Kaos Bekçileri
- GİRİŞ18.04.2025 08:40
- GÜNCELLEME19.04.2025 09:41
Türkiye, son dönemde bu kadar gündem yorgunu olmuş muydu?
Sanmıyorum…
Gece yattığımız gündemle sabah kalktığımız gündemin hızı, biz gazeteciler için bile yetişemeyeceğimiz bir boyuta ulaştı desek abartı olmaz…
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in yaşadığı kalp rahatsızlığı, sonrasında Önder’in sağlık durumu nedeniyle geçmiş olsun dileklerini iletmek için toplanan parlamentoda TBMM’nin CHP’li Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca’nın, anayasaya, iç tüzüğe ve teamüllere aykırı olarak, Kâtip Üye CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’e Anayasa Mahkemesinin Can Atalay hakkında vermiş olduğu kararın hüküm kısmını okutması ve sonrasında CHP’ye kayyum atanacak dezenformasyonunun ortaya atılması 24 saati bile bulmayan bir sürede gerçekleşti.
Öncelikle Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Umarım sağlığına kavuşur…
Tamam Norveç değiliz, eyvallah…
Ama bu saydıklarımın bu kadar kısa süre içerisinde gerçekleşmesi Türkiye için bile normal sayılamaz…
Peki bütün bu yaşananlar rastlantı mı?
Ben tüm olanlara ‘tesadüf’ diyenlerden değilim.
Yaşanan her gelişmeden ülkede kaos yaratmak için pusuda beklenildiğini düşünüyorum.
Pusuda bekleyenlerin kim olduğu zaten olayların öznelerine bakıldığında rahatlıkla görülebilecek bir mesafede duruyor.
Görmek isteyenler için manzarayı biraz resmedelim…
19 Mart’tan önce cumhurbaşkanı aday adaylığı kampanyası, tek adaylı ön seçim gibi suni gelişmeleri ülke gündemine getirmek, aynı zamanda da yargıyı baskılamak için suni bir gündem oluşturan Cumhuriyet Halk Partisi, 19 Mart’tan sonra ise baskı oluşturamadığı yargı soruşturmalarının içeriğinin kamuoyunda duyulmasını engellemek, yani dünyanın ikinci büyük yolsuzluk soruşturmasının detaylarının halkla buluşmasının önüne geçmek, üretemediği reel siyaseti ‘mağduriyet’ ve ‘yargıya siyasi müdahale’ gibi algılarla şekillendirmeye çalışmak ve bir taraftan da ‘hedeflenen suni mağduriyeti’ kullanarak parti üstünde vesayeti olanlardan kurtulmak için geçtiğimiz yıllarda da sık sık kullandığı ‘kaos siyaseti’nin en son ve en gelişmiş sürümünü devreye soktu.
Ama bu sefer tüm tuşlara basılarak gerçekleştiriliyor.
Evet yaşadıklarımızın tam olarak ardında yatan gerçekler bunlar…
Sokaklar hareketlendirilmeye çalışıldı, dezenformasyonlar ve manipülasyonlar yapıldı, borsaya operasyonlar çekildi, küresel iş birlikçilerle döviz darbesi yapılmaya çalışıldı, ülke ekonomisine darbe vurmak amacıyla boykotlar yapılmaya çalışıldı, terör grupları sahaya çekilmeye çalışıldı ve dil aşırı sertleştirildi…
İstenen netice alınmasa da ülke gündemi yoruldukça yoruldu…
Hala da yorulmaya devam ediliyor.
Ve devam edilecek gibi duruyor.
Bu yaşananlar tesadüf olamaz demiştim.
Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığı nedeniyle toplanan TBMM Genel Kurulu fırsat biliniyor, Can Atalay’ın anayasaya, iç tüzüğe ve teamüllere aykırı olarak yetki aşımı da kullanılarak hukuken yok hükmünde bulunan AYM kararı okutuluyor…
Bu bir anda akla gelebilecek bir şey mi?
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un “Okunan bu karar yok hükmündedir” açıklamasını yapmasının ardından ise; iki gündür fısıltı gazetesiyle “Ankara’ya polis sevkiyatı artırıldı” iddiası dolaşıma sokuluyor ve sosyal medyada CHP’ye kayyum atanacağı ve CHP’li milletvekillerinin genel merkeze çağrıldığı bilgisi paylaşılıyor.
Dün hakkında gözaltı kararı alınan Rasim Ozan Kütahyalı ile birlikte CHP’ye çok yakın gazeteciler de bu yalanı dolaşıma sokuyor.
Bazıları da bu yalanı direkt olarak dile getirmeseler de CHP’nin milletvekillerinin tamamını genel merkeze çağırıyor olmasını ‘kayyum atanacak’ yalanına zemin oluşturması sağlanıyor.
Bunlardan bazıları sonrasında X hesaplarındaki paylaşımları kaldırıp, tam aksine ‘kayyum atanacak’ paylaşımlarını yapanların yaptıklarının yanlış olduğunu yazıyor.
Rasim Ozan Kütahyalı zaten konuyla ilgili gözaltına alındı.
Ama ondan önce bu yalanı devreye sokanlar için bu yazıyı kaleme aldığım ana kadar bir işlem yapıldığı bilgisi gündeme düşmedi.
CHP’ye çok yakın isimlerden biri olan Altan Sancar’ın paylaşımı saat olarak Rasim Ozan Kütahyalı’nın paylaşımından daha önce…
Hoş, bu dezenformasyonu Özgür Özel de “Kulağımıza böyle duyumlar geliyor” şeklinde dile getirmişti.
Beşinci kol faaliyetlerini akla getiren bu hamleler ile önce kaosu oluşturup sonrasında da pusuya yatılması, bize CHP’nin genetik kodlarını tekrar hatırlatıyor.
Kaosu çıkar, fırsatı kolla, avantajı kap, vesayeti ele geçir ve müstemleke zihniyette yönetmek için can at…
CHP’nin sihirli formülü uygulamada…
Eczacı Özgür Özel’in CHP’nin formülüne kendi de bazı eklemeler yapmış olabilir…
Bu yaşananları talihsizlik, tesadüf gibi kelimelerle ifade etmek süreci iyi okuyamamak olur.
2022’de çıkan ancak uygulamalarına ciddi ölçüde şahit olmadığımız ‘dezenformasyon yasası’nın hakkıyla uygulandığı bir sürecin yaşanması gerekir.
Yeni kaosların önlenmesi gerekir.
Çünkü her kaos bizden küçük ya da büyük bir parça götürüyor.
‘Kaos bekçilerine’ anlayışlı davranılmaz, anladıkları dilden konuşmak şart…
Yorumlar45