Dün itibarı ile Türkiye çok önemli bir sürece adımını atmış bulunuyor.

Dost düşman eminim ki herkes Türkiye’nin nükleer enerjiye kavuşmasının ilk adımı olan Akkuyu Nükleer Santralı temel atma törenlerini büyük bir dikkatle takip etmiştir.

 

 

Dostlar sevinmiştir.

Düşmanlar eski planlarını yeniden gözden geçirmek, revize etmek durumunda kalmışlardır.

Bu konuya geleceğiz.

Ama evvela dün olanlara kısaca bir göz atalım.

Dün Türkiye lideri Erdoğan ve Rusya lider Putin arasında bir buçuk saat kadar süren görüşmenin ardından bir basın toplantısı düzenlendi.

Bu toplantıda esas konunun yani nükleer santralı konusunun dışında önemli bir mesele daha konuşulmuş.

Bunu, toplantı sonrası basın mensuplarının yönelttiği sorular kısmında hem Erdoğan’ın hem de Putin’in ağzından duyduk.

İfade edildiğine göre; “ savunma sanayiinde yeni anlaşmaların gündeme geldiği ve bunun için ilgili kurumlara ‘hazırlanın’ talimatı verildiği” söz konusu edildi.

Bu ifadeler, yeni yapılacak bir takım silah ve teknoloji alım satımının ötesinde bir anlam ifade etmektedir.

Zira herkes planını, Türkiye’nin Afrin’e operasyon düzenlemesinden önceki duruma göre yapmıştı.

Zeytin Dalı Harekâtı bütün planları altüst etti.

Bölgede ekonomik ve siyasi olarak kimin hangi planı varsa bu planlar revize edildi ama bu güçlerin emperyalist emellerinde hiçbir değişiklik yok.

Tersine, daha iştahlı ve daha kararlı olarak bölgenin, dolayısıyla bizim de üstümüze gelecekler.

Anlaşılan;

• 15 gün öncesine kadar bölgede, birbirlerinin çıkarlarına karşı bazı hamleler yapan Amerika ve İngiltere anlaşmış görünüyor.
• Belli ki bütün servetini sahtekâr ve yalancı tüccarlığından elde etmiş olan Trump, bir yandan Suriye’de bulunmalarının kendileri için külfet olduğunu ileri sürerek çekileceklerini, öte yandan hem Münbiçte ki varlığını askeri olarak tahkim ediyor, hem de Fransa’yı da yanına çağırıyor.
• Ayrıca, Suud Prensinin “aman Suriye’den bir süre daha ayrılmayın” yalvarmalarına karşı “bedelini ödersin kalırız “ diyerek Prensten daha kabarık faturalar talep ediyor.
• İsrail Suriye’nin güneyindeki varlığını güçlendirirken, Hizbullahı tamamen silmek üzere çalışmalara başladıklarını açıkça ilan ediyor. Bölgede giderek daha hızlı ve yeni planların devreye sokulacağını görüyoruz.

Sadece Suriye’de değil bütün bölgede dengeler her an değişebilecek kadar hassas.

Bu hassas durum Türkiye’nin -en azından şu sıralarda- Rusya ile daha büyük çapta, daha ileri boyutlarda işbirliğine girmesini gerekli kılıyor.

Bunu derken, Rusya’ya sonuna kadar güvenileciğini düşündüğümden değil, şu sıralar Rusya’nın da bize ihtiyacının olduğunu bilerek söylüyorum.

İki ülkenin birbirlerine olan ihtiyacı giderek daha somut ve daha belirgin bir hal almaya başladı. Karşılıklı olarak ortaya konan yeni hedefler içinde şimdilik, “Savunma sanayi” olarak ifadesini bulan bu yakınlaşma, Türkiye’nin NATO ile olan ilişkilerini nasıl etkiler bunu da önümüzdeki günlerde göreceğiz.

Fakat şurası bir gerçek ki, mevcut tablo ve iki liderin ifadeleri işbirliğinin yani Türkiye ile Rusya’nın işbirliğinin oldukça ileri boyutlara taşınacağı görülüyor.

 

 

Ferman Karaçam - Haber 7 

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam