Asıl Vuruş İçeriden Yapılıyor

  • GİRİŞ31.08.2022 09:36
  • GÜNCELLEME01.09.2022 08:07

Bizim gibi, “gerçek bağımsızlığını” kazanmak için son derece büyük bedeller ödemek zorunda olan ülkelerde, topluma bu bedelleri anlatmak da ayrı bir zorluk sebebidir.

Ülkeniz, eğer demokrasi ile yönetiliyorsa halkınıza, bu bedelleri niçin ödettiğinizi algılatmak ve aynı zamanda iktidarda kalmak zorundasınız, hem de, bağımsızlık, küresel güçlere karşı amansız bir kavgayı gerektirdiği için, sizin nefes almanıza fırsat vermeden, her yol ve her yöntemle üzerinize saldırırken, bunlara karşı koyarak dayanmak zorundasınız.

Son yüzyıl içinde İslam coğrafyasında başını kaldıran, bir parça bağımsız olmak hayali kuran her ülke, bu saldırılardan payını aldı.

Ayakta kalan ve direnmeye çalışan sadece iki ülke kaldı;

Türkiye ve İran.

İran’ın durumunu ayrıca ele almak gerekir.

Türkiye’ye gelince; Türkiye’nin başını eğdirmek, bağımsızlık hayalinden vazgeçirmek için, kanlı bir işgal girişimi dahil olmak üzere her yolu ve her yöntemi denediler.

Emperyalizm, kendi karşısında başı dik olan hiçbir güç istemediği için yıllarca Türkiye’ye hava savunma sistemi satmadı, istediği zaman, yıkıcı hava gücü ile diz çöktürmeye alışkın olduğu için Türkiye’nin hava savunma sistemini başkalarından almasına da şiddetle karşı çıktı.

İster müttefik görünsün, ister stratejik ortak olsun, ister NATO’da aynı tarafta olalım açıkçası Amerika, Türkiye’nin bağımsızlığa doğru atacağı her adıma karşı çok kesin ve net bir tavır koyuyor.

Aslında yıllardan beri bunu yapıyordu fakat son on beş yılda ve özellikle S-400 alımında bu niyetini tamamen açığa vurdu.

Tabii ki bu da, Türkiye’nin bağımsız olma yolunda kararlı adımlar atmasından sonra açığa çıktı.

Amerika Emperyalizmi asıl vuruşunu içeriden yapıyor.

Eğer, içeride bir takım mevziler ele geçirirse, bağımsızlığımızın önünü kesmesi çok daha kolay ve yine eskilerde yaptığı gibi şayiasız ve kendisinin yaptığını belli etmeden sonuç alıyor alacak.

Amerika’nın içimizdeki donanımlı ve hazır eli, eski Türkiye’de askeri ve sivil bürokrasi idi.

Daha sonra bir yandan ihanet çetesinin başı olan FETÖ’yü ABD’de korumaya alırken diğer taraftan tüm kurumlarımızda FETÖ’nün bağlıları ile harekete geçti.

Sonuç alamadı.

Sonuç alamadı ama çok kararlı, Türkiye’yi diğer ülkeler gibi diz çöktürmekten vazgeçmiyor.

Bu sefer Suriye’de binlerce TIR ve uçakla silahlandırdığı PYD’nin içimizdeki uzantısı olan PKK/HDP’yi merkeze koyarak muhalefeti bunun etrafında birleştirdi.

Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, ABD’nin amacı; Suriye’deki PYD ile bölgede ne yapmak ise, Türkiye’de de PKK/ HDP merkezli muhalefet ile onu yapmaktır.

Bu amaç için İstanbul seçimleri çok kritik öneme sahipti.

İstanbul seçimlerinin arkasından ince mühendislik hesapları yapılmış proje bir isimle seçime girilmiştir.

Bu isim, önceden saklı tutulmuş, hiç kimsenin tanımadığı bir ilçe belediye başkanı olarak cilalanıp, makyajlanarak piyasaya sürülmüş, bütün emperyalist medya ve içerideki işbirlikçileri marifeti ile pohpohlanmıştı ve neticede seçimi kazandılar.

Ne var ki, her insan için böyledir; ikinci yüzünüzle oynamak istediğiniz rolü kısa süreliğine muhafaza edebilirsiniz ama, zaman uzadıkça makyaj akar ve esas kişiliğiniz ortaya çıkar.

Ekrem İmamoğlu’nun davranışlarının tümüne birden bakarsanız; Eyüpsultan’a gitmesini, yaşlı kadınlara sarılıp “oyunu reise ver ama bana da dua et” demesini, muhafazakar rolü yapmasını tamamen kaybetmiş, bütün bunların köprüyü geçmek için öğretilmiş ve benimsetilmiş olduğunu görürsünüz.

Ve bütün bunların altından elinde kadehiyle birlikte klasik laikçi, kapital sahibi, sözde sosyalist, iktidar için her boyaya boyanan riyakâr, jakoben, ırkçı... bir CHP’li çıkmıştır.

Böylelikle, görülüyor ki, kendisini erkenden açık ettiği için İmamoğlu’nu elediler.

Peki şimdi ne olacak?

Sağdan, soldan, liberalden, ırkçı Kürtten, sözde İslamcıdan bir blok oluşturmaya çalışan projenin gerçek sahipleri, Kılıçdaroğlu’na müsaade edecekler mi?

Ben hala emin değilim.

Eğer şart olarak kamuoyu araştırmalarında ilk sırada çıkanı aday yapma konusunda Kılıçdaroğlu’nu ikna ederlerse, seçimler yaklaşınca İmamoğlu dışındaki diğer adayı, yani Mansur Yavaş’ı öne çıkarırlar.

Bunu da Kılıçdaroğlu’nun kabul etmesi çok zor görülüyor, ayrıca, bu adaya da HDP seçmeninin oy vermesi pek kolay olmayacak.

Sonuç olarak, asıl vuruşu içeriden planlıyorlar fakat, yedili yuvarlak masayı kuranların işi kolay değil.

Ferman Karaçam

YouTube:        www.youtube.com/c/FermanKaraçam

İnstagram:      www.instagram.com/fermankaracam

Facebook:      www.fb.com/karacamferman

Twitter:          www.twitter.com/fermankaracam

Web Sitesi:     www.fermankaracam.com

Yorumlar2

  • Yavuz Sultan Selim 2 yıl önce Şikayet Et
    Türk Milleti Selçuklu Osmanlı'dan beri bin yıldır İslamın sancaktarıdır, İslamın son kalesi ve son ordusudur, haçlı seferleri hala devam etmektedir, beka kurtuluş savaşı vermekteyiz, soykırımcı sömürgeci katil hırsız alçak haçlı gavuru ile işbirliği yapan Vatan Millet İslam ve Müslüman düşmanı dinsiz imansız kitapsız kanı bozuk münafık zındık hain sürüsü içerden vurmaktadır, savaş kapıdadır İNŞAALLAH zafer bizimdir, ALLAHÜ TEALA yar ve yardımcımız olsun amin !..
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Mehmet Doğan 2 yıl önce Şikayet Et
    Yüreğine ve kalemine sağlık değerli Üstadım....
    Cevapla Toplam 10 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat