Yeni AK PARTİ'den Milletin Beklentileri -ll
- GİRİŞ10.05.2017 07:17
- GÜNCELLEME12.05.2017 06:09
21 Mayıs'tan sonra yepyeni bir AK PARTİ'nin ortaya çıkacağını ve ikinci bir atılım, kalkınma ve manevi inşa hamlesi başlayacağını düşünüyorum.
Nitekim , Cumhurbaşkanımızın geçenlerdeki ifadesini benim söylemeye çalıştıklarımın bir özeti olarak da anlayabiliriz:
"Parti olarak hasbilikten hesabiliğe doğru savrulduk.
Hasbiliğe döneceğiz Hesabi değil hasbi (gönülden, karşılık beklemeksizin yapılan) olacağız"
Biz de bu dönemde milletin AK PARTİ'den neler beklediğini daha önceki yazımızda maddeler halinde sıralamış ve yedinci maddeye gelmiştik.
Okuyunca görülecektir ki millet tam da bunu yani hasbi olmayı bekliyor AK PARTİ'den.
7— AK PARTİ için en önemli sorunlardan biri gençlik.
Bugünkü gençler ne geçim sıkıntısını biliyor.
Ne hastanelerdeki muayene kuyruklarını yaşadı.
Ne çöp dağlarını gördü.
Ne günlerce akmayan musluklardan gelen tısss sesleriyle karşılaştı.
Ne Haliç'ten çıkan ve İstanbul'un yerini göğünü saran o pis kokularla bunaldı.
Ne ilaç kuyruklarında yaşlı annesine ilaç almak için saatlerce bekledi.
Ne Eczane Eczane gezip aradığı ilaçları bulamadan, kahrolarak evine elleri boş döndü.
Ne herhangi bir yakınını parasızlıktan Hastane'de rehin bıraktı.
Bu gençler, yıllarca hayallerinde yaşattıkları uçağa binmeyi gerçekleştiremeden yaşlanmadılar bizim gibi.
Bu gençler asfalt yollara, hızlı trenlere, metrolara, metrobüslere, evinde ve kaldığı öğrenci yurdunda ki sıcak sulara aşina, bu gençler 80 kişilik sınıflarda eğitim görmedi, bu gençler tozlu, küflü, rutubetli ve pis kokulu odalarda adalet dağıtmaya çalışan hakimlerle karşılaşmadı.
Bu gençler şimdi Adalet Saray'larına aşina.
Bütün bunların 2002 yılından sonra, çevreden, varoşlardan, gecekondulardan kentlerin merkezine yürüyen bir milletin devrimi olduğunu, bu devrimin, Erdoğan liderliğinde, AK PARTİ iktidarında gerçekleştiğini nereden bilecek bu gençler?
Dokunmadılar ki !
Yaşamadılar ki ! bilsinler.
Şimdi AK PARTİ'yi yönetenler ve AK PARTİ adına yönetimde olanlar bu gençlere ulaşamadıklarından yakınıyorlar.
Doğru, ulaşamıyoruz, ulaşamayız da.
Geçenlerde bir hastanede, sorumlu memurun lavaboya gidişiyle oluşan 6-7 kişilik geçici bir kuyruğunda, iki kişinin tartışmasına tanık oldum.
Taraflardan genç olanı, sabırsızlanıp söylenmeye başlayınca daha olgun yaşta olanı "Sabırlı ol delikanlı, biz ne kuyruklar gördük bu hastanelerde" dedi. Daha genç olanı da, "Amca eskiden benim dedem de çarık giyermiş" dedi.
Olgun vatandaşı birkaç kişi sakinleştirdik çünkü, bu genç arkadaşa geçmişi anlatmak mümkün görülmüyordu.
Bizim kuşaklara göre daha ciddi bir refah ortamına doğmuş olan bugünün gençliği, onlara sunulmuş bu refahın kendileri için kazanılmış hak olduğunu fakat hangi bedeller karşılığında sunulduğunu da açıkçası çok merak etmiyorlar.
Odasında, kapısı kapalı ve bütün bir dünya parmaklarının arasından akıyor.
Kalabalıklar vızır vızır etrafında, videolar, tamtamlar, dünyayı hiçe sayan komediler, kahkahalar vıcık vıcık kulaklarında.
Bu kaynayan kalabalıkların ve küresel çöplüğün ortasında yapayalnız.
Üç beş cümlelik bir deşarj yaşamış ve susmuş, içine kapanmış bir gençlik.
15 Temmuz'da tankın önüne yatan gençler bizi yanıltmasın, gençlerin çoğunluğu böyle.
Şimdi buyurun anlatın bakalım bu gençlere, geceden kuyruğa girdiğiniz hastaneleri.
Anlatamayız, çünkü o, içine doğduğunu algılıyor, dokunmadığını anlamıyor, anlamak için emek vermiyor, vermek de istemiyor.
Öyle ise genci olduğu gibi ele alıp, ona yeni şeyler söylemek lazım. Söyleyeceğiniz yeni şeyler başkalarının söylediklerinden daha farklı ve daha cazipse, yalnızlığına, manevi dünyasına, ruh atmosferine ulaşırsınız. Ancak bu durumda gence de ulaşabilirsiniz.
Aksi takdirde, bizim gençleri anlamamız için çalışmak yerine, gençlerin bizi anlamasına emek harcarsak yine boşa emek vermiş olacağız.
Ve ne yazık ki, son referandumda gördüğümüz gibi, Trakya'dan Gaziantebe kadar sahil boyunca, hayır oylarını arttıran bu genç kitle ileride diğer bölgelerde de AK PARTİ'den kopabilir.
B— Yurt İçinde Yapılması Beklenenler
1— Eğitim ve Öğretim:
Zor olduğunu elbette biliyorum ama söylemeye mecburum: Yıllardan beri eğitim sistemimizden materyalist kalıntıları bir türlü temizleyemedik.
Okul duvarlarında hala, eğitimde yeri kalmamış, çürümüş, kokuşmuş Jean Jack Rousseau'nun Emile'inden cümleler var, pozitivizm adına Batılı hangi kişi ne demişse okul duvarlarına kazımışız da kendi medeniyetimizin bilim insanlarından özlü sözleri yazmamışız.
Milletimiz, yeni dönemde AK PARTİ'den gerçekten milli ve manevi değerlerine bağlı, dünya ile rekabet edecek ufku geniş, medeniyetine aşık, tartışan, üreten nesiller yetiştirilmesini bekliyor.
(devam edecek)
Ferman Karaçam - Haber 7
Yorumlar1