15 Temmuz Direnişinin Sembolleri
- GİRİŞ15.07.2019 08:25
- GÜNCELLEME17.07.2019 08:33
15 Temmuz direnişimizin tarihini yazacak olanlar, birçok yönden bu tarihi olayı ele alacaklardır.
Bunlar arasında, istedim ki, nerelere saldırıldığını ve oralarda bu Necip Milletin nasıl direnç gösterdiğini de dikkate alsınlar.
Bir bakıma gazi niteliği kazanan bu yerlerin isimlerini ve o sembol ismin çevresinde olayı kısaca tarihe not düştüm.
Selalar ise, bu kanlı darbe girişiminde başlı başına tarihi bir rol oynadığı için onu anmadan geçmemeli diye, düşündüm ve en başta Selaları zikrettim.
Selalar: 15 Temmuz karanlığının, aydınlık bir 16 Temmuz'una çıkışında en büyük rolü hiç şüphesiz Camilerden okunan selalar oynamıştır.
15 Temmuz gecesi Kanal 7/ Ülke TV ekranlarından yapılan çağrı ile başlatılan selalar darbeye karşı direnişin manevi direncini ve temel gücünü oluşturdu.
Minarelerden yükselen selaları duyan millet büyük bir heyecanla meydanlara yöneldi.
Diyanet İşleri Başkanı Sayın Mehmet Görmez'in Kanal 7/ Ülke TV ekranlarından Diyanet teşkilatına yaptığı çağrı ile sürekli tekrarlanan selalar milleti yeniden, " kurtuluş savaşı" atmosferine soktu.
Millet bu manevi coşku ile kendisini tanklara siper ederek ihaneti önledi.
Vatan Caddesi
Bir başka adıyla, Adnan Menderes Bulvarı, o zifiri karanlık gecenin sembol isimlerinden biri oldu.
Bir ucunda, yine o geceki gibi bir darbenin, 1960 darbesinin sonucunda idam edilmiş rahmetli Menderes'in ve rahmetli Turgut Özal'ın anıt mezarları bulunan ve Adnan Menderes'in önemli eserlerinden olan bu cadde üzerinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü binası bulunuyordu.
15 Temmuz gecesi darbecilerin öncelikli hedeflerinin arasında İstanbul Emniyetini ele geçirmek vardı.
Karanlık zihniyetli kuklalar o gece tanklarla, İstanbul Emniyet Müdürlüğüne saldırınca karşılarında vatansever polisleri ve "Menderes'i verdik ama Erdoğanı vermeyeceğiz " diyen milletimizi buldular ve karanlık emellerine ulaşamadan derdest edilip tutuklandılar.
Üsküdar, Çecik Kuvvet Polis Merkezi
Darbecilerin önemli hedeflerinden biri de Üsküdar Bağlarbaşı'ndaki Çevik Kuvvet Polis Merkeziydi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkı sokaklara çağırması ile meydanlara dökülen halk, burada da tankların Çevik Kuvvete ulaşmasını engellediler.
Çevik Kuvvet polisinin içeriden, çevrede yaşayan Selamsız Romanlarının ve diğer mahallelerden gelenlerin de dışarıdan gösterdikleri dirençle, darbeciler burada da hüsrana uğrayıp, halk tarafından engellenip, polise teslim edildiler.
Çengelköy Polis Merkezi
Darbeci katiller, o zifiri karanlık gecenin bir yerlerinden çıktılar ve tanklarını Çengelköy Polis Karakoluna sürdüler. Acımasızca ve kalleşçe kurşun yağdırdılar mahalle halkına.
Gazeteci Mustafa Cambazı, o güzel insanı da, birçok kişi ile birlikte burada şehit ettiler.
Çengelköyün kahraman halkı, Karakolun yiğit polisleri ile birlikte, o gece hainlere Karakolu teslim etmediler ve tarihin altın sayfalarına adlarını onurla kazıdılar.
15 Temmuz Şehitler Köprüsü
İstanbul'da, o zifiri karanlık gecede , ruh hastası Fetö'ye bağlı gözü dönmüş askerler en kanlı sahnelerden birini Boğaziçi Köprüsünün Anadolu yakası girişinde sergilediler.
Köprünün girişini tanklarla tutarak trafiği durdurdular ve halka kurşun yağdırdılar.
Hatta burada top mermisi bile kullanarak çok sayıda insanı katlettiler ve yaraladılar.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "yol arkadaşım" dediği Erol Olçok ve gencecik oğlu Abdullah Tayyip Olçok'u da burada şehit ettiler.
Kahramankazan
Darbeciler , halk direnişinin en anlamlısı ile Ankara'nın Kazan ilçesinde karşılaştılar.
İşgal girişiminin öncülüğünü üslenen Fetöcü askerler, o gece kendilerine merkezi üs olarak Kazan ilçesinin yakınında bulunan Akıncı Üssünü seçmişlerdi.
İstanbul ve Ankara'da birçok yere bomba atan uçak ve helikopterler buradan kalkmıştı.
Bunu farkeden Kazanlılar, hayvanlarının kışlık yiyeceği olarak hazırladıkları saman balyalarını ateşe vererek üs'ten yeni uçak ve helikopter kalkışını engellediler.
Belediyeler
Türkiye'yi emperyalist güçlere peşkeş çekerek işgal ettirmenin girişimi olan o meş'um gecenin, aydınlık bir sabaha erişmesinde en büyük pay sahiplerinden biri de şüphesiz, Türkiye'nin her tarafında bütün imkanları ile, araç ve gereçleri ile, çöp kamyonları ile, hainlerin tanklarının geçişini durduran belediyelerdi.
Belediyeler, gerek Büyükşehir belediyeleri, gerek ilçe belediyeleri olayın anlaşılmasının ardından bütün çalışanları ve özellikle şoförleri ile büyük çaba harcayarak askeri garnizonlardan tankların çıkmaması için belediyelerin büyük araçlarını tankların çıkış yollarına bıraktılar, tankların çıkışı engellendi.
Medya
Cumhuriyet tarihi ilk kez , 15 Temmuz 2016 gecesi Türkiye'de medyanın birlik ve beraberlik içinde bir darbeye direndiğine şahit oldu.
Hangi görüşten, hangi mezhep ve meşrepten olursa olsun bütün televizyonlar o gece hainlere karşı direndi.
TRT'nin ve CNN TÜRK'ün yayınlarının kısa bir süreliğine darbeci askerler tarafından durdurulmasına rağmen, Türkiye televizyonlarının yayılarından sorumlu tüm teknik ekipleri, yöneticiler ve gece nöbetçisi editörler sonuna kadar darbe karşıtı yayınlarını sürdürdüler.
İstanbul Valiliği
15 Temmuz akşamı, hain darbeciler için, stratejik yerlerden biri de İstanbul Valiliği idi.
Tank ve zırhlı askeri araçlarla birlikte İstanbul Valilik binasının önüne gelen asker kılıklı teröristler, daha binanın içine giremeden çevreden gelen halkla karşılaştılar.
Rütbesiz askerleri, "tatbikata gidiyoruz" diyerek kışlalarından çıkaran darbeciler, halkın rütbesiz askerleri ikna etmesi sonucu teslim oldular.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü
İstanbul ve Ankara'nın bütün stratejik yerlerine, kamu binalarına, belediyelere, meydanlara, köprülere tank ve zırhlı araçlarla saldıran ve empeyalisler adına Türkiye'ye ve Türkiye halkına ihanet eden Fetö ve onun bir dolarlık paralı askerleri o gece İstanbul'da Fatih Sultan Mehmet köprüsünü de ulaşıma kapattılar. Ancak buradaki varlıkları da çok uzun sürmedi.
Çevreden gelen halk ve polis elele vererek, sabaha doğru buradaki hain girişimi de sonlandırdı.
Sabiha Gökçen Hava Limanı
15 Temmuz akşamı olaylar duyulup, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halkı sokağa davet etmesinin ardından Millet, kurtuluş savaşına gider gibi kimi araçlarıyla kimi yürüyerek meydanlara çıktı.
Kurtköy Jandarma binasının önünü büyük kamyon ve kepçelerle kapattılar. Hain askerin tank ve zırhlı araç çıkarmasına fırsat vermediler.
Ancak, daha evvel milletin haberi olmadan önce, hava limanına giren tank ve zırhlı araçları durdurup içindeki hainleri birer birer teslim aldılar.
