Dörtlü masa
- GİRİŞ30.08.2024 08:33
- GÜNCELLEME01.09.2024 09:44
14 ve 28 Mayıs seçimleri öncesinde Türkiye’de farklı bir süreç yaşandı.
Altı partinin direkt, bir partinin de dolaylı olarak yer aldığı muhalefet ittifakı; Cumhur İttifakı’na karşı seçimi kaybetti.
2023 seçimlerinden önceki iki yılda da Türkiye’de ekonomik tablo, küresel etkilerden dolayı pek iç açıcı değildi.
O dönem yayınlanan/yayınlatılan anketlerde de muhalefetin iktidarın önünde olduğu ifade ediliyordu.
Millet İttifakı ismi dile getirilmeden önce ‘Altılı Masa’ olarak anılan ve 6+1 şeklinde hizalanan muhalefet, ülkedeki sorunların çözüm önerilerini dile getirmek yerine en fazla ‘cumhurbaşkanı adayının kim olacağını’ konuştu…
Muhalefet bundan ders çıkarmamış olacak ki; ‘cumhurbaşkanı adayı’ tartışmasını bu sefer seçime yaklaşık 4 yıl kala çıkardı.
Çıkardı diyorum çünkü bu tartışmayı yapan/yaptıran kendilerinden başkası değil…
CHP, İyi Parti, Deva, Saadet, Gelecek ve DP’ye dışarıdan eklemlenen HDP’nin oluşturduğu ‘Altılı Masa’; geçen seçimden farklı olarak şimdi CHP içinde ‘Dörtlü Masa’ şeklinde oluşmuş durumda…
Dörtlü masanın bileşenleri kim diye soracak olursanız; Ekrem İmamoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Özgür Özel…
Tabi yine bugünkü ismiyle DEM’in dışarıdan eklenmesi şartıyla…
Yaşananları böyle okuduğumuzda; muhalefet kanadında değişen pek bir şey yok gibi…
Çözüm önerisi sunmak, iktidar namzeti olabilmeyi vatandaşa göstermek yerine iktidar yıpratma üzerine kurulu bir strateji görüyoruz.
Yıpratma görevini de; ‘dezenformasyon lobisi’ne bırakmış durumdalar…
DEZENFORMASYON LOBİSİ
Delinin biri bir kuyuya taş atıyor.
Diğer deliler kuyuya düşen taşı en dibe indiriyor.
Sonra ‘kırk akıllı’ o taşı çıkarmaya çalışıyor.
Bir süredir döngü böyle işliyor.
Dezenformasyon lobisi profesyonel çalışıyor.
Muhalif siyasetçiler, gazeteciler, sosyal medya hesapları üzerinden kıvılcımı çakılan dezenformasyonlar; yangına dönüştürülmeye çalışılıyor.
Ve tek alanda değil, çok yönlü çalışılıyor.
Sadece iktidar kanadına yönelik değil, muhalefetin hemen her partisinin içine yönelik dezenformasyon üretme yeteneğine sahipler…
Dezenformasyon lobisi her güne yeni bir ürün sunuyor.
‘Mehmet Şimşek istifa etti’ yalanının peşine; ‘Mazot ve Gübre Desteği’nin isminin ‘Temel Destek’ şeklinde revize edilmesinin ardından hemen ‘Cumhurbaşkanı kararıyla 2025 yılından itibaren çiftçilere ödenen mazot ve gübre destekleri kaldırıldı’ şeklinde yeni bir dezenformasyonu gündeme soktular…
Tarım ve Orman Bakanlığı, yine kuyunun dibinden taşı çıkarmak için açıklamasını yapmış ve böyle bir şeyin olmadığını ifade etmiş.
Hatta desteğin kapsamının daha da artırılacağını dile getirmiş.
Yeni durumda; destek miktarı yüzde 50’ye, bazı durumlarda yüzde 100’e çıkarılmış.
Bektaşi'ye "Neden namaz kılmıyorsun?" diye sormuşlar, "Cenab-ı Allah Kur'an'da namaza yaklaşmayın buyuruyor" cevabını vermiş. "Ama o âyetin başında 'İçkili iken...' deniyor" diye hatırlattıkları zaman da, Bektaşi "Ben hafız değilim, o kadarını bilemem" demiş...
Bu fıkrayı katıldığım programlarda da sık sık anlatırım.
Çünkü dezenformasyon lobisinin çalışma biçimini çok güzel özetliyor.
Cümlenin bir bölümünü alıp onun üzerinden gerçeklik hissi yaratmaya çalışıyorlar…
Hafız değiller ama sürekli ‘yasin’ okuyorlar…
BAYRAKTAR’IN REKORTMENLİĞİ BİRİLERİNİN ZORUNA GİTTİ
Türkiye'nin 2023 yılı vergi rekortmenleri açıklanmış.
İlk sırada Selçuk Bayraktar yer alıyor.
Onu, ağabeyi Haluk Bayraktar takip ediyor.
Üçüncü sırada ise Rahmi Koç yer almış…
Selçuk Bayraktar, Koç Ailesi’nin en fazla vergi ödeyen hissedarı Rahmi Koç’tan yaklaşık ‘dört kat’ fazla vergi ödemiş…
Selçuk Bayraktar’ın Türkiye’nin koca koca holdinglerinin hissedarlarını geride bırakması birilerinin fena derecede zoruna gitmiş.
Bu bir strateji ürünüymüş.
Amaç buradan bir kahramanlık türetmek imiş…
Bayraktarların koca koca holdingleri geride bırakma sebebi; holdinglerde genellikle yapılmayan kâr dağıtımı işlemini yapması imiş.
Liste ondan böyle oluşmuş…
Holdinglerin hissedarları kâr dağıtımı yapmak yerine özel hayatlarında kullandıkları evleri, araçları şirket üzerinde gösterip vergiden ‘kaçınırmış’…
Şecaat arz ederken merd-i kıbtî sirkatin söyler…
Yani Koca Ragıp Paşa'ya ait bir beyitte yer alan bu deyim de; "Kıpti mertliğini anlatırken hırsızlığını söyler" denmek istiyor.
Keşke muhafaza etmeye çalıştığınız holdingler de Selçuk ve Haluk Bayraktar kadar ‘kahramanlık’ yapsa…
Yorumlar8