Dağıstan Saldırısı Ne Anlama Geliyor?
- GİRİŞ26.06.2024 08:06
- GÜNCELLEME27.06.2024 11:05
İsterseniz önce, başlıkla ilgili olmadığını düşüneceğimiz bir haberle başlayalım: “Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı yaptırımlarını arttırıyor.
AB, daha önce Rusya’ya uyguladığı altın, elmas, ticaret, finans ve enerji kısıtlamasının sınırlarını genişletiyor.
Birlik, aldığı yeni bir kararla ilk defa uygulayacağı Rus Sıvılaştırılmış Petrol Gazı (LNG) ihracatını da engellemiş olacak.
Bu kararla ilişkili olarak, Rusya’ya teknoloji sağlayan 70’e yakın şirketi sıkı bir şekilde takip ederek, AB üyesi ülkelere girişlerini de engelleyecek.”
Yukarıdaki haber ajanslara yeni düştü sayılabilir.
Bu haberi okuyunca, Dağıstan’daki Mohaçkale ve Derbent saldırılarını da hatırlayarak, dedim ki: “Artık dünyada hiçbir olayı tek başına masum bir olay olarak değerlendiremeyiz.”
Diğer bir haberi ise hepimiz biliyoruz, zira bu haber tüm dünyada geniş yankı uyandırdı.
Putin kendisinden önceki Rus liderlerin aksine Doğu Asya ve Uzak Doğu’nun stratejik açıdan önemli olan Kuzey Kore ve Vietnam gibi ülkelerini önemseyerek onlara yıllar sonra da olsa ziyaretler gerçekleştirdi.
Son yıllarda artan Avrupa ve Amerika baskıları, Putin’in bu ülkelere olan ilgisini arttırdı ve geçen Çarşamba günü Kuzey Kore’yi, ardından ertesi gün de Vietnam’ı ziyaret etti.
Anlaşılan o ki, dünyada “müttefikleri çoğaltma” ve diğerinden daha güçlü olduğunu hissettirme süreci hızla işlemektedir.
Bu çerçevede, Putin’in ziyaretinin hemen ardından Avrupa ekonomik olarak, Amerika da vekalet verdiği güçlerden biri olan DEAŞ aracılığı ile Putin’e mesaj verdiler.
Bu mesajı eğip bükmeye hiç gerek yok.
DEAŞ’ın kimin kontrolünde olduğunu ve kimlere karşı kullanıldığını artık bilmeyen yok.
Kaldı ki zaten önceki başkanlardan Donald Trump bile bu örgütün ABD tarafından kurulduğunu ve yönetildiğini söylemişti.
Ayrıca isterseniz bu örgütün tüm eylemlerine bakın; DEAŞ’ın ve benzeri örgütlerin yaptığı yüzlerce eylem ve onlarca ülke var ama eylem yapılan bu ülkelerin arasında sadece iki ülke yok: Bunlardan biri İsrail, diğeri Amerika.
22 Mart 2024 Cuma günü akşamı Moskova’da konser salonuna düzenlenen, 140 kişinin öldüğü ve yine DEAŞ’ın üstlendiği saldırıdan iki ay kadar sonra Dağıstan’a bağlı Derbent ve Mohaçkale kentlerinde ise yeni bir saldırı yapıldı.
Konser salonu saldırısının hemen sonrasında, devlet başkanı olmadan önce iyi bir KGB ajanı olduğunu bildiğimiz Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yaptığı açıklamalardan da anlaşıldığı üzere söz konusu örgütle ABD'nin bağlantısı ifade edilmişti.
Putin’in yaptığı Doğu Asya ziyaretlerinden sadece iki gün sonra Pazar akşamı düzenlenen saldırılarda 21 kişinin öldüğü, 46 kişinin de yaralandığı açıklandı.
Saldırılar sonrası Dağıstan'da 3 gün yas ilan edildi.
Muhtelif spekülasyonlara rağmen saldırganların kimlikleri henüz belirlenmedi.
Bu son saldırıda iki sinagog, iki kilise ve bir de polis noktası hedef alındı.
Öldürülenlerden 16’sı polis, 5’i sivil.
Dağıstan Rusya’ya bağlı özerk bir cumhuriyet.
Hazar Denizi kıyısında, çoğunluğu Müslüman, 3 milyondan biraz fazla nüfusu olan, 30 kadar ırkın bir arada yaşadığı fakir bir cumhuriyet.
Yüzölçümü 50,300 kilometre kare.
Daha önce Türkiye ve İran’a yapılan saldırıları da hatırlarsak, bu ve benzeri saldırılardan anlaşılacağı üzere küresel emperyalizmin eli kanlı çeteleri bir taşla birçok kuş vurmaya çalışıyorlar.
Birincisi: Sadece Rusya’ya değil ona yakın olan veya onunla birlikte hareket eden, alış-veriş yapan ülkelere mesaj gönderiyorlar.
İkincisi: ABD ve AB karşıtı ülkelerin bir blok olarak hareket etmesini engellemeye çalışıyorlar.
Üçüncüsü: Putin’in de dediği gibi Müslümanlarla Putin yönetimini karşı karşıya getirmek istiyorlar.
Dördüncüsü: İsrail’in Filistin’de aylardır uyguladığı cinayet ve soykırımı perdelemeye çalışıyorlar.
Beşincisi: Her ne kadar Avrupa ağırdan alıyor olsa da Amerika’nın dümen suyundan giderek, sadece Ukrayna’da değil dünyanın diğer ülkelerine karşı hareket etmeye çalışıyor.
Bütün bunlardan anlıyoruz ki başta ABD olmak üzere, şu içinde bulunduğumuz zaman diliminde teknoloji ve silah üstünlüğünü elinde bulunduran ülkeler, bu üstünlüğün gereğine göre hareket ederek her türlü oyunu sahneye koymakta bir sakınca görmeyeceklerdir.
Sahnelenecek oyunların da hiçbir kuralı falan yok.
Güçlü olan kuralı koyuyor.
Bizim de acele etmemiz lazım.
Ferman Karaçam
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Yorumlar4