Ataol’un Beyin Performansı

  • GİRİŞ20.07.2022 08:03
  • GÜNCELLEME21.07.2022 11:53

Bir hafta önce Amerika Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), epey bir zamandan beri uzayı gözetleyen James Webb Uzay Teleskobu'nun çektiği son görüntüleri internet ortamında paylaştı.

Söz konusu teleskop, dünyadan 1,5 milyon kilometre uzaktaki bu görüntüleri, 'Evrenin en derin ve en keskin kızılötesi fotoğrafı' olarak elde etmiş.

Paylaşılan görüntü karelerinin birinde, ölmek üzere olan bir yıldızın patlamasıyla birlikte çevresine saçılan partiküller dalga dalga bulut kümeleri şeklinde fotoğraflanmış.

Diğer taraftan, bir başka karede ise birbiriyle çarpışan galaksilerin kara delik tarafından nasıl yutulduğunun da fotoğrafı çekilmiş.

Bilim dünyası, uzayın derinliklerindeki NASA’nın bu son çekimlerinin de çok önemli sonuçları olacağı şeklinde yorumlar yapıyor.

Elbette olur.

Fakat ben başka bir şeyi merak ediyorum.

Mesela insan beyninin derinliklerini.

Labirentlerini.

İnceliklerini.

Sırlarını.

Belli bir yaştan sonraki durumunu.

Yani, insan beyninin bütün özelliklerini uzaydan daha fazla merak ediyorum.

Neden mi?

Efendim, Kurban Bayramı'ndan birkaç gün önce şair, yazar ve çevirmen Ataol Behramoğlu bir televizyon kanalında fokslarla ilgili konuşurken, bir anda yönünü çeviriyor ve şöyle devam ediyor konuşmasına: “...Öldürmek için, kesmek için bir kuzuyu, bir oğlağı kesmek için insanın içinde nasıl bir canavar yaşıyor olmalı?

Kurban Bayramı'nın hemen arefesindeyiz.

Canlıları keserek bayram olmaz arkadaşlar, kimse kusura bakmasın..”

Bu cümleleri kurduktan sonra etraftakilerden alkış istiyor, birkaç cansız alkış olunca da: “..Herkes alkışlasın, alkışlamayanı da ayıplarım yani..” diyor.

Aslında insan beyni üzerine de son derece önemli araştırmalar yapılmış ve yapılmaya da devam ediyor.

Mesela yapılan araştırmalardan birinde şunlar tespit edilmiş:

“Beynimizin sol yarım küresi aslında konuşarak düşünüyormuş.

İçimizdeki ses de aslında sol yarı küremizin sesiymiş.

Sol yarı kürenin bu sesi hiç bir zaman susmuyormuş."

Böyle bir konuyu seksen yıllık ömründe şimdiye kadar gündeme getirmediğine göre belli ki, Ataol Behramoğlu da bu konuyla ilgili düşüncelerini bunca yıl gizlemiş, fakat bunu sürekli içinde yaşatmış.

Peki neden şimdi dışa vuruyor, konuşuyor, bunun belli bir sebebi var mı?

Üstelik bir ömür Marksist düşünce ve felsefenin verileri ile yaşantısını tanzim etmiş biri olarak, bu maddi ve somut çıkışının toplumda ciddi bir yara açacağını, halkın değer yargılarını küçümsediği için halk tarafından dışlanacağını bilmiyor mu?

Elbette biliyor.

Peki neden bu kadar radikal bir çıkış yapıyor, Behramoğlu?

Bana kalırsa tekrar beyin konusundaki araştırmalardan birinin sonucuna bakmak bu konuya önemli bir açıklama getirecektir.

Şöyle diyor bu araştırma:

“Beynin iyi çalışmaya devam edebilmesi için, onun da tıpkı makineler gibi yaş ilerledikçe biraz bakıma ihtiyacı vardır.

Ama makinelerin bakım kılavuzu gibi herhangi bir rehber bulunmuyor beyin için.

Mevcut veriler ise birbiriyle çelişen ve kafa karıştıran niteliktedir”.

Buradan da anlaşılacağı üzere, hepimizin ileri yaşlarımızda konuşmalarımıza dikkat etmemiz lazım.

Hele hele konuşacaklarımızdan bazılarını yıllarca içimizde saklamış, iki milyara yakın bir insan topluluğunun değer yargılarını, inancını rencide etmemiş, içimizde tutmuşsak.

Belki de İsmet Özel ile olan çok samimi arkadaşlığından dolayı bunca yıl saklamış, sonunda dayanamamış, tiynetinin icabını yerine getirmiş ve biz Müslümanların inancına yönelik pervasız cümleler kurmuştur.

Ancak gene de ben, onun, İsmet Özel ile olan eski arkadaşlığının hatırına burada ağır cümleler kurmak istemiyorum.

Fakat şunu cidden çok merak ediyorum: Bazı insanlar soyadlarını neden değişirler?

Haydi bunu da anlamış olalım.

Olalım da her soyadını değişen neden falanoğlu, filanoğlu yapıyor soyadını?

Mesela Azerbaycan kökenli olan Ataol’un da soyadı daha önce Gürus imiş, üstelik, kâhkül, zülüf gibi gayet güzel anlamları da varmış, 'Gürus’un..!

Peki neden değişmiş de Behramoğlu yapmış soyadını?

Sebebini açıklarsa, ben de okuyucularıma olduğu gibi ileteceğim buradan.

Ferman Karaçam

YouTube:            www.youtube.com/c/FermanKaraçam

İnstagram:          www.instagram.com/fermankaracam

Facebook:          www.fb.com/karacamferman

Twitter:               www.twitter.com/fermankaracam

Web Sitesi:        www.fermankaracam.com

Yorumlar6

  • Fatma Bayındır 2 yıl önce Şikayet Et
    Acaba neden ştirmiş olaki sotadını
    Cevapla
  • Mehmet Doğan 2 yıl önce Şikayet Et
    Teşekkürler Üstadım... Kalemine sağlık ömrüne bereket ....
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Ahmet F. Yıldırım 2 yıl önce Şikayet Et
    Sayın yazar için küçük bir düzeltme.. Bahsettiği teleskop dünyadan 1.5 milyon km uzaklığa konumlandırılmıştır. Yani çekilen görüntülerin uzaklığı 1.5 milyon km değildir. Fotoğrafların bize uzaklığı, yüz milyonlarca hatta milyarlarca ışık yılıdır. Zira 1.5 milyon km uzay ölçeğinde bir buğday tanesi bile etmemektedir.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Kaplumbağa yılan 2 yıl önce Şikayet Et
    Yarım asırdır içinde gezdiğim arazide, her yüz adımda bir boy boy kaplumbağa ve yılana rastlardım, dün tüm araziyi gezdim tek bir tosbağa gördüm, o da ölmüş, bir tilki yemeye çalışıyordu. Kurban dini olduğu kadar ekonominin motor gücüdür. Kurban kesilmeyecekse insanoğlu neden besleyip eziyet çeksin, yada et gibi temel bir gıda açığını taş yiyerek mi kapatsın? Kurban ilkel dinlerde bile var, behramoğlu hangi evrende yaşıyor. Kurban hayvan üretimini ve soyunun devamını sağlıyor. Mesela hükümet kurbanı yasaklasa bu kezde et yiyemiyorum diye ciyaklayacaklar. Yani özel bakım ve besleme programı olmayan hayvanların soyu çabuk tükenir.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Ahde_Vefa 2 yıl önce Şikayet Et
    Zaten insanların beynini bu ve bunun gibi güya aydın denen kişiler yıkıyor.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat