İnsanlar can, belediye algı derdinde…

  • GİRİŞ24.01.2025 09:03
  • GÜNCELLEME24.01.2025 09:07

Türkiye’nin önemli kayak merkezlerinden Bolu Kartalkaya’da bulunan, geceliği 32 bin liraya kadar çıkan ve yarıyıl tatili nedeniyle doluluk oranı oldukça yüksek olan Grand Kartal Otel’de pazartesiyi salıya bağlayan gece saat 03.30 sıralarında çıkan yangında 78 canımız hayatını kaybetti…

Türkiye’nin içi yandı…

Milletimizin başı sağ olsun…

Hayatını kaybeden vatandaşlarımızın hikayelerine baktıkça içimizdeki yangın daha da büyüyor.

Zeynep Sena Gültekin, ailesinden 13 kişi ile melek oldu…

Doğu Türkistan zulmünden kaçan bir yavruyu evlat edinmiş, çocuklarından ayırt etmemiş, belki kurtulur ümidiyle camdan aşağı bırakmış…

Çaresizliğin gölgesinde annesini arayarak helallik almış Zeynep Sena Gültekin…

Çocuklarını terk etmeyen ve hayatını kaybeden babalar…

Yangında ailesinin gittiği yönün tam aksine giderek canından olan küçük kızımız…

Bunları yazarken gerçekten boğazım düğümleniyor.

Acımızı bile tam yaşayamadık…

Bunların yaşanmasından sadece birkaç saat sonra Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın “Yetki bizde değil, bakanlıkta” açıklamasını yapmasıyla tuhaf bir tartışmanın içine sürüklendik.

Belediye mi kabahatli yoksa bakanlık mı?

Yoksa suçlunun, hayatını kaybeden insanlar henüz toprağa bile girmeden önlem alma çabası mı?

Birkaç gün içinde yangın ile ilgili rapor tamamlanacak.

O zaman ihmalin kimde ya da kimlerde olduğu çok daha net bir biçimde ortaya çıkacak…

Sosyal medyada yayınlatılan sonra alelacele silinen paylaşımlarda yer alan evraklarda oynama yapılarak servis edilip, edilmediği de açıkça ortaya çıkacak.

Yangından sonra yapılan veya yapılmaya çalışılan tartışmaların ‘ön almaya’ dair hamleler olduğunu düşünüyorum.

Ön alma esnasında ve öncesinde farklı beyan edilen konuların, bugün yerini farklı beyanlara bırakarak aynı zamanda itiraf niteliğinde açıklamaların ortaya çıktığını görüyoruz.

Kimin ya da kimlerin bu konuda ihmali söz konusuysa verilecek cezalar ile yürekler hafifletilirken yenilerinin de oluşmasının önüne geçilebilecektir.

Başta işletmeci en ağır cezayı almalıdır.

Geceliğinden fahiş rakamlar kazandığı oteline üç kuruşluk tedbirleri almaktan geri duran işletmeciye verilecek ceza diğer turizm tesislerinin işletmecilerine de ibret olacak.

İnsani ve ticari ahlak nedeniyle yapması gerekenleri bu nedenle yapmasa bile alabileceği cezalardan dolayı yapmak zorunda kalacaklar.

Kafamıza takılan çok sayıda soru var…

Otel, 12 Aralık 2024 tarihinde Bolu Belediyesi İtfaiyesi’ne müracat etmiş…

İtfaiye tarafından yapılan tespitlere göre itfaiye raporu olumsuz tanzim edilmiş…

Bunun üzerine 24 Aralık 2024 tarihinde otel denetim talebini geri çekmiş ve Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın dayısının oğlu Belediye Başkan Yardımcısı Sedat Gülener’in imzasıyla belediye tarafından başvuru iptal edilmiş.

Ne tesadüf ki aynı gün 24 Aralık’ta bu sefer otelin içerisindeki 70 metrekarelik kafe-restoran için yangın yeterlilik belgesi alınması için belediyeye yapılan başvuru gerçekleşmiş.

Ve 2 Ocak 2025’te yangın yeterlilik belgesini de almış.

Peki yapılması gereken neydi?

Eksikleri açıkça tespit edilen başvuruyu iptal etmemek, bu raporu valiliğe ve bakanlığa tebliğ etmek ile birlikte eş zamanlı olarak savcılığa bildirmekti.

Bu yapılmış olsaydı belki de 78 vatandaşımız bugün aramızda olabilirdi.

Çünkü otelin turizm işletme belgesi iptal edileceği için otel faal olmayacaktı.

Ya da eksiklerini düzeltmek zorunda kalacaktı.

‘Bolu Belediyesi’nin yöneticileri neden göz altında?’ diye soranlara ‘Bolu Belediyesi görevlilerinin hukuki ve cezai sorumluluğu olması nedeniyle’ cevabını vermek gerekiyor.

Telaş ve ön alma çabasının altında bu gerekçenin yattığını düşünüyorum.

Birçok farklı bilgi de beraberinde gelecektir.

Hepimiz acımızı yaşarken ortaya çıkan bu tartışmalardan hepimiz ama az, ama çok nasibimizi aldık.

Kanal kanal gezip, ben suçsuzum demekle olmuyor.

Belge, bilgi ve evrakları sunabilirseniz zaten yaygara yapmanıza da gerek kalmaz.

Tanju Özcan- Sedat Gülener

OTELİN SAHİBİ TGA YÖNETİMİNDE

Tanju Özcan’ın Halk TV’de katıldığı programda ortaya atılan çarpıcı iddialardan biri de Grand Kartal otelinin sahibi Halit Ergül’ün Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın yönetim kurulu üyesi olması idi…

Konuyu araştırdım…

Evet, Halit Ergül yönetim kurulunda yer alıyor.

Kabul edilemez bir durum bu!

Ama programda konuyu aktarma biçimleri Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un kendisini atamış gibi sunulmasının doğru olmadığını öğrendim.

TGA Yönetim Kurulu 18 üyeden meydana geliyor.

İki üye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı, 1 üye THY’yi, 1 üye ise havalimanı işletmelerini temsilen yönetim kurulunda görev alıyor.

Bakanlıktan turizm işletme belgeli bileşik tesisler ile konaklama tesislerinin bulundukları coğrafi bölge bazında temsilini sağlamak üzere ise 12 üye ilgili tesislerinin kendi aralarında yaptıkları seçim sonucunda üç yıl süreyle yönetim kurulunda görevlendirilir.

Söz konusu temsilcilerin dağılımı şu şekildedir: Marmara ve Akdeniz Bölgelerinden üçer üye, Ege Bölgesi’nden iki üye, Karadeniz, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden birer üye seçiliyor.

Bununla birlikte seyahat acentesi işletme belgesi sahiplerinin, bakanlıktan turizm işletme belgeli yeme-içme ve eğlence tesislerinin ve deniz turizmi tesislerinin temsilini sağlamak üzere ülke çapında kendi aralarında yapılacak seçimle üç yıl süreyle birer temsilcinin seçimi gerçekleştirilir.

Seçimle göreve gelmiş.

Yani Halit Ergül’ü Karadeniz Bölgesi’ni temsilen o bölgedeki otel işletmecileri seçmiş.

Ancak buna rağmen bakanlığın konuyu acil bir biçimde düzeltmesinin şart olduğunu düşünüyorum.

Neticede içimizin yanmasında ticari hırsları yüzünden büyük payı olan Halit Ergül’ün turizm sektörünün ucunda ya da kıyısında isminin yer almaması gerektiği kanaatindeyim.

İNSANSIZ HAVA ARAÇLARI YANGINLARDA KULLANILABİLİR

Bu yangın, belediyelerin teknik ekipman olarak ne kadar yetersiz olduğunu bir kez daha gösterdi.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi tarafından gönderilen uzun bomlu söndürme aracı olmasaydı şu an facia dediğimiz sonuçtan çok daha kötü bir durumla karşılaşabilirdik.

Ülkemizde yüksek katlı binaların fazlalığı ya da arazi olarak Kartalkaya gibi zorlu alanlarda çıkabilecek yangınlara karşı insansız hava aracı yani drone söndürme ekipmanlarının da hızla tahkim edilmesi gerekiyor.

Yorumlar20

  • misafir 52 dakika önce Şikayet Et
    Bak orada bir adet KKT tüp diyor. Orası yanan Restoran değil. Orası otelin önündeki kafe. O boyutta bir restorana bir tüp olmazdı. En azından davlumbaz söndürücü olurdu. Kafalar karışık değil kafa karıştırmaya çalışıyorsun. Otele yangın raporu olumlu verilmemiş. Muhtemelen özel şirketten bir rapor alınmış öyle çalışma belgesi alınmış.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • bülent duman 1 saat önce Şikayet Et
    gereken yapılsın adalet tecelli etsin
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Yavuz Sultan Selim 1 saat önce Şikayet Et
    Dumanın, kaçış koridorlarına ve yangın merdivenlerine girişini engellemek için basınçlandırma sistemi yok, kaçış için ışıklı/şarzlı/reflektörlü yönlendirme tabelaları yok, yangın dedektörleri, sprinkleri ve alarmları yok, otantik/gösterişli olsun diye her yer yangına davetiye çıkaran ahşapla kaplanmış, aktif ve pasif yangın durdurucular yok. Can emniyeti önemsenmemiş.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Ferhat 1 saat önce Şikayet Et
    Turizim bakanı neden açıklama yapmıyor
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Tunga 1 saat önce Şikayet Et
    Bu şovmeni seçen bolulu suçludur. Bunun neyine oy verdiniz arkadaş partisinden bile kavrulmuş geri gelmiş TV şovmeni
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat