Unutulmaz Bir Acı: Başbağlar

  • GİRİŞ06.07.2022 09:29
  • GÜNCELLEME07.07.2022 09:43

1993 yılının 5 Temmuz akşamı yani, 29 yıl önce dün, Erzincan’a 220 km mesafedeki Başbağlar Köyünde cumhuriyet tarihinin en büyük toplu katliamlarından biri yaşandı

Kemaliye İlçesine bağlı bu şirin köyümüzde akşam namazı vakti işlenen bu cinayetin yaraları hala taze, hala canlı ve hala dipdiri duruyor yüreklerimizde.

Başbağlar katliamı, insan soyunun ne kadar vahşi, zalim ve acımasız olabileceğine en canlı örnek olarak gösterilecek bu ve benzeri vahşetlerin, çocuklarımıza ve torunlarımıza bırakacağımız geçmişimizin içinde, ne yazık ki, utanç dolu olması ile de unutulmaz bir cinayettir.

PKK en vahşi cinayetlerinden biri olan bu cinayeti işşlerken, üç gün önce, 2 Temmuz’da, Sivas’taki Madımak Otelinde yaşanan ve yine bu ülkenin insanlarının kanının akıtıldığı acı olayları bahane etmişti.

Oyun değişmemişti; yeni, Alevi-Sünni kavgalarını tetiklemek.

Yüzlerce yıl bu coğrafyada birlikte yaşamış; komşuluk yapmış, omuz omuza vererek düşmana karşı savaşmış, aynı inancı paylaşmış, aynı kıbleye yönelmiş, aynı topraktan bir çınar gibi yükselmiş ağacın dalları olarak ortak acı ve sevinci paylaşmış bu insanlar niçin birbirini öldürdüler?

Düşünebildiler mi?

Düşünemediler.

Çünkü buna fırsat vermediler.

Sadece cumhuriyeti baz alsak bile 46 yıl birbiriyle kardeşçe yaşayanlar neden 1960’lardan 2000’lere kadar birbirinin kanını döktüler?

2 Haziran 1966’da Muğla Ortaca’da başlayan ve bir kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilk fitil ateşlenmişti.

11 Haziran 1967’de Elbistan’da,

18 Ocak 1968’de Malatya’da,

15 Aralık 1968’de Hekimhan’da,

5 Mart 1971’de Kırıkhan’da,

23 Şubat 1975’de Erzincan’da,

17 Nisan 1978’de Malatya’da,

4 Eylül 1978’de Sivas’da,

22-24 Eylül’de Kahramanmaraş’ta,

28 Mayıs 1980’de Çorum’da meydana gelen toplumsal olaylarda yüzlerce insan öldü ve ocaklar söndü, binlerce iş yeri tahrip edildi, evler ateşe verildi, binlerce araç tahrip edildi.

Kim kazandı?

Ben cevap vereyim:

Zemini bizim kanlarımızla sulayarak temelini attılar, hazırlık yaptılar ve Çorum olaylarından üç ay sonra 12 Eylül darbesini yaptırdılar.

Sonucunda “bizim çocuklara” bu darbeyi yaptıran ABD kazandı.

Kaybeden bu vatanın evlatları oldu.

Ders aldık mi peki?

Almadık.

2 Temmuz 1993’de Sivas’da,

5 Temmuz 1993’de Başbağlar’da,

12 Mart 1995’de İstanbul Gazi’de yeniden birbirimize kanımızı döktürdüler.

Bunca yaşanan toplumsal olaylar haricinde 1970’lerde günde ortalama 20 genç fidemizi de, sağcı-solcu kavgasında toprağa verdik.

Öte yandan bu coğrafyada yüzyıllardan beri Alevilerle Sünniler arasında yaşandığı iddia edilen yalan yanlış yüzlerce uydurma masal anlatılır.

       Nakledilen ve ne Alevilere ne de Sünnilere asırlar sonra bile hala acı ve gözyaşından başka hiçbir faydası olmayan bu kanlı iddiaların taşıyıcıları da ne yazık ki biziz, kendimiziz.

       Kendi cehaletimiz yüzünden bir türlü bu Kan Davasını (!) bitiremedik.

Biz bitirmeyince ve bu kanlı masalları dilden dile taşıyınca, intikam duygularımızı körükleyen, bizi birbirimize kırdırmaktan çıkar sağlayanlar da sürekli ellerini oğuşturup fırsat kolladılar ve ilk fırsatta gençlerimizin eline ateşi tutuşturdular.

        Cumhuriyet’in kurucu kadroları da ne yazık ki, bizim birbirimize olan intikam ateşinin altını sürekli beslediler.

Bugün hala en ufak bir fırsatını bulmaya çalışan, Alevilerle Sünnileri birbirine kırdırmak isteyen onlarca kişi, kurum, dernek ve kuruluş var.

Bunların bir kısmı yurt dışında, hatırı sayılır bir kısmı da yurt içindedir.

Bu kışkırtıcı ve fırsat kollayıcı düşmana karşı, bir parça teselli edici olanı ise halkımızın, Anadolu’da onlarca Sünni-Alevi kavgasından ders almış olmasıdır.

Başbağlar köyünde vahşice katledilen 33 canımız arasında uzun zaman birlikte çalıştığımız, mesai arkadaşım olan Ali Taşdelen ve 33 canımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve metanet diliyorum.

Umalım ve dileyelim ki; o günlerde yaşanan kanlı toplumsal olaylara uygun zemin oluşturan parlamenter sistemi, bugün yeniden hayata geçirmek için çalışan yabancı elçilerin, yuvarlak masa altında saklanan kanlı elleri, dersini almış olan halkımız tarafından fark edilsin.

Ferman Karaçam

YouTube:            www.youtube.com/c/FermanKaraçam

İnstagram:          www.instagram.com/fermankaracam

Facebook:          www.fb.com/karacamferman

Twitter:               www.twitter.com/fermankaracam

Web Sitesi:        www.fermankaracam.com

Yorumlar5

  • Gürsel soydemir 2 yıl önce Şikayet Et
    Eyvallah Üstadım; kalemine yüreğine sağlık . Rabbim tuzak kuranladan , bu ülke için kötü düşünen tüm şerlerden vatanı milletimizi muhafaza eylesin.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Fevzi KURUBAL 2 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler...kaleminize sağlık. inşallah , geçmişten ders alınır.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • Mehmet Doğan 2 yıl önce Şikayet Et
    Ferman Bey kardeşim, Ceddiniz cehennemden uzak olsun...
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • misafir 2 yıl önce Şikayet Et
    Çok güzel bir yazı ve değerlendirme.Geçmişte olduğu gibi günümüzdede yarında ülkemizdeki fay hatlarını kaşıyarak vesayetçi zihniyete yer açmak isteyen,ülkedeki birlik beraberliği bozmak isteyen dış mihraklar ve onların içerideki FETÖ ve türevleri hep olacaktır.Geçmişten ders alalım,Günlük sohbet ve muhabbetlerde,tartışmalarda kullandığımız kavramlara azami dikkat edelim.Gönülleri kırmayalım.Gönüllere girelim...Yanlış anlaşılabilecekeylem ve söylemelrden uzak duralım...Fitne ateşine odun taşımayalım.Safları sıklaştıralım...Faklılıklarımızı zenginlik kabule dip yek vücut olalım...Oyun büyük.Su uyur düşman uyumaz...
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • Bayram 2 yıl önce Şikayet Et
    Ferman bey ağzına yüreğine sağlık. Tarih tekerrürden ibarettir derler tarihden ibret alınsaydı tarih tekerrür edermiydi hiç.
    Cevapla Toplam 12 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat