Altı Yaş Yeni Bir Bahane Mi?

  • GİRİŞ14.12.2022 08:31
  • GÜNCELLEME15.12.2022 09:21

Bu ülkenin, özellikle yakın tarihten kaynaklanan çok ciddi boyun ağrıları var.

Bu ağrıların temeline inmemizi kolaylaştıracak bütün parametreleri de elimizden aldılar.

Bunlardan en önemlisi harf devrimidir.

Harf devrimi sadece birkaç neslin cahilleştirilmesi, geçmişle gelecek arasındaki irtibatı koparma, kendi tarihi ile millet arasındaki bağı kesme meselesi değildir.

Sadece, tek millet olma şuurunu tamamen yok edip, ortadan kaldırma ve kavimleri birbirine düşman etme sorunu da değildir.

Bu kötülük dünya durdukça, her bakımdan sürecek olan, bir millete yapılabilecek en derin ve en köklü kötülüktür.

Toplumu istenen şekilde dizayn etme; yeraltı ve yerüstü kaynaklarını sürekli sömürülecek şekilde temellendirme, emeği ve alın terini değersizleştirme, kültürel ve dini bakımdan önce yozlaştırıp, ardından yabancılaştırma… gibi daha birçok alanda bugün çeşitli ve farklı yerlere savrularak birbirimize bilendik.

Siz buna “Çil yavruları gibi dağıldık” da diyebilirsiniz.

Bu dağılma yalnızca, kırktan fazla ülkeye bölünüp parçalanma şeklinde anlaşılmamalı, kültürel ve geleneksel kodlarımızın da bozulup kaybolması sebebiyle birbirimizi anlamıyoruz.

Sonunda elimize, en kullanılışlı ve bu çağın en iyi yönetim şekli olarak “demokrasi” denen yalancı arkaik bezirganın hurdaya düşmüş “drakhme”u (drahmi) verilince, aramıza da çelikten ve betondan duvarlar örüldü.

Herkesin sıkıca sarıldığı, hep birlikte karşı tarafa parmak salladığı bir kliği var artık.

Birbirimizi duymak ve anlamak istemiyoruz.

İddialara bakar mısınız?

Kız çocuklarını kör kuyulara atılarak yok eden bir ilkellikten kurtaran İslam Dini, bugün altı yaşında evlendirildiği iddia edilen kız çocuğunun sebebi oluyormuş...!

Savaş esiri olarak alınıp satılmaktan kadın ve kız çocuklarını kurtaran dini, bugünkü sapıklıkların kaynağı olarak göstermekten utanmıyorlar.

Kıpkızıl kumlara diri diri gömülen kız bebekleri utanç vesilesi olmaktan kurtarıp, onlara yeniden hayat bahşeden ve dünya hayatının gelmiş geçmiş en büyük devrimini gerçekleştiren bu anlayışa çamur atmaktan haya etmiyorlar.

Şuurun bulandırılması, burkulması ve nihayet zincirlenmesi budur işte.

Tarihi tersyüz etmek budur.

Gerçeği kaybetmek budur işte.

Üstad Necip Fazıl ne güzel demişti bunu: “Siz, güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka Müslümanlarısınız! Gerçek Müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başımıza gelmezdi”

Rahmetli babam derdi ki; “Oğlum evinden ayrılıp okullara, okumaya gidiyorsun ya, kimlerle oturup kalktığına dikkat et, mümkün mertebe yaşça kendinden büyüklerle ve ilim, irfan sahibi olan kişilerle yakın ol, cehaletten ve cahillikten, vebadan kaçar gibi kaç.”

Bilmem ki şimdi nereye kaçalım, neyimize yanıp ağlayalım...!

Güneşi ceketinin astarı içinde kaybetmiş bir marka Müslümanının kendi çocuğuna uyguladığı cahiliye adeti bir durumla mı karşı karşıyayız.

Ortada bir cemaate, dolayısıyla bir camiaya kurulmuş tuzak mı var?

Toplumumuzu; daha önce Apo’yu teslim edip iktidarı değiştirdiği gibi, şimdi de iftira, yalan ve cehaletin karanlık dehlizlerinden geçirilip, Joe Biden’ın vaadini yerine getirecek bir değişime mi hazırlıyorlar?

Yoksa bizi bir 28 Şubat karanlığına daha çekmek için, yeni Ali Kalkancılar, Müslüm Gündüzler, Fadime Şahinler... gibi figüran oyuncular mı icat ediliyor?

Acaba, zaten bulanık olan beyinlerimizi iyice bulandırarak; 200 yıldan beri ilk kez yakaladığımız savunma sanayi hamlelerini durdurarak, savunmamızı yok ederek yeniden başa dönmemizi, bir tek SİHA’nın alımı veya tamiri için bizi İsrail’e muhtaç hale düşürmek mi istiyorlar?

Evvela, herkes sabretsin.

Sabredelim, yerli yersiz, gerekli gereksiz konuşmalardan çekinelim.

Yargının sonucunu bekleyelim.

Büyük ihtimalle yargı sonucunda tüm karanlık noktalar açığa çıkacak.

Sonrasında ömrümüz varsa tekrar görüşürüz

BU AKŞAM FAS FRANSA’YI YENERSE…

Bu akşam İnşallah Fas’ın Fransa’yı yenmesi halinde yarım asır sonra ilk defa, araba ile sokağa çıkacağım.

Fas’ın, turnuvanın favori takımı olarak gösterilen ve aynı zamanda son dünya kupasının da sahibi olan Fransa’yı devirmesi halinde, gürültü, patırtı yaparak kimseyi rahatsız etmeksizin aracın dörtlülerini yakarak birkaç dostumla birlikte sevinç ve mutluluk turu atacağım.

Geçmişte Afrika’nın en büyük sömürgecisi olan İspanya ve Portekiz’in, kardeş bir Afrika ülkesi olan Fas tarafından devrilmesine sadece sportif bir olay olarak bakmıyorum.

Futbolda bir dünya devi olan Ronaldo’lu Portekiz’i yenen ve ardından Filistin bayraklarıyla tarihi bir şahlanış gerçekleştiren tüm mazlumların yaşadığı topraklarda bu akşam da İnşallah yeni bir zaferle birlikte şükredecek, coşacağız.

Ve her galibiyetten sonra boynundaki Haçı öpen Batının şımarık oyuncularına karşı, Katar’daki Portekiz galibiyetinden sonra hep birlikte secdeye kapanan Fas futbol ekibi kardeşlerimin alınlarından öpüyorum.

Dua ederek akşamı bekliyorum.

Ferman Karaçam

YouTube     : youtube.com/c/FermanKaracam

Twitter        : twitter.com/fermankaracam

Instagram   : instagram.com/fermankaracam

Facebook   : facebook.com/karacamferman

E-mail         : fermankaracam@gmail.com

Web Sitesi : fermankaracam.com

Yorumlar8

  • Chpkk-fetö ! 1 yıl önce Şikayet Et
    Bunun fetö-chpkk tertibi-kumpası olmadığı ne malum! Bunlardan hersey beklenir..
    Cevapla
  • Nazlı 1 yıl önce Şikayet Et
    Rabbim zalimlere fırsat vermesin
    Cevapla
  • Suat Tercanli 1 yıl önce Şikayet Et
    Hocam yazini okudum bende cok merak ediyordum insallah sonuc hayir olur bizlerde tohmetten kurtulmus oluruz Allah razi olsun
    Cevapla
  • Ahmet 1 yıl önce Şikayet Et
    Kaleminize sağlık
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • tuğlu... 1 yıl önce Şikayet Et
    inşallah hocam...
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat