Avrupa Parlamentosu'nun Daily Sabah kararı, Avrupa'nın kendi kutsal ineğini boğazlaması gibi bir şey.

Jeroen Lenaers adlı Hollandalı bir Avrupa Parlamentosu (AP) Milletvekilinin isteği üzerine, AP Başkanı Antonio Tajani,  Daily Sabah Gazetesinin parlamento binası içerisine girişini yasakladı.

Parlamento basın müdürü Marjory Van Den Broeke  alınan bu kararı doğruladı.

Avrupa ülkelerinden bir kısmının, açıkça, Türkiye'de yapılacak 16 Nisan referandumunda taraf tutmalarını tabi ki yadırgıyoruz ve kınıyoruz.

Fakat Avrupa Birliğinin Parlamentosu gibi tüm Avrupa Değerlerine karşı daha hassas ve duyarlı olması gereken bir kurumun basın özgürlüğü gibi temel bir değeri çiğnemenin hiçbir şekilde izahı ve anlaşılır tarafı olamaz.

Bu küstahça davranışın hiçbir haklı gerekçesi yoktur ancak Daily Sabah'ın AP'da yasaklanmasının sebepleri üzerinde durmamız gerekiyor.

Bu yasaklamanın iki temel sebebi vardır.

Birincisi, Batı, ahlaki ve kültürel açıdan inanılması güç bir kriz ve çöküş yaşıyor.

Bu kriz bir anda ortaya çıkmış değil.

Uzun zamandır belirtileri vardı ancak dünya ekonomisindeki küresel dalgalanmalar, İngiltere'nin Brexit kararı, arkasından diğer bazı Avrupa ülkelerinin de benzeri kararlar alabileceği söylentileri, Almanya'nın ve Fransa'nın Avrupa Birliğinin dağılma ihtimaline karşı hareketlenmesi, ABD'nin kendi içinde bölünerek, AB'nin dağılma ihtimaline karşı hem kendi içinde birbirine, hem de karşı tarafa yönelik tavır alması, göçmenlerin Batı kapılarını zorlaması... ve buna benzer sebepler zaten yozlaşmaya ve gerçekliğini kaybetmeye başlayan Avrupa değerlerinin krizini tetikledi.

Ve Avrupa'nın her tarafından patır patır dökülen cilalarla birlikte onun hakiki yüzü de ortaya çıkmaya başladı.

Böylece,

Rönesansla birlikte dünyaya servis ettikleri ; aydınlanmacı, fikir ve basın özgürlüğü taraftarı, hukukun üstünlüğünü benimseyen, demokrasi ve insan hakları savunuculuğu gibi değerlerin cilası döküldü ve altından; baskıcı, kaba, bencil, aşağılayıcı ve en önemlisi de genlerindeki ırkçı yüzleri ortaya çıktı.

Yani Erdoğan'ın deyimi ile maskeli balo sona erdi.

Şimdi gerçek yüzleri, gerçek niyetleri ortaya çıkmaya başladı ve adım adım bunları görmeye başlayacağız artık.

Şaşırtıcı mı?

Bana sorarsanız hayır.

Her uygarlığın kendine özgü temel ve hiçbir zaman değişmeyen, zamana göre çok fazla eğilip bükülemeyen gerçek değerleri vardır.

Batının da en temel değeri (!) ırkçılıktır.

Batı, bu asıl karakterini ne kadar örtmeye çalışırsa çalışsın, teknolojinin bütün imkanlarını ne kadar kullanırsa kullansın, uzun vadede bu karakterinin ortaya çıkmasını engelleyemez, engelleyemedi de zaten.

Çünkü, bu onun aslıdır.

Belki kısa zamanda aslına dönmesi beklenemez ama uzun zamanda da önüne geçilemez.

Daily Sabah Gazetesinin , Avrupa Parlamentosunda okunmasını yasaklamanın ikinci bir yönü daha var, asıl bunun da üzerinde durmamız lazım.

Fetö dediğimiz hain yapı, nasıl ki Türkiye'nin en kritik kurumlarının kılcal damarlarına sızmışsa, hiç şüpheniz olmasın, Avrupa'da da, bir çok kurum ve kuruluşta oldukça etkin konumdadırlar.

Türkiye'de ki 15 Temmuz yenilgisinin ardından, üst düzey örgüt mensuplarının önemli bir bölümü, Avrupa ve Amerika'ya yerleşerek Türkiye'ye karşı cephe almışlardır.

Bu ülkelerdeki Medyada, siyasi partilerde, think-tank kuruluşlarında, parlamentolarda, sosyal kuruluşlarda aktif ve kilit noktalarda olan kişileri Türkiye'ye karşı kışkırtacak yöntemlere baş vuruyorlar veya buralarda bizzat mevzilenerek bize karşı zehir kusuyorlar.

Daily Sabah'ın AP binasına girişinin yasaklanmasında da Fetöcülerin rolünün olduğu anlaşılıyor.

Ve bu noktadan hareketle baktığımızda, öyle görülüyor ki Fetö hainleri Avrupa ve Amerika'da gitgide daha ileri mevziler kazanmaya çalışacaklar ve Türkiye'ye karşı her türlü kötülüğü yapmak ve yaptırmak isteyecekler.

Türkiye şu anda referandum hararetinden dolayı Batıya ve Batıyı kullanarak bize karşı kışkırtan PKK ve Fetöye karşı sözlü ve haklı olarak sert karşılıklar veriyor fakat referandumdan sonra özellikle Fetö ve PKK mensuplarına karşı daha etkin ve somut tedbirler almalıdır.

Daily Sabahı Avrupa Parlamento binasına sokmayan ve  parlamenterlerin okumasını engelleyen ilkel ve kapkara zihniyeti, faşist baskıyı kınıyor, başta Genel Yayın Yönetmeni Serdar Karagöz olmak üzere tüm camiaya geçmiş olsun, diyorum.

Ferman Karaçam - Haber 7 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam