Bilim Kurulu
- GİRİŞ06.09.2023 08:21
- GÜNCELLEME08.09.2023 08:07
Kendimizi sık sık kontrol etmeliyiz.
Birey olarak, toplum olarak, yönetenler olarak.
Muhasebe ve murakabe hem insan olarak ve hem de Müslüman olarak temel prensibimiz olmalı.
Otokritik yapmayı bıraktık mı, ipin ucunu da kaçırırız.
Olumlu eleştirilere kulak vermeliyiz, aksi takdirde hem kendimize, hem ailemize, hem de ülkemize zarar veririz.
Özellikle iktidarda olanlar kendilerini çevreden gelen uyarılara kapatır, toplumla arasına duvar örerse kendilerini de toplumu da tehlikeye atarlar.
Söyleyeceklerimi açık ve net olarak söyledim ve söylüyorum.
Bugünkü iktidar içeride de, dışarıda da 20 yıl öncesine göre hayali dahi kurulamayanları yaptı.
Bilenler biliyor, vicdan sahipleri de hakkını teslim ediyor.
Ne var ki, içeride yapılanlardan bir kısmının içinin doldurulması konusunda hala çok ciddi sorunlarımız var.
Kültür konusu çözülememiştir.
Müstakil bir Kültür Bakanlığımızın olması ve orada üretilecek bilgilerin gençliğe, okullara aktarılması konusu hala yapılamamıştır.
Gençlik konusunun içi doldurulamamıştır.
Ekonomik konularda Başkan Erdoğan yalnız bırakılmıştır.
Aile konusunda bir şeyler yapılır görülmesine rağmen, orada da sıkıntılarımız devam ediyor.
Bu iktidar, İslam dünyasının örnek alacağı, sahipleneceği adımları dış politikada başarıyla attı ve atıyor.
İçeride hem ülkemiz için ve hem de İslam dünyası için daha atılması gereken önemli adımlar var.
Mesela, Merhum Prof. Dr. Muhammed Hamidullah Hoca, Hanefi mezhebinin imamı ve emsalsiz fıkıh âlimi Hanefi mezhebinin kurucusu İmam-ı Azam Ebu Hanife’yi anlattığı bir makalesinde Medine’de görev yapmakta olan bir grup âlimden bahsetmiş.
Ülke yönetimini yedi kişiden oluşan bu bilim kurulu, esas adı ile “Uzmanlar Komitesi” belirliyor.
Bu kurul İSAM’ın yayımladığı İslam Ansiklopedi’sinde “Fukahâ-ı Seba” maddesi olarak Prof. Dr. Cengiz Kallek tarafından telif edilmiş.
Uzun zaman önce bu kuruldan kısaca bahsetmiş ve keşke her bakanlığımızın böyle bir bilim kurulu olsa demiştim.
Konuyu biraz daha açarsak, Medine’de, Hz. Ebubekir (ra) ve Hz. Ömer (ra) bir yandan her alanda ilim insanı yetiştirmek, diğer taraftan kurumsallaşmaya ve teşkilatlanmaya oldukça büyük önem verirler.
Bu çalışmalar sonucunda şûra ve icma alanlarındaki gelişmeler, diğer alanlardan daha ileri boyutlara ulaşır.
Böylece, ileri boyutların kahramanları da tâbiîn döneminde birer, ikişer ortaya çıkarlar ve yedi tanesinin bir araya gelmesi ile söz konusu “Bilim Kurulu” oluşur.
Bu kişiler:
1- Hârice b. Zeyd (ra)
2- Hz. Kasım (ra)
3- Hz. Amr (ra)
4- Hz. Süleyman İbn Yesar (ra)
5- Hz. Ubeydullah İbn Abdullah İbn Ukbe İbn Mes’ut (ra)
6- Hz. Sa’d İbn Müseyyeb (ra)
7- Hz. Ebu Selme (ra)
Yedinci kişi için başka bazı isimlerin de geçmesine rağmen biz onlardan sadece bir isim aldık.
Her birinin Medine’de şöhret olmuş önemli meziyetlerinin yanında, ortak özellikleri de oldukça fazla.
Ortak özellikleri olan Kur’an ve Hadis ilminin yanında:
Hz. Hatice b. Zeyd’in (ra) divan kâtipliği, hesap işlerinde uzmanlığı meşhur. Ayrıca miras taksimi ve sözleşmelerin hazırlanışında Medine’nin en ehil kişilerinden biri olarak tanınıyor.
