Gazze’de 237. Günü Seyrederken...
- GİRİŞ30.05.2024 09:10
- GÜNCELLEME31.05.2024 08:57
Bugün iki yüz otuz yedinci gün.
Gazze; gözyaşı dökeniyle, alkış tutanıyla seyircisi dünyalılar olan, insanlık tarihinde yaşanan en kanlı ve en trajik savaştır.
Kanlıdır, çünkü; bu sahneden sıçrayan kanlar sadece çevreye değil, tüm insanlığın üzerine yapışmıştır.
Trajiktir, çünkü; acıyı yaşayanlar değil, acıyı seyredenler daha bir zavallı duruma düşmüş haldeyiz.
Alkışlayanları bir tarafa bırakalım.
Öteki seyirciler arasında, toplamda sayıları iki milyarı bulanların içinde en bilgili ve en kültürlü olanlarımız; kimi susarak, kimi de kimsenin umursamadığı tesirsiz sözler sarf ederek, şaşkın şaşkın izliyor sahnede olanları.
Bunların birçoğu, güneşten sararmış kabuğunun içindeki çürümüşlüğü gizlemek için direnen kavunun durumu gibiler, deşince pis kokularını önleyemiyorlar, deşmeyince de susmalarına kılıf bularak miskin miskin yaşıyorlar.
Az bilenlerimiz; Gazzeli bir yaralının, çadırın içinde kıvranarak yanan bedenini izlerken, bu sahnede olanları oyun sanarak gözlerini ovuşturuyor.
Hiç bilmeyenlerimiz de bilmemenin uyuşukluğunu daha bir uyuşturarak ömür boyu bunu yaşamak için, birkaç kadeh votkanın üstüne sade kahve içiyorlar.
Biz, iki milyarlık bir topluluk hiç bu kadar zelil olmamıştık.
Hiç bu kadar zavallı bir duruma düşmemiştik.
Kendi yaralımızı, aç ve susuzumuzu, enkaz altında can çekişenlerimizi, yakılarak öldürülenlerimizi seyrederek yaşamamıştık daha önce.
Bir yanda acıların arşa çıktığı küçük bir sahne.
Diğer yanda bu acıları seyreden büyük bir kitle.
Kim zavallı dersiniz?
Kim acınacak haldedir dersiniz?
Kim çaresiz, kim zelil durumdadır sizce?
Az sayıdaki halleri ile, Mescid-i Aksa’yı korumak için yıllardır her türlü acıyı yaşayanlar mı, yoksa bu acıyı seyredenler mi?
Acaba bütün mesele Filistinlinin kimsesiz olması mı?
Elbette hayır.
Dünya nüfusunun üçte birinden fazlası Müslüman.
Ama Mekke’deki Müslümanlar kimsesizdi ve en çok işkenceyi de fakirler, köleler, cariyeler ve sahipsizler görmüştü.
Bilal, Ammar, Ammar’ın babası Yasir, annesi Sümeyye, Süheyb, Habbâb hazretleri ve bunların aile efradı.
Mekke’de Hz. Bilal’i kızgın kumlar üzerine yatırıp, karnına taş koyduklarında, “Ehad, Ehad” diye inlerken kimsesi yoktu ama Gazze’de Hüseyin Yusuf’u şehit ettiklerinde hepimiz, iki milyar onu seyrettik.
Mekke’de Ammar’ın başını suya sokarak işkence yaptıklarında kimsesi yoktu, ama Gazze’de Ammar Muhammed Cuda’yı katlettiklerinde onu da seyrettik hepimiz.
Mekke’de Hz. Lübeyde’yi, Nehdiye’yi, Ümmü Übeys’i, Sümeyye’yi işencelerden geçirdiklerinde kimseleri yoktu.
Ama bugün Gazze’de beş yaşındaki Nidal’ı, Hatem Meleke’yi, Emel Yusuf’u, Fevziye Halil’i şehit ettiklerinde dört milyar gözümüzle bunları canlı canlı izleyen biziz..!
Kim ne derse desin, kim hangi hesabı yaparsa yapsın acınacak halde olan biziz.
İmandaşlarımız, dindaşlarımız, kardeşlerimiz lime lime edilirken, yakılırken biz onları sadece seyrediyoruz.
Bugün iki milyar kimsesi oldukları halde kimsesiz kalan Gazzeli Müslümanlar 76 yıldır aynı sürgün, aşağılanma, işkence, ölüm gibi tarifsiz zulümlere maruz kaldılar.
Mekke’deki zulme uğrayanlarla aradaki fark şu: O günkü sahnede işkence ve zulüm gören Ammarların ve Sümeyyelerin seyircisi yoktu.
Bugünkü Ammarların kendi dindaşlarından olan iki milyar seyircisi var.
Elbette bu seyirciler arasında gözyaşlarını içine akıtan milyonlar vardır fakat gerçek olan bir şey var ki biz, hepimiz zavallı durumdayız.
Öyle olmasaydı, bebek, çocuk, kadın, hasta, sakat ve yaşlı demeden hunharca yok edilen o ufacık topluluk içinde bizim de birer parçamız sızlardı, acı çekerdi.
Olamadı, ne yazık ki elimiz, kolumuz bağlandı ve sadece seyirci rolü verildi bize, seyretmeye mahkum edildik.
Geçen cuma kırık-dökük bir mescitte hutbeye çıkan Filistinli İmam Mahmud Hasanad, tarihte zillet içine düşenlerin en zavallısı olan iki milyarlık biz seyircilere doğru dönüp şöyle demişti:
“30 bin Şehidin,
70 bin yaralının,
100 bin sakatın,
2 milyon evsiz, aç ve susuz insanın uyandıramadığı, bir şey anlatamadığı bu ümmete, ben buradan konuşsam ne olur, konuşmasam ne olur?
Kamet getirin de namazımızı kılalım”.
Ne diyelim; alıştırdılar bizi, kardeş acılarına karşı bağışıklık kazandırdılar bize, Firavunların saltanatında zevk içinde yaşamanın şehvetine daldırıp, kardeşlerimizin haremini çiğnerlerken seyrettirmeye alıştırdılar bizi..
Fakat unutmayın, unutmayalım ki; 60 dolayında adı Müslüman olan ülkelerin bir araya gelip, hep birlikte zalim Siyonisamat'in yüzüne tüküremeyen bizlerin yüzüne tüküren birileri çıkacaktır ve bütün bu olanların hesabını da soracaklardır bizden.
Ferman Karaçam
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Yorumlar34