Millî enerji tam gaz
- GİRİŞ23.08.2024 09:18
- GÜNCELLEME25.08.2024 09:42
Enerji ile ilgili güzel haberler geldikçe; muhalefet medyası, fonlandıkları özellikle CHP içerisindeki kavgalar sonrası ortaya çıkan sosyal medya hesaplarında kara propagandadan da öte direkt itibarsızlaştırmaya yönelik bir strateji görüyoruz.
Hatta muhalefet ya da ana muhalefet değil de ‘mazeret’ partisi gibi davrandıkları seneler önce de dile getirilirdi.
Durum dünkünden farklı değil…
Çünkü bu ülke namına yapılan her olumlu işin karşısında durmak, onun yerine şunu yapmak gibi bir öneri sunma zahmetinde bulunmamak ve algı oluşturmanın dayanılmaz hafifliğinin cazibesiyle sürekli mazeret üreten bir mekanizmadan bahsediyoruz.
İstanbul Boğazı’na yapılan üçüncü köprü olma özelliğini taşıyan Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Gezi olaylarında eylemcilerin vazgeçilmesi istenen projeler listesinde yer almıyor muydu?
Bahane neydi; “Ağaçlar katlediliyordu…”
İstanbul Havalimanı da yapılmamalıydı onlara göre, çünkü hükümet Atatürk’ün adını silmeye çalışıyordu da ondan…
Yerine şu olmalı demeye zahmet etmeye lüzum var mıydı ki canım şimdi…
Ama yapıldıktan sonra en fazla onlar istifade ediyorlar ayrı mesele…
Neyse örnekleri uzatmak mümkün lakin vaktinizi almamak, canınızı da fazla sıkmamak için burada kesiyorum.
Güzel haber şu ki; günlük ham petrol üretiminin toplamda 107 bin 621 varile ulaşmasıyla yeni rekor kırılmış olması…
Doğalgazda ise 7 milyon 609 bin 427 metreküp ile günlük üretim rekoru yenilenmesi...
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye’nin 17 Ağustos’ta petrol, 15 Ağustos’ta da doğalgaz üretiminde tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştığını ifade etti.
Petrol üretimi 17 Ağustos’ta 107 bin 621 varili gördü.
Çok önemli bir rakam…
Gabar’da petrol üretiminin potansiyelinin tavan seviyeye çıkması durumunda ülkemizin petrol tüketiminin yüzde 20’sini karşılar hale geleceğiz.
Bu da yaklaşık olarak günlük 150-160 milyon dolar, aylık 500 milyon dolar, yıllık ise 6 milyar dolar paranın ülke dışına çıkmadan Türkiye ekonomisinde kalması anlamına geliyor.
Bir başka deyişle; cari açıkta en az 6 milyar dolarlık bir fark kapanmış olacak…
Türkiye'de günlük 13,5 milyon litre benzin ve 55-60 milyon litre motorin tüketiliyor.
Millî enerji politikalarının hayata geçmesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra en fazla paya sahip isimlerden biri olan Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Berat Albayrak’ı da ‘damat bakan’ diye boşuna hırpalamaya çalışmadılar.
Hatırlatmış olalım; arama sondaj gemilerinin Türkiye’ye kazandırılması Berat Albayrak döneminde hayata geçirilmeye başlanmış, millî enerji politikasının dönüm noktası bu hamleyle gerçekleşmişti.
Muhalefetin dertleri bakanlığı, mazeretleri ise damatlığı idi…
Millî enerji demişken; karada ve denizde yeni müjdeli haberler geleceğe benziyor.
Bunun yanı sıra; Somali ile yapılan kıyı güvenliği anlaşmasıyla birlikte artık millî enerji sıfatında sayabileceğimiz Somali’nin tespit edilen 500 milyar dolarlık enerji rezervlerinin de yüzde 30 ortağı olduğumuz gerçeği, yakın gelecekte Türkiye’yi enerji alanında oyun kurucu ülkeler arasına sokacak diye düşünüyorum.
Bu hamleler sonuçlandıkça; Türkiye’nin tam bağımsızlık mücadelesi daha güçlenecek, bugün yaşadığımız ve önümüzdeki dönemde yaşanabilecek krizlerden çok daha az etkilenen bir Türkiye ekonomisi söz konusu olacak.
Türkiye’nin bu hamlelerini itibarsızlaştırmaya çalışmalarının ardında yatan gerçek tam da bu…
Millî enerji tam gaz gitmeye devam edecek, mazeretçiler de köprüden önce son çıkışta oldukları için tam gaz yalana ve itibarsızlaştırmaya devam edecekler.
Çünkü buradaki kazançlar milletin cebine girmeye başlayınca sözleri de özleri de artık para etmeyecek.
DİYARBAKIR VE MARDİN’DEKİ YANGINLARIN SEBEBİ ELEKTRİK ŞİRKETİ DEĞİLMİŞ
Bugün enerjiden gidiyoruz.
Bir kesim medya tarafından’ 15 vatandaşımızın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Diyarbakır ve Mardin’deki yangınların ‘elektrik şirketi’ kaynaklı çıktığı iddia edilmişti.
4 Temmuz’daki “Güneydoğu'daki yangının nedeni anız yakma mı?” başlıklı yazımda bu konuyu ele almıştım.
Fikri takip bakımından yeni gelişmeleri de sizlerle paylaşmayı değerli buluyorum.
Önceki yazımda; savcılığın soruşturmasında yangının elektrik kaynaklı olabileceği ihtimali de değerlendiriliyor. Ancak yangının elektrikten kaynaklanmadığını gösteren ciddi bulgular var. Uydu görüntülerinde net biçimde anız yakıldığı görülüyor. Bölgede yangın çıkmadan hemen önce anız yangını olduğu, anız küllerinin aşırı sıcak hava şartlarında hemen sönemeyeceği ve akabinde olan fırtınada yangın oluşturabilmesine yol açma ihtimalinin yüksek olduğu üzerinde duruluyor.” demiştim.
Öyle olduğu da ortaya çıkmış…
Çınar Cumhuriyet Başsavcılığı, yangın sonrası yürütülen titiz çalışması sonucunda; olay gecesine ait olay yeri inceleme kamera kayıtları ve sonrasındaki saha tespitlerinde yangınla ilgili her bir adım detaylı bir şekilde kamera ve drone kayıtlarıyla incelemiş.
Olay yerinde gerçekleştirilen kriminal incelemeler sırasında, yangının çıkış sebebini belirlemek amacıyla birçok farklı noktadan metrelerce kablo örnekleri alınmış.
Alınan örneklerin, kriminal laboratuvar sonuçları temiz çıkmış.
Kablolarda yangına sebebiyet verecek herhangi bir anormalliğe rastlanmamış…
Yangının çıktığı idda edilen noktalardaki elektrik hatları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, yüzlerce metre tel, direkten sökülerek bilirkişiler tarafınca incelenmiş yangına sebep olabilecek bir ark oluşumu tespit edilememiş.
Bu bulgu, yangının elektrik hatlarından kaynaklanmadığını destekleyen önemli bir delil olarak değerlendirilmiş...
Yapılan detaylı incelemelerde, yangının çıktığı idda edilen panonun içindeki sayaç sökülerek üreticisinde teste gönderilerek 8 aydır enerjisiz olduğu belirlenmiş.
Bu tespit de önemli bir başka delil…
Ayrıca, soruşturma sürecinde savcılık, ekibi daha da genişleterek, yangın ve elektrik konusunda uzman akademisyenleri de sürece dahil etmiş.
Bu genişletme sırasında mevcut bilirkişi heyeti değiştirilmemiş, yalnızca ek uzmanların katkısı alınarak ekip genişletilmiş…
Bu sayede de raporun elektrik şirketini ‘aklama’ maksadıyla ‘ekip değiştirilerek hazırlandığı’ iddiası taca çıkarılmış…
Yarım günde, 3 kişilik bir ekip tarafından soruşturmanın acilen başlatılması için hazırlanan ilk raporda; elektrik şirketinin olası ihmalleri yangının çıkma sebeplerinden biri olarak değerlendirilmişti.
Ancak 50 günlük kapsamlı araştırmalar sonucunda gerçekler 4 Temmuz’da da yazdığımız şekliyle ortaya çıkmış oldu.
Keşke ne sebeple olursa olsun yangın hiç çıkmamış, hiçbir eve ateş düşmemiş olsaydı.
Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.
Yorumlar4