Hz. Kasım (ra): Hz. Ebubekir’in (ra) torunu olan bu zat, çok önemli bir fakih ve muhaddis, Mescid-i Nebevi’de ders halkası olan ünlü bir âlim.
Hz. Amr (ra): Tam bir askeri deha.
İleri derecede zekâsı ve bayındırlık, imar konularındaki şöhretinin yanında idareci ve iktisatçı yanıyla da meşhur.
Aynı zamanda cesareti ile de tanınan Hz. Amr’ın şair olduğu da biliniyor.
Hz. Süleyman İbn Yesâr (ra): Sahabe tarafından uygulanmış konuların gelecek nesillere aktarılması konusunda son derece titiz bir alim.
Öte yandan boşanma ve imar konularında da uzman olarak şöhret sahibi Hz. Ubeydullah İbn Abdullah (ra): Kıraat ilmi ve hafızasının çok güçlü olması konularında, zamanının en şöhretli şahsı.
Ayrıca, şair kişiliği ile de tanınıyor.
Bu konu ile ilgili şöhreti şu şekildedir:
“Fakihlerin en şairi, şairlerin en fakihi.”
Hz. Sa’d İbn Müseyyeb (ra): Yönetici danışmanı ve kıraat âlimi.
Peygamberimizin (sav) ve diğer Halifelerin verdiği fetvaları en iyi bilen, bunlar üzerinde çok geniş çalışmaları olan bir ilim insanı.
Diğer yedinci isim olarak adı geçenlerin de her biri Medine’de ilimleri ile şöhret sahibi kimseler.
Bu kurulun en belirgin ve ayırıcı tarafı, daha önce hakkında hüküm bulunmayan ve toplumun faydasına olan herhangi bir konuda hüküm vermek.
Bu yanıyla öne çıkan kurul, güncel meseleleri enine-boyuna tartışarak karara bağlıyor.
Hamidullah Hoca, tarihçi Sehavî’ye dayandırdığı bilgide bu kurulun ileri derecede bir şöhrete kavuştuğunu ve Medine’de Kadı’nın bile bu Yediler Meclisi ile istişare ettiğini ve fetvalarında bunların kararlarına bağlı kaldığını aktarıyor.
Demem o ki, İkinci Dünya Savaşından sonra, dünya bugün, ikinci defa yeniden şekilleniyor.
Ortaya çıkacak fırsat ve imkânları değerlendirerek her ülke kendi geleceğinin kavgasını veriyor.
Bunlar arasında Türkiye’nin kavgası daha farklı, zorlu ve çetin geçiyor.
Hatta Türkiye bugün, özellikle dışarıda, tarihinin en büyük mücadelesini veriyor diyebiliriz.
Bu büyük mücadeleyi içeriden tökezletmeye çalışan gruplar ve şahıslar gitgide çoğalıyor.
İşte buna rağmen, içerinin tahkimatını arttıracak çalışmalar ortaya koymanın zarureti ortaya çıkıyor.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan daha önceki bir konuşmasında Kültür’de, Milli Eğitim’de, Aile’de, Gençlik’te reformlara işaret etmişti.
Bu arzu ve isteklere şiddetle katıldığımı belirtiyor ve diyorum ki, yapılacak bu çalışmaları, her bakanlık için, yukarıda sözünü ettiğimiz bir bilim kurulu yapsa çok isabetli olur.
Mesela uzun süreli bilimsel çalışmalar ile Türkiye hem çağdaşı olduğu ülkelerin insanı, hem de geleceğin insanı ile rekabet edip örnek olacak dini-milli-ahlaki özellikler ile donatılmış bir insan modeli, bir anne, bir baba, bir aile, bir kültür ve bir eğitim modeli ortaya koysa; daha sonra, bu çalışmalar; kanunlarla, yasalarla ve yönetmeliklerle çerçevelenip, ilgili bakanlıklar kanalı ile müfredata ve hayata geçirilse mükemmel olmaz mı?
Zaman geçiyor ve biz hala bunca yıldır eğitimde, kültürde, ailede, gençlikte yeterli bir mesafe alamadık.
21 yılda Türkiye’yi hayal edilemeyen büyük devrimlerle tanıştıran bir liderden ve Anadolu’nun özü olarak partileşmiş bir hareketten bunları beklemek bizim hakkımızdır.
Günümüz kurumlarındaki mevcut işleyiş ve bürokratik çarkların dışına çıkmazsak, daha ilmi ve daha yeni örnek çalışmalar ortaya koyamazsak yarın çok daha ciddi sorunlarla karşılaşacağız.
Ferman Karaçam
YouTube : youtube.com/c/FermanKaracam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Yorumlar3