MSP -CHP Koalisyonu ve SAADET’in İttifakı - II
- GİRİŞ20.06.2018 07:22
- GÜNCELLEME21.06.2018 07:17
Geçen yazımızda “İşte, SAADET- CHP (ve diğerleri) arasında yapılan ve YSK’ ya verilen protokolün aslı”, demiştik.
Şimdi de dört maddeden ibaret olan o protokolü görelim.
“1- Toplumsal ayrışma ve kutuplaşmaya son vermek, halkımızın özlediği huzur, kardeşlik ve güven ortamı içinde adil ve güvenli bir seçimin yapılmasına katkıda bulunmak.
2- Ülkemizin siyasal sistemini bir an önce normalleştirmek, çoğulcu demokrasi esaslarına göre rekabetçi demokratik siyasal zemini, tüm gerekleri ile yeniden inşa etmek.
3- Kuvvetler ayrılığı ilkesine göre hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamak.
4- Başta ifade ve basın özgürlüğü olmak üzere tüm hak ve özgürlüklerin vatandaşlarımız ve kurumlarımız tarafından layıkıyla kullanılmasını temin etme ilkelerini hayata geçirmek üzere seçim işbirliği için bir araya geldik.
Aziz Milletimize saygıyla duyururuz. “
Protokol metnindeki dört maddeye de tekrar tekrar dikkatle bakalım
Protokolün bizatihi kendisi, seçim işbirliği diyor, koalisyon, demiyor.
Yani ortada henüz seçilmiş bir Meclis yok, sadece seçmen var, partiler var ve bu partilerden bazıları bazıları ile birlikte diğer birlikteliğe yani ittifaka karşı mücadele ediyor.
Ayrıca bu maddelerin içinde, MSP/CHP koalisyonunda olduğu gibi mütedeyyin kesimin canını yakan mesela Türkiye’nin başörtü, İmam Hatipler, Kürt meselesi gibi acil sorunu mu kaldı da, SAADET iktidara gelip AK PARTİ’nin çözemediği böyle bir sorunu çözecek?
Memleketimiz aylarca hükümetsiz mi kaldı da SAADET, CHP ile bir koalisyon kuracak ve gelip Türkiye’yi kurtaracak?
Hayır.
Yeni sisteme göre böyle bir durum yok.
Peki ne var?
1- Saadetin, koalisyonlu veya koalisyonsuz iktidara gelmesi gibi bir durum söz konusu olmadığına göre SAADET’e gidecek her oy AK PARTİ’nin meclisteki gücünü azaltacak, CHP’nin gücünü arttıracak.
2- Hükümet parlamentodan çıkmayacağına göre SAADET, CHP ile nasıl bir koalisyon kurabilir ki, bu koalisyon MSP/CHP koalisyonuna benzesin?
3- Hükümeti Cumhurbaşkanı meclis dışından kuracağına göre, velev ki, bu kişi (Allah korusun) Muharrem İnce olsa, bu sistemin içinde yüzde bir bile SAADET oyu olmadığına göre, Muharrem Bey dışarıdan kaç bakanlık verecek ki, o bakanlarla gelip CHP’ye rağmen, AK PARTİ’li bir başkandan ve bütün bakanları AK PARTİ’den olan bir hükümetten daha fazla Türkiye’ye hizmet edecek SAADET?
Böyle bir şey hayal olduğuna göre, bu durumda SAADET, bir yandan CHP’nin değirmenine su taşırken, diğer yandan AK PARTİ’nin suyunu azaltmış olmuyor mu?
4- SAADET’in lideri; AK PARTİ’den bir tek oy bile koparması için ayağının altını öpmeye hazır yeminli din düşmanları tarafından tv, tv gezdirilip, AK PARTİ’yi ve onun liderini yerden yere vurdurunca, hatta yüz akımız olan milli SİHA ve İHA’ları bile inkâr ettirecek kadar aklını başından alan bu gidişatı MSP-CHP koalisyonuna nasıl benzetiyorsunuz?
5- MSP-CHP koalisyonu, Meclis oluştuktan sonra icraat yapmak üzere yapılan bir anlaşmadır, bir icraat ve hizmet etme şeklidir ve bu hizmette yapılmıştır.
SAADET-CHP (ve diğerleri) ise AK PARTİ gibi SAADET’le tabanı aynı olan yüzde altmış, altmış beşlik bir kesime karşı blok oluşturma, o büyük parçayı bölme, parçalama ve karşı çıkma biçimidir.
Üstelik hiçbir hizmet yolu, imkânı ve fırsatı da yok iken.
SAADET’in bu seçimde atacağı her adım yani alacağı her oy şu üç sonucu doğuracaktır:
A) SAADET’in herbir oyu ittifak sisteminin kurallarından dolayı büyük ortaklardan AK PARTİ’ ye köstek, CHP’ye destek olacaktır. Bunun içindir ki Temel Beyin önünde fırıldak gibi dönüyorlar.
B) SAADET için birkaç milletvekilinin Meclis’e girmiş olmasından başka hiçbir sonucu doğurmayacak, kaldı ki o Meclis’ten hükümette çıkmayacak, hükümet Meclis dışından kurulacaktır.
C) SAADET’in alacağı her oy; Başkanlıkta da; Recep Tayyip Erdoğan’ın diğer bloka karşı gücünü azaltacak, aynı zamanda da mesela CHP’li adayın gücünü arttıracaktır.
D- Yaklaşık bir asırlık eski despot rejimi 15 yılda adım adım belli bir noktaya taşımış olan AK PARTİ’nin iktidardan düşmesi demek, eski rejimin yeniden hayat bulması anlamına gelir ki SAADET bu durumda icracı değil sadece seyirci olabilir.
Bütün bunlara bakınca MSP-CHP koalisyonu ile hiçbir benzerliğin olmadığını net olarak görüyoruz.
Ayrıca, MSP 1973’de CHP ile koalisyon yaptığında MSP’nin karşısında AK PARTİ gibi bir parti değil, rahmetli Erbakan Hoca’yı partisinden dışlamış, hatta bağımsız olarak kazanmaması için hususi olarak Konya’ya koca reis adı ile maruf Saadettin Bilgiç başkanlığında bir ekip göndermiş olan Süleyman Demirel ve onun Adalet Partisi (AP) vardı ki, Erbakan Hoca asıl ona karşı, dünya görüşüne karşı da mücadele ediyordu.
Peki SAADET kime karşı mücadele ediyor?
Başbakan olduğu halde, rahmetli Erbakan Hoca’ya küstahça hakaret eden o general bozuntusunun gezdiği koridorlarda şimdi, Erbakan’ın yıllarca kavgasını verdiği, savunduğu başörtülü subaylar dolaşıyor, bunların o koridorlarda dolaşması için canla başla çalışan Erdoğan’a karşı, öyle değil mi?
Ah akıl ah, ah iz’an ah..!
Hani rahmetli üstad diyor ya :” Ey akıl, nasıl da delinmez küfen ..”...?
(Allah müsade ederse yarın devam edeceğiz)
Ferman Karaçam - Haber 7
fermankaracam@gmail.com
fermankaracam@twitter.com
twitter.com/fermankaracam
facebook.com/fermankaracam
Yorumlar4