Buradaki direnişin benim için de, çok özel bir önemi var çünkü, büyük oğlum Muhammet İkbal de o gece, o hainlere karşı direnen ve tankları ele geçiren halkın arasındaydı.
MİT
15 Temmuz 2016 ihanet girişiminin en önemli hedeflerinden birisi de şüphesiz Milli İstihbarat Teşkilatı idi.
Fetö, başından beri burayı ele geçirmek istiyordu. Fakat istediği olmayınca, bu defa, karanlık yüzlerini karanlık geceye saklayan askerleriyle saat 24' e doğru helikopterlerle ateş ettiler.
MİT binası ve çevresi, ateş kusan helikopterlerle uzun süre tarandı, MİT tarafından da ateşe karşılık verildi.
Ne var ki saatler ilerledikçe ve Akıncı Üssünden uçak ve helikopterleri kaldıramayınca ve halkın kamu binalarına sahip çıkmasıyla birlikte burada da yenildiler.
Gölbaşı Özel Kuvvetler Komutanlığı
Fetö'nün çakal sürülerine karşı ilk kurşun burada sıkıldı.
Özel Kuvvetler Komutanlığı darbecilerin en kritik ve en önemli hedeflerinden birisiydi. Bunun için , darbenin en önemli kuklalarından birisi ve Şırnak Silopi'de görevli bulunan Özel Kuvvetler Tugay Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi burayı teslim almak üzere geldi.
Fakat o sırada makamında olmayan ÖKK Komutanı Zekai Aksakallı telefonla, Astsubay Kıdemli Başçavuş Ömer Halisdemir'den makamını Terzi'ye teslim etmemesini istedi.
Terzi direnince, Halisdemir de ilk kurşunu burada sıktı, Terzi'yi öldürdü kendisi de şehit edildi.
TRT
O ihanet akşamı , geceye doğru ilerlerken ertesi günün ilk saatinde yani saat 00. 30 sularında Ankara'da TRT binasını bastılar.
Türkiye'nin ezeli düşmanlarının planladığı, içimizde yaşayıp bizden görünen asker elbiseli hainlere uygulatılan kalkışmanın aşağılık piyonları , Türkiye Radyo Televizyon binasında, o sırada kim varsa, hepsini silahla susturup, tartaklayıp, bir bayan TRT spikerine de zorla bildiri okuttular.
TÜRKSAT
Darbecilerin en önemli hedeflerinden biri de TÜRKSAT idi.
Darbeci hainler TÜRKSAT'ı ele geçirerek bütün ulusal medyayı kontrol altına almak istiyorlardı.
Fakat Belediyeler ve halk TÜRKSAT'a giden karayolunu büyük kamyon ve araçlarla kapatmışlardı.
Bunun üzerine Fetöcü askerler helikopterlerle ulaştılar ve oradaki güvenlik görevlileri ile çatıştılar. Burada şehitler verildi ancak tam olarak yayınları kesemeyince binayı bombalayıp bazı uyduları, uplinkleri ve antenleri çalışamaz hale getirdiler.
Gölbaşı Polis Özel Harekât
Haçlı kuklası zavallı yaratıkların gözlerinin nasıl karardığının en bariz ve en kanlı örneğini burada gördük.
İşgal girişiminin hemen başlangıcında Polis Özel Harekat binasına iki tane F-16 uçağı ile bomba yağdırdılar.
Hainler kendilerine en sert karşılığı buradaki kahramanların vereceğini bildikleri için saat 21. 45 sularında ilk saldırıyı Polis Özel Harekata yaptılar.
Nizamiye kapısında toplanan kahramanlara saat 22.00 sularında F-16 ile ikinci bir bombalamayı yaptılar ve 50 tane kahramanımızı burada şehit ettiler, bir o kadar Özel Harekat Polisi kahraman da yaralandı.
Genelkurmay Başkanlığı
Fetönün, Haçlılar adına işgal girişimine öncülük eden askerlerinin ilk eyleme geçtikleri yer Genelkurmay Başkanlığı oldu.
