40 Yıllık Hizmetin (!) Son Perdesi

  • GİRİŞ17.07.2016 08:57
  • GÜNCELLEME18.07.2016 08:44

Ve uzun, çetin, kaygı dolu bir gece yaşadık ama aydınlık, özgür bir sabaha eriştik elhamdülillah.

Sivil Toplum Kuruluşları ile, Medyası, Siyasi  Partileri, Polisi, Yargısı ve en önemlisi de, iyi şeyleri hakketmek için ortaya can koymuş onurlu halkımızla birlikte yüz akı bir mücadele verdik.

Tarih, 15 Temmuz gecesinde bu halkın ortaya koyduğu mücadeleyi ve verilen şehitleri Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı ruhu ile birlikte yan yana yazacaktır.

Çünkü;

eğer bu kalkışma durdurulmasaydı Ülkemiz emperyalizme teslim edilecek ve belki de yüzlerce yıllık köleliğimiz başlamış olacaktı.

Bu arada dün gece yaşanan iki çok önemli konuya parmak basmazsak haksızlık olur:

1- Sayın Cumhurbaşkanı'mız yine daha önceki olaylar sırasında gösterdiği dahiyane liderlik yeteneğini ve öngörüsünü ortaya koyarak derhal halkı sokağa çağırdı.

Eğer bunu yapmasaydı darbeci askerlerle polis arasında bir çatışma yaşanacaktı ve hem çok kan akacaktı, hem de olayların seyri belki de isyancı çetenin istediği yöne doğru gidecek veya Allah korusun işler çığırından iyice çıkıp, araya bir takım başka örgütler de girecek ve bir iç savaşın fitili ateşlenmiş olacaktı.

Erdoğan, bütün bu faciaya doğru gidecek yolların hepsini hesaplayarak polisle çeteci askerlerin arasına halkı tampon yaptı.

Evet, bu tampon sırasında sivil şehitlerimizin sayısı fazla oldu ama İblis'in emrindeki çeteciler sosyal medyadan darbenin başarılı olduğunu ve sokağa çıkma yasağı uygulandığını ısrarlı ve sürekli yazdılar. Halkın sokağa çıkmasını engellemeye çalıştılar. Eğer halk sokağa çıkmamış olsaydı darbe yapılmış bitmiş olacaktı.

Ayrıca, böyle zamanlarda Cumhurbaşkanı konumunda hiç kimsenin kolay kolay cesaret edemeyeceği bir şey yaptı.

Recep Tayyip Erdoğan hedefte kendisinin olduğunu bile bile ve çetecilerin savaş jetleri hava sahamızda cirit atarken ve dahası yakıt ikmal uçakları ile jetlerin havada kalış sürelerinin uzatıldığı öyle bir gecede, hava yolculuğu yaptı.

Böylesine bir cesaretin tarihte örneği var mıdır bilmiyorum, nitekim Marmaris'te kaldığı oteli bombaladılar, birçok polis yaralandı, iki polis de şehit edildi otelin önünde.

2- Denizli Valisi Sayın Ahmet Altıparmak basireti sayesinde 515 tane özel eğitimli ve özel teçhizatla donanımlı komandonun, Ankara'ya gidişini engelledi.

105'i rütbeli subayın kendilerini tatbikat için Ankara'ya götüreceklerini söyleyen komandoların araçlara bindirilip hava alanına geldiklerini tespit eden Vatansever valimiz, Hava Alanının elektriklerini kestirip, o civardaki trafoları tahrip ederek komandoların Ankara'ya gidişini engelleyip, Askerleri tüm rütbeli komutanlarla birlikte gözaltına aldırdı.

Eğer bu özel eğitimli komandolar Ankara'yla ulaşmış olsalardı yine Allah korusun, o geceki olayların seyri değişebilirdi.

Böylece, başta Şehitlerimiz olmak üzere, Cumhurbaşkanı'mız, halkımız ve dikkatli devlet adamlarımız, emniyet güçlerimizin gayretleri, Allah'ın bu gayretlere verdiği güç ve kuvvet sayesinde Türkiye tam uçurumun kenarından çekilip alındı.

Aslında Cumhurbaşkanı'mızın da dediği gibi dünkü zifiri karanlık uzun gecede yaşananlar belki de, Allah'ın bu millet için bir lütfu idi. Zira bu şerrin sonunda Türkiye için hayır kapılarının açılacağını görür gibiyiz.

40 yıldan beridir bu fakir ve Arif halkın en asil olan dini duygularını sömürerek devletin her kademesinde sinsice yerleştiler.

Özellikle askeriyede daha sinsi, daha rikkatli ve haince pusuya yattılar.

Gözaltına alınanlara baktığımızda bunu çok net olarak görmekteyiz; nitekim Kara, Deniz, Hava Kuvvetlerine ve Jandarma Genel Komutanlığına bağlı Komutanlar, Tugay, Tümen Komutanları, Bölge Ordu Komutanları, Jandarma Bölge Komutanları, Mekanize, Topçu Kara ve Hava Komutanları, Komando Tugay Komutanları, Amiraller, Albaylar, Askeri ve sivil Yargı Üyeleri, Sayıştay, Danıştay Üyeleri.

Devletin kılcal damarlarına sızmış, F16 ve diğer silahlı helikopterleri çalmış çete mensupları, alçaklıklarını tarihe kazımak için İstanbul ve Ankara semalarında ses hızını aşan alçak uçuşlar yapmışlardır.

Yukarıda, şer gibi görülen bu olayın, milletimizin geleceğine doğru hayra kapı aralayacağını söylemiştik.

Fethullah Gülen 40 yıl kan emici bir sinsi vampir gibi, bu Ülke insanının inançlarını, hayallerini, parasal kaynaklarını emerek yetiştirdiği ve Devletin kılcal damarlarlarına yerleştirdiği çetesiyle birlikte suçüstü yakalandı.

Şimdi bu çetenin tüm mensupları artık kendilerini gizleyemeyecekleri bir şekilde meydana çıktılar.

Allah (cc), bu ihanet çetesinin haşhaşilerini tek tek açığa çıkardı.

Gülen iblisinin oynamak istediği hayalindeki karanlık oyunun son perdesidir bu. Bir karanlık gecede tüm figüranlarıyla birlikte sahneye çıktılar ve kapanış perdesinde son oyunlarını oynadılar.

Bu Ümmetin başındaki en büyük bela olan ve şeytanla işbirliği yaparak geleceğimize, Emperyalist Baronlar adına el koymaya çalışan ihanet çetesi dağıtıldı.

Şimdi; kardeşkanı akıtan, 40 yılda yetiştirdiği tüm kadroları deşifre olup ele geçen, bu kadroların meslek hayatlarının, aileleri ile çoluk çocuğunun perişan olmasına sebep olan ve böylece Cehennemdeki yerini kendi elleriyle hazırlayan İblis ne yapacağını düşünsün.

Tüm ümmete geçmiş olsun.

Ayrıca; Sabaha kadar sokaklara dökülerek tanklara karşı direnen yeğenlerime, komşu ve akrabalarıma, arkadaşlarıma, Sabiha Gökçen Hava Limanında uzun süre rehin tutulan evladım Muhammet İkbal'e, Boğaziçi Köprüsünde yaralanan komşum Leven Bey'e ve yine Boğaziçi köprüsünde ağır yaralı olan Ve Fatih Sultan Hastanesinde yatan kardeşim Nail Durmuş'un sevgili evladı Selim'e acil şifalar diliyorum.


Ferman Karaçam - Haber

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

instagram.com/fermankaracam 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat