Aramızdaki arifler-1 Bekir Topaloğlu
- GİRİŞ10.03.2016 13:27
- GÜNCELLEME12.03.2016 09:37
Bekir Hoca aklıma her geldiğinde kendime olan kızgınlığım da sürekli tekrarlanacak.
Benim üzüntüm iki türlü.
Birincisi, elbette Bekir Hoca gerçek bir Alimdir ve O'nun ölümü alemin ölümü gibidir. O'nun vefatına çok üzüldüm ama ikinci üzüntüm ve kendime kızgınlığım şundan: ARAMIZDAKİ ARİFLER ana başlıklı bir biyografiler dizisi planlamıştım.
Bu düşüncemi Sevgili Yayın Yönetmenimiz İbrahim Bey'le de paylaşmıştım. Hoca rahatsızlanınca ilk sıraya da Bekir Hoca'yı koymuştum. Ama biraz daha eklemek istemiştim. Bu ekleme işini geciktirince Hoca vefat etti. Gene de Hoca 'yı hala aramızda gibi düşünerek, O'nun için kaleme almaya çalıştığım makalemi bugün paylaşıyor, Hoca'ya RABBIMIZDAN rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Bekir Hoca,
Bir Medeniyetin büyüklüğü ve değeri o medeniyete mensup insanların ahlak ve davranışları ile ölçülür.
Bunu şöyle de söyleyebiliriz; Ahlak ve davranışları ile insanların gönüllerini fetheden büyük insanlar, büyük bir medeniyete mensupturlar.
Büyük insanlar, büyük medeniyet toprakları üzerinde yetişirler ve o medeniyeti omuzlarında taşır, temsil ederler.
Killi, kireçli, çorak ve batak topraklarda bitki bile yetişmezken biz, o topraklardan faydalı bitki çıkmasını bekleyebilir miyiz?
Mevlana, İslam Medeniyetinin yetiştirdiği ve Dünya durdukça da İslam Medeniyeti mensupları tarafından başlarda taç gibi taşınacak bir büyük gönül adamıdır.
Mevlana ile çağdaş olan niceleri yaşadı, niceleri geldi ve gittiler ki biz onların hiçbirini ne tanıyor ne de hatırlıyoruz.
Mimar Sinan da Mevlana gibi bu büyük medeniyetin mensubudur, asırlar geçse, onu da unutmayacağız.
İslam Medeniyetini temsil eden ilk Medine Örnek Devletinden günümüze kadar geçmiş olan tüm devletler, eldeki en önemli madeni yani insan hayatını en iyi şekilde değerlendirirler.
İnsanın ömrü; medeniyet adına devleti yönetenlerin elindeki eğitim ve öğretim sistemi sayesinde Hakka ve hakikate raptedılırler.
Bizim içimizdeki Arifler Cumhuriyet Döneminde yetiştiler ve kendi kendilerini eğitip Hak ve Hakikat hizmetkarı oldular.
Yani bizim Ariflerimiz baskılarla karşılaştılar.
Hatta Cumhuriyet Döneminde yetişen ilim ve irfan ehli şahsiyetler Hak ve Hakikat ehli olmasın diye engellendiler, meşakkatler ve çilelerle yoğruldular.
İşte bu sebeple Aramızdaki Arifler'in kıymeti, eski Ariflerimizden, Abitlerimizden, İlim ve İrfan Ehli Zahitlerimizden daha az değildir.
İşte bu Arif'lerden biri, Profesör Bekir Topaloğludur.
Hoca'yı İslam Ansiklopedisinde, diğer bir ifade ile 1990 yılında İSAM'da tanıdım.
Sanırım o sıralarda sakallarını henüz uzatmamıştı.
Ciddi bir duruşu vardır ama bana kalırsa kumral yüzüne tebessüm yayıldığında, gülümsemenin en çok yakıştığı yüzlerden birine sahip olduğunu hemen farkedersiniz.
Orta boylarda ince, zarif, kilosuz bir bedeni vardır.
Yaşlandıkça beli eğilen tiplerden değildir Hoca.
Otururken de, ayakta iken de beli bir delikanlı beli gibi dümdüz ve kusursuzdur.
Biraz konuşunca Karadenizli olduğunu hafif celaliyle ve bazı kelimeleri ile ele verir ama çok da emin olamazsınız.
Karadenizli olduğuna belki sizi, yakışıklı kumral yüzü ikna edebilir.
Hoca, 1936 Yılında Trabzon'un Çaykara ilçesinde dünyaya gelir. Dedesinden aldığı dini bilgiler ve Arapça ile iki yıl kadar Trabzon'un bir köyünde imam-hatiplik yapar.
1952 Yılında İstanbul İmam-Hatip Okulun'a kaydoldu, 1959 yılında mezun oldu. Okul yılları devam ederken bir yandan da Hoca, İstanbul'un çeşitli Camilerinde Fahri olarak vaizlik yaptı.
1950'li yıllarda, Anadolu'nun bir küçük kasabasından çıkıp, daha on yaşlarında iken İstanbul'a, koskoca bir şehre geliyor ve burada yatılı olarak okuyorsunuz, hem de çalışıp para kazanıyor ve bir yandan da hizmet ediyorsunuz.
İşte benim yukarıda söylemek istediğim buydu.
Küçücük bir kasabadan, kocaman bir şehre geliyorsunuz.
Daha ana kuzusu dediğimiz yaşlarda ilim tahsil etmenin yollarına düşüyorsunuz. Hani klasik Alimlerimizin hayat hikayelerinde olur ya, analar, babalar ölür ama eğitimi aksamasın diye talebeye haber verilmez.
Bizim Cumhuriyet dönemi İlim Adamlarımız için çok daha fazlasını söyleyebilirsiniz.
Yoksulluk, baskı ve resmi makamlar tarafından aşağılama bizim aramızda yaşayan Alimlerimizin en onulmaz yaralarıdır.
Bekir Topaloğlu işte bu yaralarına tuz basarak okudu ve bu Ülkenin en saygın Alimlerinden, en değerli Hocalarından biri oldu.
Binlerce talebe yetiştirdi, yüzlerce makale, kitap, Ansiklopedi Maddesi ve en önemlisi bu Ülkenin gelecek kuşaklarının minnetle hatırlayacağı bir Ahlaklı Şahsiyet, örnek bir kişilik, İslam'ın İzzetine yakışır bir İlim Adamı olarak Bekir Topaloğlu adını bıraktı.
Hoca'yı çok seviyordum, aramızda bir gönül köprüsü vardı, karşılaşınca hep kucaklaşır, hal hatır sorardık. İnşallah hakiki yurdumuz olan ebedi alemde de Hoca ile yine kucaklaşırız.
fermankaracam@gmail.com
fermankaracam@twitter.com
twitter.com/fermankaracam
facebook.com/ferman.karacam
instagram.com/fermankaracam
Yorumlar1