Bu ve benzeri yarışmalar genellikle spekülatif yorumları doğursa da sonuç açısından bakıldığında, bu yarışmalar, yarışmayı düzenleyen ev sahipliği yapan firmalar açısından gerçekte bir PİAR, yarışmaya katılanlar açısından da bir teşvik ve özendirme sonucunu doğurmaktadır. 

Ortaya çıkan bu önemli sonuca baktığımızda yarışmayı düzenleyen, ev sahipliği yapan yani bu işler için emek veren, bütçe ayıran kurumlara ülkemiz adına teşekkür etmemiz gerekir diye düşünüyorum. 
Bu yıl 4. Kez düzenlenen Sihirli Mikrofon Radyo Ödülleri yarışmasına da ikinci defa yine Fatih Belediyesi ev sahipliği yaptı. 
Bilindiği gibi televizyonlardan sonra radyolar gölgede kalmış ancak buna rağmen varlıklarını sürdürmeye, ayakta kalmaya ve insanla olan yürek bağını sündürmeye çalışan ender müesseselerdendir.  
Radyoları ve radyo çalışanlarını desteklemek açıkçası, insanla insan arasındaki yok olmaya yüz tutmuş samimiyeti, yürekler arası içtenliği, muhabbeti desteklemek anlamına geldiği için ben de, Fatih Belediyesinin başarılı Başkan'ı Sayın Mustafa Demir'e ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Ayrıca ödül dağıtımı için de diyebilirim ki bugüne kadar yapılanların en adil olanıydı, ben dâhil herkes ve her kesim memnun edildi ve genç programcı arkadaşların gönlü alındı. Maksat da zaten biraz budur. 
Yarışma sonuçları Zorlu Center, Performans Sanatları Salonunda açıklandı. 11 Şubat akşamı yapılan ve geç saatlere kadar süren ışık, ses ve teknolojik donanım bakımından mükemmel olan salonda en büyük eksik yeterli havalandırma yapılmayışıydı.
Salonda yoğunluk olan parfüm kokularının kaotik baskısı nefes almayı zorlaştırıyordu. 
Fakat benim asıl eleştirim bu önemli faaliyeti ciddi manada gölgede bırakan ve Fatih Belediyesi adı ile dahi asla yan yana gelmeyecek başka şeyler var. 
Bir iş yapılır ama nasıl yapıldığı o işin kendisi kadar hatta kendisinden daha da önemlidir. 
Bu yarışmada da durum aynıdır, işin nasıl tarafı işi gölgelemiş, küçültmüş hatta keşke yapılmamış olsaydı dedirtmiştir. 
Hani denir ya sözü söylemek maharet değil, nasıl söylediğin önemlidir yani üslup dediğimiz şey. 
Eskiler buna üslub-u beyan ayniyle insan  demiştir. 
Bu yarışmanın üslubu da başta Fatih adına, ardından Fatih Belediye Başkanının kişisel duruşuna ve nihayet kurumsal yapısına da yakışmamıştır. 
Fatih adı bu ülke insanının ve İslam Uygarlığına mensubiyet hisseden bütün İslam toplumlarının hepsi için önemlidir. Önemi sadece büyük bir kahraman, çağ açıp kapayan bir lider, sanatta ve bilgide bir deha olmasından kaynaklanmıyor. 
Fatih adı aynı zamanda, genç kuşaklarımız ve geleceğimiz için sembol bir kahramanıdır.
Çünkü O, 20'li yaşlarda bir büyük Fatih'tir.
Günümüz gençliğine bu ve benzeri kahramanlarımızı zaten daha yeni yeni tanımlıyoruz.
O akşam, o salona gelen ortalama bir genç açısından bakıldığında, yarışma sonunda gencimizin  aklında neyin ya da nelerin kalacağına  bakarsak; eğlence diye aralara serpiştirdiğimiz yakışıksız görüntüler ilk sırayı alacaktır. 
Sebep ne olursa olsun ne Fatih gibi büyük bir tarihi Kahramanımızın adı, ne Mustafa Demir gibi gerçekten çok çok başarılı ve beyefendi bir Başkanımızın adı ve ne de kurumsal kimlik duruşu açısından Fatih Belediyesi adı, o gece o salonda ortaya dökülen çirkin görüntüler ile bağdaşmamıştır. 
Söylediklerimi daha somutlaştırmak için şu sorulu örneği de vermek istiyorum:
Yarışmada ödül alan kişilerin arka arkaya çağrılarak bir monotonluk oluşmasını engellemek ve geceye bir eğlence niteliği katmak için aralara serpiştirilen sanatçılardan Kubat, Mustafa Ceceli, Zara gibi bir kaç sanatçı dışında sahneye çıkarılanlar Sayın Başkan'ımızı ve protokoldeki zevatı rahatsız etmemiş midir?
Eminim etmiştir. Üstelik protokolde oluşunuz dışarı çıkmanıza da engel olmuştur. 
Öyle ise, siz beni anladınız Sayın Başkanım.
Bu ve benzeri uygulamalar, sizin gibi kurumu ile bütünleşmiş, saygın bir şahsiyetin duruşuna hiçbir şey katmaz Mustafa Bey. 
Sizi, ne farklı kesimlere açar ve ne de  onurlandırır tersine, erdemli ve şahsiyetli duruşunuzu zedeler işte ben, sizin için, tam da bunu istemediğimi söylemek istiyorum Sayın Başkanım.
Başarılarınızın devamını diliyorum. 

Ferman Karaçam 
fermankaracam@gmail.com
fermankaracam@twitter.com