Hamdolsun Ardahan Gelişiyor

  • GİRİŞ06.06.2018 07:31
  • GÜNCELLEME07.06.2018 07:34

Bizim insanımızın hüzünlü bir kader çizgisi vardır.

Ortaasya’dan, Kafkaslar’dan göç göç gelip döküldük Anadolu’ya.

 

 

Fakat Buhara deyince, Semerkant, Ahıska deyince kemiklerimiz sızlıyor.

Benim de öyle.

Ardahan deyince kemiklerim sızlıyor.

Çünkü, atalarımızın, babalarımızın, analarımızın kemikleri, damarları o topraklarda.

Birkaç ay önce Ardahan Belediye Başkan yardımcımız sevgili Uğur Dede aradı “Sizi Ardahan’ın önemli bir değeri görüyoruz ve Belediye Başkanlığımız, Ardahan Rektörlüğü ve Ardahan TÜGVA olarak size bir saygı proğramı yapmak istiyoruz” dedi.

Evvela buna itiraz ettim ama Uğur Bey çok kararlıydı, muvaffak

olamayıp kabul ettim.

Proğramı Mayıs ayı gibi planlamışlar ama ben soğuğa karşı dayanıksız olduğum için Haziran dedim.

Sınavlar var, uygun olmaz dediler sonuçta, Haziranda karar kıldık.

Geçen hafta üç günlüğüne gidip geldim.

İyi ki gitmişim

Hasret giderdim, Babamı, Annemi, kardeşlerimi mezarları başında ziyaret edip Fatiha okudum.

Hamdolsun ki Ardahan’ımızı, onca göç vermesine rağmen toparlamış ve gelişmiş buldum.

Bu güzellikte, üç güzel insanın payının olduğunu tespit ettim.

Şimdilik kısa kısa ama zamanla ve yeri geldiğinde daha uzunca yazmak üzere bu üç güzel insandan söz edeceğim.

Ardahan Üniversitesi ve Rektör Mehmet Biber.

Hocayı, akşam saatlerinde iftardan sonra, Rektörlük misafirhanesinin salonunda, yakın çalışma arkadaşları ve bazı öğrencileri ile birlikte çay içerken ilk gördüğümde ve tanıştığımızda; “ hah işte bizim ilim adamımız bu” dedim.

Güleç, mütevazi, kendinden emin ve olağanüstü samimi.

Öyle “ben Profesörüm ve ben biliyorum” edaları ile bu ülkenin insanına tepeden bakan bir aydın değil Mehmet Bey.

Daha öncesinden bildiğim, Ardahan Üniversitesindeki sokak kabadayısı, ırkçı öğrenci profilini iki yıl gibi kısa bir süre içerisinde değiştirmiş.

Öğrencileri ile arasına mesafe koymamış, onlarla birebir ilgileniyor.

Birkaç defa öğrencilerin şehre gidip geldiği minibüslere bindim ve rastgele bazı öğrencilerle konuştum.

Rektörlerinden övgüyle bahsediyorlar.

Ayrıca “ Her ile Üniversite açıldı ama Üniversiteler Lise oldu” diyenlere de Ardahan Üniversitesi tokat gibi bir cevap olmuş.

Hem seviye olarak çok iyi, hem de Ardahan’ın bacasız fabrikası olmuş.

Şehrin derlenip toparlanmasında ekonomik olarak birinci derecede rol oynamış.

Rektör Mehmet Biber Beyi ve onunla birlikte orada hizmet veren tüm ekibini kutluyorum.

Ardahan Millet Vekilimiz, Orhan Bey.

Orhan Atalay şehrin insanında iyi etki ve iyi intibalar bırakmış.

Tespitleri doğru, çalışmaları kalıcı, etkili ve en önemlisi de inandırıcı.

Son gece TÜGVA’nın iftarında birlikte olduk.

Hem sohbet etme, hem de kendisini Türkiye meseleleri üzerine ama daha çok da gençlere yönelik konuşmasında dinledik.

Gençler Orhan Beyi seviyor, gülümseyen gözlerle gözünün içine bakıyorlardır.

Ardahan’a hizmet aşkıyla dolu Orhan Atalay.

Kendisinin İstanbuldan aday konulma düşüncesine rağmen istemeyip, Ardahan’a geldiğini de öğrenince sevindim.

Orhan Bey’in, Ardahan’daki o eski katılığı yumuşatarak iki vekilliği de alacağını sanıyorum.

Kaldı ki ikinci aday da Ardahan’ın köklü ve sevilen ailelerinden rahmetli Naim Dursunoğlu’nun Torunu, yüksek bilgisayar mühendisi Halil İbrahim Dursunoğlu.

Halil İbrahim Beyi de İnşallah Meclis’te görürüz.

Ardahan’da etkili olan çok çok önemli bir isim, Belediye Başkanı Faruk Köksoy.

Faruk Bey, plan ve proje adamı.

Yani mükemmel bir mühendis.

Mühendisliğin hakkını veren diyelim biz ona.

Yaptığı projelerin geriye dönüşümünden yüzde yüz emin olmadan projeyi uygulamaya koyan bir adam değil.

Bu sebeple, halk tarafından hemen algılanması pek kolay olmamış.

Buna rağmen halkla olan yakın ve birebir iletişimi onu orta vadede anlaşılır ve güvenilir kılmış.

Bu güvenilir ve inanılırlık eminin ki uzun vadede yüzde yüze tamamlanacak.

Çünkü, Ardahan’ın ondan önceki ve ondan sonraki oy oranı bunun bu şekilde gerçekleşeceğinin kanıtı.

Faruk Bey çalışkan ve güvenilir bir kişilik.

Hele bu günlerde çok yoruluyor ama buna rağmen sempatik, rahat ve hiç öyle bir intiba vermiyor.

Tersine oldukça enerjik, doğal ve çalışmaya karşı iştahlı ve azimli görülüyor.

Ardahan için önemli sayılacak dokunuşlar dışında kanalizasyon gibi köklü, kalıcı, büyük ve ileriye dönük projeler yapmış, uygulamış ve uygulamaya devam ediyor.

Büyük projelerden asla çekinmiyor ama projeyi daha ortaya koyarken verimliliği üzerine kafa yoruyor.

Ardahan için son derece önemli olan kapalı hayvan pazarı da bunlardan biri.

Gayet modern bir proje.

Çoğu Belediye Başkanına nasip olmayan önemli birşey farkettim Faruk Bey özelinde;

Faruk Beyi, ekibi çok seviyor.

Birlikte Kars’a geldiğimiz arkadaş “gece gündüz çalışıyoruz ama helalı hoş olsun, başımızda Faruk Bey olduktan sonra daha fazlasını da yaparız”, dedi.

Hele hele Başkan yardımcısı Uğur Bey ; “Faruk Beye olan güvenimiz olmasa, onun Ardahan için fedakarlığı olmasa bizi hiçbir şey böylesine çalıştıramaz “ diyor.

Ardahan’ımdan hasret gidermiş, balını, kaşarını, hiçbir yerde bulunamayacak kadar lezzetli kebaplarını tatmış olarak döndüm.

Bütün Ardahan’lı yönetici ve hemşehri kardeşlerime ve hasseten Uğur Bey kardeşime teşekkür ediyor sağlık, afiyet ve huzur diliyorum.

 

NOT I :Temel Bey’le ilgili yazımdan dolayı bana; “Havlama, çemkirme” ve daha hiç dile düşmemiş, yakası açılmamış burada yazmaktan haya edeceğim küfürler eden tek bir kişiyi bile Saadetli kardeşlerimden biri olarak görmüyor, düşünmüyor ve o camiadan olduklarına inanmıyorum.

Ben onların kimler olduğunu biliyorum, kendilerini yormasınlar, öfke ve kahırlarıyla gebersinler.

Ağıza alınmayacak herzelerini de iade ediyorum.

II : Ben o yazıyı Temel Bey’e yazdım, partiyi, kurumu, başka bir şahsı söz konusu etmedim. Sizler Gazetede ve sosyal medyada Cumhurbaşkanımız için daha beterlerini yazıyorsunuz, benim yazım onlara cevap değildir, kendinizi parçalayıp heder olmayın, varsa bir diyeceği Temel Karamollaoğlu desin.

III : Bazı SAADET’li dostlar beni arayıp, AK PARTİ- SAADET ittifak görüşmelerinde, AK PARTİ’nin Temel Bey’e, “ kapatın dükkanı gelin bize katılın, boşuna vakit kaybetmeyin “ dendiğini söylediler.

Ben de bunu , görüşmeyi yapan Mustafa Şentop Beye sordum. İşte Mustafa Beyin bana söyledikleri : “Kesin olarak yalan.

Biz Temel Beylerle prensipte anlaşamadık, ne vekil konusu, ne de o tür konular asla konuşulmadı. İsterlerse o şahıslar beni de arayabilirler” dedi.

 

 

Ferman Karaçam - Haber

 

fermankaracam@gmail.com 

fermankaracam@twitter.com 

twitter.com/fermankaracam 

facebook.com/fermankaracam 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat