Ardahan’da Üniversite
- GİRİŞ01.05.2019 09:48
- GÜNCELLEME02.05.2019 10:08
Sebebi muhtelif;
Ekonomik olabilir, sosyal medya olabilir, kavramların kaosuna yakalanmış olmamız olabilir, kıyamet alameti de olabilir.
Son yıllarda sesin geldiği yöne döndüğünüzde Ahmet yerine Mehmet’in cismi ile karşılaşmanız mümkün.
Kavramlar, fikirler, eylemler, yüzler ve düşünceler tamamen ters yüz oldu.
Geçenlerde, yeni yapılan Çamlıca Cami için “hangi aklın eseri” denen tarafta CHP’li biriyle karşılaşacağımı sandığımda dönüp baktım, yanılmışım meğer, Saadet Partisinin Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’ymuş.
Üniversite konusunda da yanıldım.
80 yıllık eski Türkiye’nin jakoben, beyaz yakalı CHP zihniyeti Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu Türkiye’nin Sibirya’sı olarak gördükleri için alışmıştık;
Ailesi ile geçinemeyen bir öğretmen mi var?
Sürün Ardahan’a.
Psikolojik sorunları olan bir devlet memuru mu var?
Gönderin Şirnak’a ki aklı başına gelsin..!
Hastasını aşağılayan bir doktor mu var?
Sürün Kars’a ki, dünyanın kaç bucak olduğunu anlasın..!
Devlet ricali ile başı hoş olmayan, dik başlı bir memur mu var?
Atın başınızdan, yollayın Çemişgezek’e ki, bir daha yaramazlık yapmasın.
2002’den sonra Yeni Türkiye Ardahan’a, Şırnak’a Üniversite, Çemişkezek’e yol, okul ve Hastane yaptı, Kars’a, Hakkari’ye Hava Limanları yaptı, en ücra ilçelerde, sürgün yemiş doktorlar yerine ünlü beyin ve kalp cerrahları ameliyatlar gerçekleştiriyor.
Fakat ne hikmetse, Temel Karamollaoğlu bu yapılanlardan hiç mutlu değil.
Anlamakta zorlanıyorum, aceba Sorbon’un, İTÜ’nün, Boğaziçi’nin, Harward’ın ilk mezunları ile Ardahan Üniversitesinin ilk mezunları arasında Temel Beyimiz nasıl bir kalite farkı ölçümü yaptırmış da Ardahan Üniversitesi ve Şırnak Üniversitesi mezunlarını böylesine aşağılıyor?
Ardahanlıyım ve zaman zaman memleketime gider, gelirim.
Üniversite açılmadan önce Ardahan’da en ufak bir gelişmenin olduğunu izlemedim.
Üniversite açıldıktan sonra her şey değişti.
Ardahan adeta yeniden doğdu.
Yurtlar yapıldı, modern binalar yükseldi, ticaret gelişti.
Esnaf yeniden ayağa kalkmaya başladı; yeni restoranlar, ticarethaneler, dükkanlar, kütüphaneler açıldı.
Kültür ve sanat canlandı.
5200 öğrencisi, onlarca öğretim üyesi, memuru, işçisi, çalışanı olan Üniversite, köylere varıncaya kadar, o bölgenin hayat damarlarına kan verdi, can verdi.
Ardahan’ın tarihi ve jeopolitik hafızası ayaklanmaya başladı; tarımda verimlilik, hayvancılıkta teknoloji ve yeni arayışlar, arıcılıkta bilginin ve eğitimin önemi, katma değer, ekonomik canlılık, sosyal etki, kültürel ve sanatsal çalışmalar ve daha birçok mesele Ardahan’a Üniversite kurulmasıyla birlikte tartışılmaya, konuşulmaya başladı.
Gelişmenin önündeki en büyük engel olan genç insan kaynağının göçünün engellenmesi hatta, Ardandan’a dışarıdan yeni değerlerin katılması Üniversite sayesinde olmuştur.
Son gittiğimde, kendisiyle uzun bir sohbet yaptığım Ege Üniversitesi mezunu, Isparta doğumlu genç bir Yard.Doç. Ardahan’ı çok sevdiğini, havasını, suyunu, oksijenini, sakinliğini İzmir’e değişmeyeceğini söyledi.
Buna pek inanmadığımı söylediğimde de bana; “ Bakın Ferman Bey ben artık Ardahan’lı bir kızla nişanlandım ve Ardahan’dan da bir ev satın aldım, buna inanın ” demişti.
Demek ki, Üniversitelerin yaygınlaşmasına “Lise” gözüyle, yani 1930’ların ilkel zihniyetiyle bakılarak, Doğu ve Güneydoğu şehirlerini bir tek çivi çakmadan, oraları birer sürgün yeri olarak da düşünebilirsiniz tersine, Üniversiteleri gelişmenin, zenginleşmenin, bilgi ve hikmete yolculuğun, göçü frenlemenin, kültürü, sanatı ve bilgiyi yaygınlaştırmanın, yöreyi ve bölgeyi kalkındırmanın motoru olarak da düşünebilirsiniz.
Yeter ki siz, devlet olarak buna bir karar verin ve harekete geçin.
Eğer, ikinciye karar verirseniz, Ardahan’a bir Üniversite kurar ve başına da; Rektör olarak bölgeyi bilen, çevre Üniversiteleri ile iletişim kanalları açık, yörenin sosyal, kültürel, bilimsel ve sanatsal kodlarına hakim ve tüm bunları hayata geçirecek Mehmet Biber Bey gibi son derece donanımlı ve ne yaptığını bilen bir yönetici atarsınız ve o yönetici de Üniversitenin gücünü yanına alarak, Ardahan’ı yeniden, çok kısa bir sürede beklenen, özlenen tarihi kimliğine kavuşturur.
Bunu anlayamamış olmayı ben, genel olarak, CHP geleneğinden beklerdim ama, demek ki, insanlar fazla yan yana olunca, ya suyundan, ya huyundan etkileniyor.
Saadet Partili dostlarım ve kardeşlerimle karşılaşınca görüyorum ki onlar hala yerlerinde yani, olması gereken yerlerinde duruyorlar ama, Temel Bey, düşünce olarak kendisi olmaktan çok Kılıçdaroğlu’nun zihniyetine yaklaşmış.
Yazık, Karamollaoğlu CHP’den çok etkilenmiş.
CÜMLEDEN CÜMLEYE...
Öyle bir toplumda yaşıyoruz ki, ne kadar işe yaramaya, ne kadar uyum sağlamaya çalışsak da, haksızlığa maruz kalan yine biziz.
Ezilen, horlanan, aşağılanan, bir hiç gibi görülen biziz.
Geçmişimize inip bu duruma nasıl düştüğümüzü araştırmadıkça, önceden de, hep bu durumda bulunduğumuzu sanmaya devam edeceğiz.
Malcolm X/ Konuşmalar
Ferman Karaçam - Haber 7
Yorumlar3