Ergenekon Davası
- GİRİŞ07.08.2013 09:33
- GÜNCELLEME10.10.2013 11:05
Ergenekon ismi üzerinde yapılan spekülasyonları bir tarafa bırakıyorum. Özellikle MHP tarafından yapılan itirazı, tepkiyi anlıyorum.
Ama olayın kendisi ismini aşmış, Cumhuriyet tarihinin en önemli davası haline gelmiştir.
Çünkü dava tek yönlü bir dava olmanın ötesindedir.
Yani olay asker kişilerin rejime sahip çıkma meselesi değildir.
Olay, yazarların, dernek yöneticilerinin, sendika yöneticilerinin, marjinal örgüt mensuplarının ve militanlarının, yargılanması olayı da değildir sadece.
Olay siyasette yıllarca adı olup kendisi olmayan bir takım partilerin kanun dışına çıkmalarına yönelik bir yargılama davası da değildir.
Olay iş adamı, gazete, dergi, haber sitesi, akademisyen, azınlık mensubu şahısların yaptığı işlerin dışına çıkarak kanunlara aykırı fiillerde bulunma konusu değildir.
Olay, bazı misyonerlerin, tetikçilerin, mafya yöneticilerinin, çete mensuplarının yasaları hiçe sayan fiil ve davranışlarına yönelik yasal bir süreçte değildir.
Ergenekon Silahlı Terör Örgütü Davasını anlamayanlar, anlamak istemeyenler, anlayıp da meseleyi saptırma peşinde olanların hepsi, herkes şunu iyi bilmeliler; bu karmaşık, bu akıl karıştırıcı örgüt o kişilerin geleceğini de tehdit eder niteliktedir.
Çünkü eğer bu örgüt Allah korusun, uzun süre içerisinde gelişimini sürdürür, gücünü arttırır ise ortada anlayan, anlamayan kimse kalmayacaktı.
Benim, uzunca iddianameden okuyup anladığım; bu örgüt mensupları Armeggedon gibi, iyilerle kötüler arasında vuku bulacak bir savaş ortaya koymuyor.
Bu olayın kahramanlarının özellikle bazı kesimler için iyi insan veya bazı kesimler için kötü insan kavramlarını da yıkıyor.
Kişiler yani Ergenekon'un kahramanları her çevreye, her mesleğe, her konuma, her ideale, öylesine yayılmış ki, şahısların çıkarlarının birbiriyle örtüşmesi mümkün görülmüyor. Dolayısıyla, örgütte birden fazla farklı amacı olan kişinin bir arada görülmesi kafaları karıştırıyor.
Oysa örgütün zaten esas amacı da bu.
Eğer teknoloji bu seviyede ilerlemiş olmasaydı, bu örgütü çözmek imkânsız olabilirdi.
Kaldı ki, örgütteki şahısların birçoğunun fiilleri ve eylemleri itibarı ile aynı sonucu doğuracağını kendileri bile fark edemiyor.
O yüzden hem dışarıdan, hem içeriden bakınca, bizim bildiğimiz klasik bir örgüt yapısını görmemiz mümkün değil.
Örgütteki her "yapı" kendi amaçlarının ve çıkarlarının gerçekleşeceğini düşünerek ve umarak çalışmaktadır.
Bu yapıyı çözmek, gerçekten hem büyük emek, hem teknoloji, hem de süreklilik isteyen bir çalışmayla mümkün.
" Demek ki Türkiye de Savcılar Varmış " dedirtecek bu çalışmayı yapanları Türkiye olarak kutlamamız gerek.
Ergenekon silahlı terör örgütü yargılanması ve sonuçları itibarı ile yani örgütün varlığının yargıya taşınmış olması ve eylemlerinin sonuçları itibari ile şu üç bakımdan önem taşımaktadır.
1- Bu örgüt mensupları kendilerini nasıl tanımlarsa tanımlasın, ifadeleri hangi şekilde olursa olsun eylemlerinin sonucu kaostur.
Kaos; zihinleri bulandırır. Düşünceleri, yöntemleri, kuralları, planları, programları ve idealleri baskı altına alır, terörize eder, kişiler sadece canları ile ilgilenirler. Akıllar, karmaşanın ve korkunun ritmine teslim olur.
2- Kaosa bağlı olarak yani korku endişe ve karmaşa ortamında isteyen istediğini alır.
Ki bu örgütün unsurlarına bakınca, istenen daha çok, İslami çevrelere yöneliktir.
3- Bu örgüt 'ün "elemanlarının" görüntüsüne yani zahire baktığımızda, bu yargılamanın Cumhuriyet Tarihinde bir ilk olduğunu çok rahat söyleyebiliriz.
Çünkü örgüt bu açıdan "Beyaz Türklerin" örgütüdür ve Cumhuriyet Tarihinde ilk kez bu ölçekte ve toplu halde "Beyaz Türkler" yargılanmış ve ceza almışlardır.
Örgütün eylemlerine baktığımızda da bunun açıkça görüldüğünü anlarız. Çünkü bu eylemlerin hemen tamamı "Türkiye'nin Zencilere" yöneliktir.
Ortaöğrenimde, üniversitelerde, iş hayatında, siyasette, basında ve diğer birçok alanda; Müslümanlar, Kürtler, Ermeniler hedef alınmıştır.
Çevreden, varoşlardan merkeze yürüyerek merkezde kendini illegal yöntemlerle korumaya almış bir yapıyı üstelik de uzun geçmişi olan bir yapıyı dağıtmak hele hele yargılayıp cezalandırmak çok önemli ve çok değerli olsa gerektir.
Başta siyasi irade olmak üzere bu iradenin bütün unsurlarını tebrik ediyorum. Ancak biraz canımızı sıkacak olsa da, bu yapılanmanın tamamen dağıtıldığını, yok edildiğini sanmak büyük bir hayaldir.
Ferman Karaçam- Haber 7
ferman.karacam@radyo7.com.tr
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol