Yeni AK PARTİ'den Milletin Beklentileri - 6

  • GİRİŞ07.06.2017 08:57
  • GÜNCELLEME08.06.2017 07:33

15 Nisan 2017 ve 21 Mayıs 2017 tarihlerinin her ikisi de nitelik bakımından çok önemli tarihler.

Bu tarihlerde attığı adımlarla Türkiye, hem içeride hem dışarıda yapmak istediklerini kolayca yapabilme pozisyonu yakaladı.

Bu pozisyon tarihin ve coğrafyanın önümüze çıkardığı krizleri, hızlı hareket ederek fırsata dönüştürme imkânı sunduğu gibi, krizleri iyi yönetemeyip daha ciddi sorunlarla boğuşma tuzağı da sunuyor.

Her halükârda yaklaşık bir asırlık oligarşik ve vesayete açık sistemin daha demokratik, daha "dolaysız" ve açık bir sisteme dönüşmüş olması ülkemiz için son derece önemli bir kazanç.

Bu kazancı halkın kazancına, milletin menfaatına ve ülke yararına dönüştürme bakımından referandum propagandası sırasında 45 gün boyunca milletin nabzını dinleyerek notlar almaya çalıştım ve bu notlarımı sizlerle paylaşmayı sürdürüyorum.

Yazımızın bugünkü bölümünde yine yurtiçinde yapılması beklenen maddeleri sıralamaya devam edeceğiz.

 

6 - Fetö Terör Örgütü Konusu 

İnsan hayatında olduğu gibi milletlerin başına da bazen büyük musibet ve felaketler geliyor ancak bugün karşı karşıya bulunduğumuz Fetö felaketi sanırım bir ülke için dokuz, on şiddetindeki bir depremden daha yıkıcı, daha derin yaralar açıcı niteliktedir.

1999 yılındaki büyük Marmara depreminde 25 bin dolayında canımızı kaybettik, milyonlarca canımız bu felaketten etkilendi evsiz, barksız ve sakat kalanlar oldu ama geriye kalan bütün ülke kanayan bu yarayı sarmak için koştu. 

Büyük bir milli duyarlık, olağanüstü bir kardeşlik örneği ile yaraları sarmaya can attık. 

Maddi ve manevi gücümüzle bütün bir ülke, felaketin yaşandığı bölgeye yetişmeye çalıştık.

Sonuçta, milli birlik ve beraberlik ruhumuz bir savaş sırasında yaşananlar kadar pekişti ve perçinlendi.

Fetö felaketi tam tersi, bu ülke için en büyük felaketi, ailelerin bölünmesi felaketini yaşattı bize.

Çocuğu kolejde, üniversitede, yurtta, emniyette, askerde, maliyede.. olan yüzbinlerce baba ve anne çocuğunu kaybetti.

Hala, teyze, dayı, amca bütün bir akraba ve sülale ortasından yarıldı.

Tamamı mütedeyyin ailelerden oluşan bir yapı paramparça oldu.

Parası bankada olan babanın eşi ve çocukları bölündü.

Yaşadığım bir aile dramını hiç unutamadım;

Yaşlı ve hasta annesini görmeye gittiğim, yıllarını milli görüş yolunda geçirmiş, evinin nafakasından keserek Milli Selamet Partisi, Refah Partisi ve Fazilet Partisi için vermiş bürokrat bir dostumun evine girdiğimde çok kederli ve ağlamaklıydı.

Sebebini şöyle anlattı: biri üniversitede, biri lisede, biri ilkokulda üç erkek çocuğu var.

Üniversite ve lisedeki çocukları yurtlarda kalıyormuş ve Fetö' cüymüş.  17-25 Aralık'tan sonra baba çocuklarını yurttan almış. 

Küçük olanı uzun uğraşılar sonucunda ailesini dinlemiş ama büyüğü tüm aileyi reddedip tekrar yurda dönmüş. 

Bu durum anneyi ve babaanneyi yataklara düşürmüş, her ikisi için de psikolojik tedaviye başlanmış. 

Çocukların amcaları, dayıları, halaları, teyzeleri, bunların çocukları ve diğer akrabalar da bu olaydan son derece olumsuz etkilenmişler. 

Bütün bir aile dağınık ve perişan halde.

Diğer iki küçük çocuk da psikolojik yardım alıyorlarmış.

 

Bir araştırma yapıldı mı, bilmiyorum ama içeri atılanlara baktığımızda bu ve benzeri durumda Türkiye'de on binlerce aile var. 

Bu ailelerin yaşadığı travmayı, dağılmayı, huzursuzluğu, bölünmüşlüğü nasıl ortadan kaldıracağız ?

Deprem felaketinde olduğu gibi büyük bir milli birlik ve beraberlik inancı ve ruhu ile davranmak bu felaketi hafifletebilir mi, bilemiyorum.

Ancak şunun farkındayım, bu felaketin ve bu büyük belanın etkileri daha uzun yıllar sürecek.

Ülkesini seven herkesin, hepimizin ve her kesimin itidal, dikkat ve en önemlisi de sabırlı olmamız lazım.

Öte yandan Fetö'nün varlıklı olan ve yurtdışına kaçan epey bir kesimi başta Avrupa ve Amerika olmak üzere, bulunduğu ülkeleri Türkiye'ye karşı kışkırtma gayreti içindeler. 

Çok ciddi servetler harcayarak, zaten öteden beri İslam'a ve Türklere karşı husumet ve "tarihi kin" besleyen ülkelerde lobicilik faaliyeti yapan hain Fetö unsurları giderek gemi azıya almış olarak faaliyetlerini sürdürüyorlar. 

Bu durum da ileride bizi iyice zorlayacak gibi görülüyor.

Öte yandan içeride devletin çeşitli kademelerinde kendisini iyi kamufle eden ve hala aktif olan hainler, samimi ve vatan sever memur ve bürokratları "Fetöcü" diye ihbar ederek inanılması zor mağduriyetler oluşturuyor ve gerçekten "at izini it izine karıştırıyorlar". 

Sonuç olarak bugün Türkiye tarifi imkansız bir sınavla karşı karşıya olarak varlığını sürdürmeye, teslim olmamaya, "savaşmaya" devam ediyor, etmelidir de. 

Ne var ki parçalanmış gönlü kırık aileler, iftiraya uğrayıp mağdur edilmiş bürokratlar, kara propagandanın hedefi olmuş insanlar, bütün bir mütedeyyin camia, bu yanlışların düzeltilmesini, giderilmesini, adaletin bir an evvel tecelli etmesini de devletten bekliyor. 

Devlet, bu mağduriyetlere sebep olanları da tespit edip en ağır şekilde cezalandırılmalarını sağlamalıdır.

Sağlamalıdır ki, bir daha hiç bir gizli Fetö'cü hain, masum insanlara iftira atmaya kalkışamasın. 

Benim aldığım notlar arasında halkımızın "yeni AK PARTİ'den" en önemli beklentilerinden biri de bu konudur. 

(Devam edecek) 

 

 

Ferman Karaçam - Haber

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

instagram.com/fermankaracam 

 

Yorumlar1

  • Musa 7 yıl önce Şikayet Et
    FETÖ mağduriyetleri ile Ak Parti'nin altı oyulmakta , ancak Ak Parti bu durumu henüz göremeyecek bir durumda 2019 'da sonlanacak kötü bir akıbete doğru sürüklenmektedir.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat