Avâzeyi Bu Âleme Dâvûd Gibi Sal...

  • GİRİŞ06.06.2016 07:54
  • GÜNCELLEME07.06.2016 08:30

 

 

 

 

Bâki'nin yukarıya aldığım beytini şöyle değiştirsek: Avâzeyi bu âleme Ali gibi sal ..... 

 Hem de öylesine güçlü bir Avâze  ki, bütün dünya ve binlerce kilometre uzaktaki Türkiye, Türkiye'de yaşayan herkes ve her kesim bu davudî avâzeyi duymuştu. 

 

Yıl 1973, lise talebesiyim.

Gazeteler bir yıl sonra yapılacak Dünya Ağır Siklet Boks Şampiyonasından ve bu şampiyonaya katılacak Müslüman bir boksörden söz ediyor. 

Daha önce ufak çapta yaptığım mahalli boks çalışmalarımı tamamen durdurmuştum. 

Koskoca Amerika'ya kafa tutan, Vietnam savaşına katılmayı reddeden,

Müslüman olduğunu, tüm baskılara rağmen, süper bir güce karşı korkmadan haykıran çağdaş bir Bilal-i Habeşi'den bahsediliyordu. 

Kömürlüğe kum torbalarını astım ve başladım yumruklamaya.

Okuldan geldikten hemen sonra, kömürlüğe giriyor, torbaların içine doldurduğum ve tavana astığım kum torbalarına parmaklarımın boğumlarındaki deriler soyuluncaya kadar, kanayıncaya kadar vuruyordum. 

Bir yıl kadar süre ile birkaç defa yırtılan torbaların yerine yenilerini dikip kum doldurarak kömürlükte boks çalıştım. İlginç bir şekilde Amerikalı Zenci bir Müslüman boksörle kendimi özdeşleştirmiştim. 

Zaman zaman çıkan haberlerle daha bir bileniyordum, Muhammet Ali Clay'ın fotoğraflarını gazetelerden kesiyor, biriktiriyor, O'na sürekli dua ediyordum ve şeftali tüyüne benzer kılları yeni yeni çıkan bıyıklarımla ben de bir şeylere, birilerine meydan okuyordum.

Bir yıl sonra, maçın yapılacağı gece hiç uyumadık.

Bütün bir aile, hatta mahallenin hemen hemen bütün erkekleri, siyah beyaz bir komşu televizyonunun karşısında maçı gecenin geç saatlerinde izledik ve çok şükür kazandık. 

Muhammet Ali benim yaşımdaki gençler için bir efsaneydi.

Bütün Dünya'da ve tabi ki bu arada Türkiye'de şiddetlice esen sosyalizm ve Karaoğlan rüzgârlarına karşı bizim elimize güçlü bir dayanak sunuyordu Muhammet Ali.

Çünkü O, Emperyalist Amerika'ya karşı tek başına kafa tutmuş, delikanlıca direnmiş, Müslümanca sesini yükseltmiş ve sonunda kazanmıştı. 

Biz de Müslümanca  direnebilir, biz de karşı koyabilir ve ille de sosyalist olmaya gerek kalmadan biz de Emperyalistleri alt edebilirdik. 

1978 yılında O'nu yine bir siyah beyaz Televizyon ‘da ama bu kez daha olgunca bir yaşta ve Üniversite öğrencisi olarak seyretmiş, yeniden Şampiyonluğu’nu alkışlamış, aynı heyecanı yaşamıştım. 

Muhammet Ali 1964 yılında köklerine döndüğünü, Müslüman olduğunu haykırmış ve bu tutumu ile sadece Türkiye'yi ve bizleri değil, Dünya'daki milyonlarca insanı etkilemiş, milyonlarca gencin de Kahramanı olmuştur.

Bu yanıyla O Malkom X gibi Müslümanca yaşamış ve Müslümanca ölmüştür.

Muhammet Ali spordan kazandıkları ile Filistin'den Bosna'ya kadar bütün bir İslam Dünyası'na ve o dünyanın yoksul, yetim, evsiz ve kimsesizlerine yardımcı olmuştur.

Ülkelerinde Demokrasi mücadelesi veren Müslüman Liderlere; Rahmetli Necmettin Erbakan'dan, Bilge Kral Alia İzzet Begoviç'e kadar herkese açıkça ve güçlü bir şekilde destek vermiştir.

Amerika  ırkçılığının zirvede olduğu bir dönemde hem spor hayatını ve hem de canını riske atarak ırkçılıkla mücadele etmiştir.

Devrim niteliğindeki çıkışları ile sadece Spor Dünyasında değil her kesimde sevilir ve takdir edilir oldu.

Amerika'da ve dünyanın birçok ülkesinde ezilen yoksul kesimlerin hamisi oldu.

Kabre gireceği bu mübarek günlerde kendisine Rabbimizden rahmet diliyor ve başladığımız şekilde yine Bâki'nin bir başka beyiti ile bitirerek, adaşı Hz. Ali'ye komşu olmasını temenni ediyoruz.

"Yenilmez dünya kocakarısına Bâki/

Bu meydana beyim erkekçe geldi.

Bugün başlayan Ramazan-ı Şerifin Memleketimiz, Milletimiz ve tüm ümmet için hayırlar getirmesini diliyorum.

FERMAN KARAÇAM - HABER 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

instagram.com/fermankaracam 

 

 

Yorumlar1

  • gülsen 8 yıl önce Şikayet Et
    harika bir yazı olmuş ...
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat