Geberdi
- GİRİŞ22.10.2024 08:33
- GÜNCELLEME23.10.2024 10:25
Dün güne ve haftaya FETÖ terör örgütü elebaşı hain Fetullah Gülen’in öldüğü haberiyle başladık.
Son günlerdeki birçok olumsuz gelişmenin ardından özellikle beni mutlu eden bir haber oldu çünkü 252 şehidimizin ruhunun şad olduğuna inanıyorum.
Ömer Halisdemir, Erol Olçok, Abdullah Tayyip Olçok, İlhan Varank, gazeteci arkadaşımız Mustafa Cambaz ve tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Vatan toprağının kabul edemeyeceği bir hainlik örneğiydi Fetullah Gülen.
Hain Fetullah Gülen'in, CIA ve Amerika ilişkisi 1962'de Erzurum'da Komünizmle Mücadele Derneği’nin kurucularından biri olarak başladı ve tam 62 yıl boyunca aynı yere hizmet etmeye devam etti.
Küresel emperyalist yapıyı dünyayı yönetme gayesiyle yanıp tutuşan bir baba olarak düşünelim, çocuklarını da Amerika, İsrail, Avrupa Birliği'nin birçok ülkesi olarak kabul edelim.
Meşru çocukları tabii…
Buna göre terör örgütleri de gayrimeşru çocukları olarak değerlendirilebilir.
Çünkü aynı amaca hizmet ederler…
İşte FETÖ de bunlardan bir tanesi...
Küresel emperyalist yapı gayrimeşru çocuklarından bir tanesinin sağlığını kaybetti diyebiliriz.
Bu yapı adına FETÖ için Fetullah Gülen için ayrılan sürenin sonuna gelindi.
Son 40-45 yılında küresel emperyalist yapının meşru çocuklarından Amerika'nın CIA'i FETÖ’ye ciddi yatırım yaptı...
Bir istihbarat örgütü gibi kullanma, üzerinden ciddi bir finans gücünü sağlama gibi işlevleri olan, yapılandıkları ülkelerdeki devletleri içeriden dizayn edip ülkelerin yönetimlerine bir biçimde etki etme gibi stratejileri bünyesinde barındıran bir yapılanma Fetullahçı terör örgütü...
Dünyanın dört bir yanında açtıkları okullarda ülkelerin en saygın okullarından biri haline gelerek devlet ricalinin ve elit kesimin çocuklarının o okula gitmesini sağlamış; gelecekte o ülkelerin potansiyel yöneticilerini kendine bağlama amacını taşımış, çocuklar üzerinden veli-okul ilişkisi kurarak ülkelerin mevcut yöneticileriyle bir bağ oluşturmuş bir yapılanmadan bahsediyoruz.
Farklı ülkelerdeki okullarında okuyan öğrencilerin velileri olan iş insanlarını da kendi portföyündeki iş insanları ile buluşturarak herkese ‘ticaretlerini büyütme’ havuçları gösterip iş insanlarını da bir taraftan söğüşlemeyi tasarlamış ‘şeytani’ bir organizasyon…
Yılda yönettikleri fon miktarının 300 milyar doların üzerinde olduğu tahmin ediliyor.
Bir taşla birden çok kuşu vurmayı hedeflemiş bir örgütlenme tesis edilmiş.
Bunların hepsinde de başarılı olmuş…
Lakin bu aşağılık örgütün zirve hedefi olan “Türkiye’yi ele geçirmek, sonrasında da parçalamak” hedefine kararlı siyasi irade ve ferasetli milletimizin ‘dur’ demesiyle ulaşamamış bir terör örgütü…
Yani ‘mission completed’ durumu olmamış, ‘mission failed’ durumu olmuş.
FETÖ örgütü elebaşı hain Fetullah Gülen geberdi, gözleri açık gitti…
Soyadı gülen lakin ‘ruhunun ufkuna yürüdüğü’ ebedi alemde hiç gülme fırsatı bulamayacak…
Ateşi bol olsun…
FETÖ BİTTİ Mİ?
Bu örgüte yaklaşık 50 yıl emek verdi küresel emperyalist yapı…
Bu emeği hemen çöpe atmak istemeyeceklerdir.
Bu tarz örgütler genellikle “kült” liderlerin kontrolünde yoluna devam eder.
Örgütleri bir yapboz olarak düşünürsek; ‘kült’ lider yapbozun ana parçasıdır ve yapboz bu parça olmadan asla tam olamaz.
Farklı motivasyonlara sahip birçok grubu o lider birleştirir.
Ve o lider öldüğünde örgütün randımanının önceki dönemle aynı olmayacağı neredeyse kesindir.
Anca darmadağın da olmaz…
PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye iadesi sonrası PKK’nın dağılmadığı gibi…
Her iki örgütün de Türkiye’de önemli ölçüde beli kırılmış olsa da tam manasıyla bitmiş denemez…
Küresel emperyalist yapı, örgütün başına yeni bir kült lider yaratmak için zaman harcamak istemeyeceği için ‘kurumsallaştırma’ yöntemini tercih eder…
Kurulan ‘heyet’ ya da yürütme kurullarıyla örgüt içindeki farklı yapıları tek parçada tutma yolunu tercih eder…
Bu nedenle devletimiz, elebaşı Gülen’in ölümünden önceki gibi bir hassasiyetle bu aşağılıklarla mücadeleye devam edecek…
Rehavete gerek yok.
TÜRKİYE’DE KAMUOYU GÜCÜ YOK
17-25 Aralık 2013 sonrasında 2014 yerel seçimleri için bir iddiada bulunmuşlardı…
“Bütün oylarımızı bir partide toplayacağız ve ne kadar büyük bir tabanımız olduğunu Türkiye'ye göstereceğiz” demişlerdi.
O işaret ettikleri parti yüzde 1'in altında kaldı.
Çok düşük bir oy aldı.
Ve o zaman 15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi de yaşanmamıştı…
Dolayısıyla Türkiye'de karşılıkları vatandaş nezdinde yok.
Ancak ‘sinsi bir yapılanma’ olması nedeniyle; ‘birtakım kurumların içerisinde kendilerini bugüne kadar hiç açığa çıkarmamış isimler kalmamıştır’ dersem çok iddialı bir cümle kurmuş olurum.
Çok fazla olmasa da kritik noktalarda hala olabilme ihtimalleri var ki son dönemde yaşadığımız birçok ilginç gelişmenin altında da bu adilerin parmağı olduğu kanaatindeyim.
Ferhat Murat / Haber7
Yorumlar21