Binaya girerek Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın bulunduğu kattaki Demir kapıları kilitleyip, Akar'ın korumalarının girişini engelleyen hainler, o sırada odasında bulunan Genelkurmay Başkanına önceden kaleme aldıkları bildiriyi imzalatmak istediler. Orgeneral Akar bildiriyi imzalamayınca, gözlerini ve ellerini bağlayıp darbe üssü olarak kullandıkları 4. Ana Jet üssüne götürdüler.
Genelkurmay önünde halkın toplanmasıyla birlikte üzerlerine içeriden tanklardan, havadan da helikopterlerden ateş açıldı, birçok vatandaş şehit edildi ve yaralandı. Daha sonra halk ve polis hainleri teslim alıp Genelkurmay Bakanı ve diğer komutanları kurtardı.
İstanbul/ Atatürk Hava Limanı
Darbecilerin öncelikli hedeflerinden biri de şüphesiz hava alanları idi. Bunların başında da İstanbul'un en önemli hava limanı olan Atatürk Hava Limanıydı.
Fetöcü hainler harekete geçer geçmez Hava Alanının tüm giriş çıkışlarını ve kuleyi kontrol altına aldılar. Hava Alanından kalkışları tamamen durdurup, inişlere de denetimli izin verdiler.
Ne var ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, CNN TÜRK'e bağlanarak halkı hava alanlarına davet etmesi sonucu emniyet ve halk alana gelip kuleyi ve giriş çıkışları hainlerden temizledi.
Bu sırada Erdoğan'ın uçağı da alana iniş yapıp halkla buluştu.
Marmaris
15 Temmuz ihanet kalkışmasının yaşanmasından birkaç gün evvel Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dört günlük bir tatil geçirmek üzere, ailesiyle birlikte, Marmaris'te bir otelde bulunuyordu.
Darbecilerin hedefinde Erdoğan vardı ve onu hain yaveri Ali Yazıcı ile adım adım takip ediyorlardı.
Ne var ki, Erdoğan'ın danışmanları, Yazıcı'nın ısrarlı telefonlarına rağmen, onlara, Erdoğan'ın nerede olduğunun bilgisini vermediler. Bunun üzerine, hainlerden oluşan bir Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ve Sualtı Taarruz Komando (SAT) timi Erdoğana suikast yapmak üzere oteli havadan, karadan ve denizden kuşatarak kurşunlamaya ve bombalamaya başladılar.
Erdoğan, o tarihi kararını verip, bütün riskleri göze alarak 15 dakika önce otelden, İstanbul'a gitmek üzere havalandığı için hainler, istediğini alamadı fakat burada Erdoğan'ın korumalarından şehit ve yaralananlar oldu
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Fetöcü cuntanın darbe girişimi, çok sayıda darbe ve darbeye teşebbüs yaşanan ülkemizde bir ilki de gerçekleştirdi. Cumhuriyet tarihinde İlk kez bir darbe teşebbüsünde Meclis bombalandı.
Darbe yapılacağı duyulduğunda her partiden yüz kadar milletvekili TBBM Başkanı İsmail Kahraman'ın çağrısı ile meclise gelerek genel kurulda toplandı. Bunun üzerine darbeciler, işgal kuvvetlerinin bile yapamadığını yaptı ve içeride vekiller olduğu halde F16 uçakları ile meclisi bombaladılar ve helikopterlerle Meclis bahçesine hain askerleri indirerek içeri girmeye çalıştılar ancak bu sırada Emniyet güçleri helikoptere ateş açarak helikopterin inişini engelledi ve Ankara halkı da büyük kitleler halinde meclisi korumaya alarak darbecileri püskürttüler.
Külliye
Cuntacı hainlerin asıl hedeflerinden biri de Ankara Baştepe'de ki Cumhurbaşkanlığı binası idi.
15 Temmuz gecesi, darbeciler, Beştepe'de ki külliyeye karadan saldırmaktan ziyade havadan saldırdılar.
Cuntacılar o gece, Cumhurbaşkanının binada olmadığını biliyorlardı ancak simgesel olarak burayı ele geçirmek onlar için çok önemliydi.
Bu sebeple havadan uçaklarla binanın çevresini bombaladılar. Bombalama sırasında halktan çok sayıda şehit ve yaralı oldu.
Ferman Karaçam - Haber 7
fermankaracam@gmail.com
fermankaracam@twitter.com
twitter.com/fermankaracam
facebook.com/fermankaracam
Yorumlar1