7 Ekim'den bu yana İsrail'in 250’den fazla yalanını belgeleriyle tespit etti, çürüttü. Hatta kocaman bir kitap basıp bize ve yabancı gazetecilere ulaştırdı…
Yalancı İsrail'in mumlarını yatsıya bırakmadan söndürdüğü için; İsrail'in katliamlarına, soykırımına zemin oluşturmak için yaptığı dezenformasyonların, yalanların önüne sadece Türkiye’de değil, dünyada set olduğu için Fahrettin Altun'a kafayı takmışlar.
Çakma tatlı su milliyetçisi Ümit Özdağ gibiler Altun’u ağzından düşürmüyor.
Türkiye’den başka herkesin milliyetçiliğini yapan bu tipler, Altun’dan ve kurduğu yapıdan ciddi derecede rahatsız…
Kusura bakmayın, rahatsız olmaya devam edeceksiniz.
***
Birileri de ifade özgürlüğü adı altında, Atatürk aleyhine işlenen suçlar dahil birçok suça teşviği savunduğunun farkında mı?
Siz nasıl Atatürkçüsünüz?
Yoksa siz de çakma Atatürkçü müsünüz?
Erdoğan karşıtlığı Atatürkçülüğünüzü de çöpe attırmış desenize…
Eleştirilerden en ‘can yakıcısı!’ da Instagram’a erişememenin oluşturduğu mağduriyetler…
Instagram'a 70-80 saattir erişilemiyormuş!
O da bir şey mi?
Gazze’deki mezalime seyirci kalan insanlığa 306 gündür erişilemiyor!
Acaba 80 saat erişemediğiniz Instagram için tükettiğiniz o narin nefesinizi, 306 gündür kaç kez Filistin için tükettiniz?
Seçim yapıldı, bitti…
Zamanı gelince yine yapılacak…
Ancak her günü ve her anı seçim atmosferinde yaşamak bu ülke için yarardan çok daha fazla zarar getiriyor.
Devletimiz; sosyal medya şirketlerine diz çöktürürken kendi siyasetçisi, gazetecisi ve vatandaşı tarafı ne olursa olsun bu ülkenin yanında durmalı…
İşleri zorlaştırmamalı…
Tabi kendisini bu ülkeye ait hissediyor, bu ülkenin iyiliğini gönülden istiyorsa…
Ferhat Murat / Haber7
Yorumlar22