İnsafsızlar!

  • GİRİŞ17.05.2014 09:40
  • GÜNCELLEME17.05.2014 09:40

Böyle anlarda kelimeler birer yumruk olup düğümleniyor gırtlağımda, söyleyecek fazla bir şey yok.

Yalnız şunun için birkaç kelime etmek, ardından da emekçi kardeşlerim için yazdığım şiirimi paylaşmak istiyorum.

Bu olayın kendisi kadar acı olan bir şey daha var ki, memleketimizin sahillerinde ve büyük şehirlerin zengin kesimlerinde oturan, varoşlara ve fakir fukaraya tepesinden bakan kesimler bu faciayı da kullanıyorlar.

Hiç sıkılmadan, Sosyal Medyada başlattıkları kan istismarcılığı insanın kanını donduracak boyutlara ulaştı.

Bu kesimler hep kan üzerinden konuştular.

Çünkü biliyorlar ki;

kan tahripkârdır.

Kan ayrıştırıcıdır,

kan bütünleştiricidir de aynı zamanda.

Fakat asırlardır bizim gibi ülkelerin hem kanını döktüler, hem de ayrıştırdılar, bu işbirlikçiler de sürekli alkış tuttu.

Öylesine kokuştuk ki, ben, bizi tanıyamıyorum.

Elbette eskiden de vardı hainlerimiz ama, sayıları az olduğu için, hiç değilse böyle zamanlarda konuşamazlardı.

Otuz yıl bu ülkede aralıksız olarak akıtılan kanımız üzerinden halkımızı öylesine zalimce ve haince istismar ettiler ki neredeyse ayrışıp bölünmenin eşiğine geldik.

Şimdi de, ülkemizin başına gelen büyük bir facia üzerinden, bizi birbirimize bağlayan bütün sinirlerimizi, liflerimizi, kaslarımızı söküp alıyorlar bedenlerimizden.

 

 

Duygularımızı köreltiyorlar, birbirimize acıma, merhamet gösterme, gözyaşlarımız için mendil uzatma özelliklerimizi yok ediyorlar.

Çok zalimler.

Çok insafsızlar.

Aynı zamanda çok hainler ve düşmanlarımızla işbirliği halindeler.

Yöntemleri hep aynı; samimiyeti ve güveni yok etmek.

Kimse kimseye inanmasın, kimse kimseye güvenmesin.

Toplumumuzu ayakta tutan bütün direkler çöksün ve bu toplum yıkılsın, yok olsun istiyorlar.

Bizi bir güve gibi kemiriyorlar içimizden.

Çok ahlaksızlar ve çok pervasızlar.

Her türlü yalanı rahatça ve umarsızca söyleyip yayıyorlar ve o yalan binlerce belki de milyonlarca söylenip kendilerine dönünce de bütün güçleri ile savunup arkasında duruyorlar.

Hepsi ayrı ayrı psikolojik vakıa bu vatandaşlarımızın.

“ 15 yaşında çocuk çalıştırıldı maden ocağında ” diyorlar.

“ AK-PARTİ'nin taşeronuymuş maden sahibi,

dağıtılan kömürlerin de nereden geldiği anlaşıldı” diyorlar.

Burada sayamayacağım onlarca yalan, iftira kol geziyor ortalıkta.

Fakat ben, bu zavallıların iftira ve yalanlarını daha fazla uzatmayacağım.

Emekçi kardeşlerim için yeni yazdığım bir şiiri paylaşmak istiyorum:

Rabbim bir daha bayrağımızı yarıya indirtecek acılar yaşatmayın ülkemize.

Siyah Acı

Ben hep beyaz acılar bilirim

Kolları Osmanlı Coğrafyası kadar

upuzun

yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım

yerin altında kolları

derin ve hain

bir kadın

güneş aşınca dam'ın bacasından

zemheri gibi kokar nefesi

bilirim

dizlerini dövünce avuç avuç

kaburgalarının kırılır gibi çatırdadığını da

bilirim

çocuklar evrensel bakarlar

yarasına kelebek konunca güler

bir ilk yaz akşamı

babası işten dönmeyince susarlar

bir çocuğun yüzü

kırağı düşmüş gül yaprağı gibi sararınca da

bilirim

maden rengi haberler geçmiştir

kara gözlerinden çocuğun

ben hep beyaz acılar tanıdım

kalp atışlarım ağır bir zincir şakırtısıdır

çünkü doğdum ve yaşlandım

hep bir yetim çocuk gibi baktı bana

ortadoğu

ben hep beyaz acılar bilirim

kolları Osmanlı Coğrafyası kadar

upuzun

yaşlandıkça simsiyah acılar da tanıdım

yerin altında kolları

derin ve hain

Ferman Karaçam

fermankaracam@gmail.com

fermankaracam@twitter.com

https://twitter.com/fermankaracam

facebook.com/ferman.karacam

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat