Günü Gelince Srebrenitsa da Konuşacak
- GİRİŞ13.07.2016 07:48
- GÜNCELLEME14.07.2016 08:40
İsterseniz, rahmetli üstad'ın dediği gibi dünyanın en yüksek dağının tepesinden avazınız çıktığı kadar haykırın, kimse sizi duymuyor ya da duymak istemiyor.
Teknoloji mi dediniz?
Siz geçin onu bir kalem.
Yere düşmeyin bir kez, zayıflamayın, yenilmeyin, muhtaç olmayın kimse sizi görmüyor ve işitmiyor.
İki gün evvel Srebrenitsa'nın yani Srebrenitsa katliamının 21. Yıl dönümüydü.
BM adına şehri korumakla görevli olan Hollandalı subay, şehirdeki boşnakların silahlarını toplamış ve şehirden ayrılmış, ardından Sırp Komutan Ratko Mladiç, emrindeki birliklerle şehre girip yaklaşık dokuz bin boşnağı katletmişti.
Şehrin eli silah tutanları, gençleri ve erkekleri savaştığı için şehirdeki nüfusun hemen hemen hepsi kadın ve çocuklardan oluşuyordu.
11 Temmuz 1995 günü yapılan bu vahşet, 2. Dünya savaşından sonra Avrupa'da işlenen en büyük toplu katliam olarak belgelendi ve tarihe geçti.
Ashab-ı Uhdud'u yeniden hatırlatan bu insanlık dışı katliam, öylesine planlı yapıldı ki, toplu mezarlara konulan cesetlerin bazıları birkaç parçaya ayrılıp ayrı ayrı toplu mezarlara gömüldü.
Neden mi?
Daha sonra ortaya çıkacak toplu mezarların içindeki cesetlerin gerçek kimliklerine ulaşılamasın diye.
Planlı ve acımasız.
Hunharca yani Batı'ya, Batılılara özgü.
Bu katliamın birinci derecede sorumlusu; Birleşmiş Milletlerdir.
Biliyoruz; insan bedenindeki azalar nasıl insanın kendi aleyhinde şahitlik edecekse, arzın bedenindeki şehirler de günü gelince konuşacaklar.
Bir gün Srebrenitsa da konuşacak, bunu biliyor ve asla unutmuyoruz.
TEM Teröristleri
Dokuz günlük Bayram tatili süresince, önceki yıllara göre sayısı giderek azalmış olsa da yollar, yine kan gölüne döndü.
Bir büyük ayıp, bir büyük sonradan görmüşlüğün şımarıklığı ve ahlaksızlığı ki sormayın gitsin.
Her zaman, her önüme gelene söylediğim gibi buraya da yazayım herkes bilmiş olsun.
İstisnaları ayrı tutuyorum, söyleyeceğim kategoriye girip yolları tapulu malı gibi kullanmayan, karşısındakilere ve yollara karşı sorumluluğunu yerine getirenlere diyeceğim yok ama yollarda baba malı lüks araçlar kullanan magandalar belirgin bir şekilde birinci derecede kötü rollerini oynadılar.
Arabalarını zengin babaları doğum günü hediyesi olarak vermiş olabilir fakat yollar; şerit ihlali yapan, hız yapan, birbiriyle yarışan, saygısızca zikzaklar çizen ve yediklerinin çöplerini yolun ortasına fırlatan bu lüks araçlı züppelerin babalarının değil, milletin malıdır.
Bunlara ben, TEM Teröristi diyorum.
Bu teröristlere devlet, diğer teröristlere yaptığını yapmaz yani millet adına haddini bildirmezse görevini yapmış olmaz.
Son yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, Hükümet Sözcü'sü Sayın Numan Kurtulmuş'un söylediklerinden anladığımız kadarı ile Hükümet bu konuyu daha etraflı ve daha büyük bir ciddiyetle ele alacak.
Bu umudumuzu muhafaza ederek Hükümete, şu konuları daha bir özenle ele almalı diye, hatırlatmak isteriz:
1- Türkiye'de, başkalarına karşı saygısızlık, acımasızlık, ahlaksızlık sergilenen birçok konuda olduğu gibi, Trafik konusunda da caydırıcılık maalesef yeterli değil hatta terörist, hırsız ve magandaları özendirici ve şimartıcı nitelikte hafif cezalandır.
Cezaları arttırmak gerekir.
2- Önleyici tedbirler yeterli değildir.
3- Eğitim konusunda biraz mesafe alındı ancak küçük yaşlarda karakter halini alacak Güzel Ahlak örneği ( Başta Peygamber'imiz olmak üzere ) şahıslar okutulmalı.
Saygı kavramının ve empatinin bilhassa üzerinde durulmalı.
Ramazan Bayram'ında olduğu gibi önümüzdeki Kurban Bayram'ı tatilinin de uzun olacağı anlaşılıyor.
Dileyelim ki, o zamana kadar Hükümetimiz bazı acil tedbirleri hemen alsın ve artık, trafiğe bu kadar kurban vermeyelim.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol