Aleviler özelinde Türkiye'nin eski yüzü - 27
- GİRİŞ13.10.2024 10:05
- GÜNCELLEME15.10.2024 10:15
Kılıçdaroğlu ve Patlayan Eziklik
Öte yandan, Rahmetli Necmettin Erbakan Hoca Milli Nizam Partisini, o kapatıldıktan sonra ardından Milli Selamet Partisini kurup meydanlara çıktığında “önce ahlak ve maneviyat” diyerek, ilk sloganını dile getirmişti. Aradan geçen yaklaşık 50 yıl Hoca'yı, bu konuda da haklı çıkardı. Necmettin Erbakan'ın ileri derecedeki zekâsı, milli ve manevi değerlere olan samimi bağlılığı, ülkesine ve milletine olan sevgisi O'nu, bir fani olarak bu memleket için hep iyi şeyler söylemeye ve iyi şeyler yapmaya yöneltmiştir. Geçen 50 yılda bizzat yaşayarak ve tanık olarak anladık ki gerçekten de hem insan için hem de bir millet için Ahlak ve Maneviyat birinci derecede önemli. Binayı direk, dini namaz ayakta tuttuğu gibi, milletleri de ahlak ve maneviyat ayakta tutuyor. Ahlak bozulduğu zaman ya o toplum kendiliğinden çürümeye başlıyor ve bir başka toplum gelip çürüyen toplumu kılıçtan geçiriyor, çürüyen Bizans'ta ve yerine gelen fetihte olduğu gibi ya da doğrudan doğruya Yaratıcı müdahale edip, yerle bir ediyor, Ad kavmi, Lût kavmi gibi.. Ahlaksızlık toplumları, bir ağacı güvenin kemirmesi gibi içten içe kemirip tüketiyor, çürüme görülür hale geldiğinde ise, toplum zaten yıkılıyor. Batı, kendi düşünce adamlarının birçoğunun da söyledikleri gibi içten içe çürüyor. Batının kültür yapısının müsait olması ve ahlakın temel kaynağı olan dinden de uzaklaşması, ahlaksızlığın virüsünü hızlı üretmeye başladı. Bugün, bütün Dünya'nın uğraştığı terör virüsü, Batı kaynaklıdır. Tıpkı, bazı öldürücü hastalıkların kaynağının da Batı olduğu gibi. Gerçek şu ki biz de, aynı Dünya üzerinde, insanlık olarak hep birlikte yaşıyor ve her türlü bozulma ve çürümeden payımıza düşeni alıyoruz. Günümüzde çürüme ve yozlaşma hangi noktada başlarsa başlasın, oldukça hızlı gelişiyor ve her tarafa yayılıyor. Ayakta kalmanın, çürümeyi hafif anlatabilmenin tek çaresi irade eğitiminden, ruh eğitiminden, fertlerimizin iradesini güçlü hale getirmekten geçiyor. Tutunabilmenin, direnebilmenin yolu, güçlü ve sağlam iradeli nesiller yetiştirmekten geçiyor. Tek başlarına dini, ahlaki, teknik veya bilimsel eğitim insanları bu ahlaksız kasırgaya karşı koruyamaz, nitekim koruyamıyor.
Bilgileri beyinde direnç haline dönüştürmek önemli bir eğitim işi. Ancak bu ve benzeri eğitimle Kılıçdaroğlu'nun ve onun gibilerin ahlak sorunlarımı düzeltemezsiniz. Neden? Çünkü, Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu kadar savrulması, bir Alevi olarak içinde bulunduğu mezhebi temsil edememesi onun ezikliğinden kaynaklanmaktadır. Eziklik, başlı başına düşük bir ruh halidir.
İlk Ortaya Çıkarken Sessiz ve Sakindirler
Ezik insanlar; belki gerçekte ezilmemiştir ama kendilerini ezik hissetmeleri bile ezik olmaları için yeterlidir. Ezikler; öç almaya, suç işlemeye, şiddet uygulamaya, cezalandırmaya, hakaret etmeye eğilimlidirler. Ezikler; mümkün mertebe içe kapanık ve asosyaldirler fakat ortaya çıkacaklarsa, İlk ortaya çıkarken sesiz ve sakindirler. Ortamı kollayarak, fırsatları değerlendirerek, etrafı uyandırmamaya çalışarak yavaşça, bazen de sinsice ilerlerler. Ve ayaklarını yere sağlamca bastıklarına inandıkları an, içlerinde yıllarca biriktirdikleri öfkeyi kusarlar. Ezik kişilikler, toplumsal hayatın akışı sırasında, karşılaştıkları hemen her olayı, kendilerinin aleyhine yorumlayarak kin depolarlar. Altta kalmışlıklarına, ezilmişliklerine ya da kendi gibi olanların ezilmiş olmalarına öfkelenirler ama bunu dışa vurmazlar. Hatta mümkün olduğunca gizli tutar, içine atarlar. Günün birinde "Papatya gibi açacağı" mevsimi ve zamanı kollarlar. Ama eziklerin o açılışı hiçbir zaman papatya gibi olmaz, tersine bir bomba gibi olmaktadır. Kılıçdaroğlu da ezik bir kişiliktir ve potansiyel bir bomba taşımaktadır içinde. Eğer şu anda bulunduğu konumundan dolayı taraftarları ve yakınları onu terbiye edebilirlerse ne ala, terbiye edilmez ise, onun daha büyük patlamalarına şahit olabiliriz. Kılıçdaroğlu bir anneye toplum önünde hakaret etmiştir.
Bu olaydan sonra benim Kılıçdaroğlu’na asla saygım kalmamıştır, değil mi ki o, bir anneye; milyonlarca annenin gözlerinin içine bakarak ve onurunu aşağılayarak hakaret etmiştir üstelik, milyonlarca insanın gözleri önünde. Ve yine, üstelik bu adam Türkiye'de, şu kadar milyon oy almış bir partinin lideridir. Sokak adamları bile birbirine küfredince, anne kavramına karşı bir edep belirtisi ortaya koyarken, bu şahıs, 80 milyonun önünde bir anneye en adi ve en çirkin kelimelerle saldırmıştır. Bu saldırı hiçbir saldırıya benzemez, es geçilemez, hafife alınamaz, mahkemelerin vereceği para cezaları ile falan unutturulamaz. Bilemem; Türkiye'deki bütün anneler mi ayaklanıp bu terbiyesizin kapısına dayanmalı, haddini bildirmeli. Alevi vatandaşlar, kadın örgütleri, STK'lar mı meydanlara dökülüp saatlerce yuuuuh diye bağırmalı. Bilemiyorum, gerçekten bilemiyorum hangi şekilde davranılırsa yeni ve daha büyük bir ezikliğin patlayışı önlenebilir? Aslında, hakiki manada Hacı Bektaşi Veli çizgisinde olan Alevi vatandaşlarımız isteseler, bu düşkün adamın haddini bildirirler. O Hünkâr ki; " Düşmanın bile insan olduğunu asla unutmayacaksın " demektedir. Ama ezik Kemalde, Hünkâr'ın esamesi kalmış mıdır, bu da önemli bir soru?
(Devam Edecek)
Ferman Karaçam
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Yorumlar4