Litani Planı ve Devrilen Tağutlar
- GİRİŞ19.12.2024 08:13
- GÜNCELLEME20.12.2024 09:28
Bugün sizi 45 yıl öncesine götüreceğim.
Filistin Kurtuluş Örgütü lideri (FKÖ) merhum Yaser Arafat kırk beş yıl önce Middle East dergisine bir demeç veriyor.
Diyor ki Arafat:
“Amerika, İsrail’in Arap dünyasına yönelik saldırgan emellerine göz yummakla kalmamakta, İran’daki kalesini yitirdikten sonra, İsrail’le beraber Ortadoğu’da yeni bir etki alanı oluşturmaya çalışmaktadır.
Bunu ortak bir plana bağlamışlar.
‘Litani’ adı verilen bu plana göre Ortadoğu ülkeleri yeni savaşa bulaştırılacak, bu arada Filistin Kurtuluş Örgütü de ortadan kaldırılacaktır. Bu plandan ve durumdan bir süre önce kendisiyle konuyu görüştüğüm Suriye Devlet Başkanı Hafız Esat’ın da haberi vardır.”
Dünyanın jandarmalığını üstlenmiş emperyalistler, etkinliklerini sürdürebilmek için son derece planlı, programlı çalışıyorlar.
Uzun erimli ve her ihtimali dikkate alarak birkaç değişik versiyonlu plan yapıyorlar.
Yani işlerini tesadüflere bırakmıyor ve en önemlisi de rehavete asla kapılmıyorlar.
Bu çalışmalara ek olarak sömürecekleri ülkelerin içinden kendilerine hizmet edecek kiralık hainler bulmayı ihmal etmiyorlar.
Osmanlı’nın hâkim olduğu zamanlarda karşı taraftan hain bulmak pek kolay olmuyordu. Oysa birinci ve ikinci dünya savaşından sonra İngiltere ve Amerika'nın Doğu, Ortadoğu ve Afrika’dan hain bulması çok kolay oldu ve hala da oluyor.
Para, haz, makam hainin satın alınması için yetiyor.
Hele bir de küçük bir azınlığa “baş” yapıp alkışlattılar mı, hainler en yakın akrabalarını bile satıyorlar.
Elbette bunun arkasından da emperyalistler için başarı geliyor, dünyanın kaymağını, kremasını yemeğe devam ediyorlar.
Rahmetli Arafat’ın yaklaşık yarım asır önce Middle East’e söylediklerinin hepsi bugün, yani 45 yıl sonra gerçekleşti.
Amerika, İran Şah’ının devrilmesinden sonra, ortaya çıkan yeni İran rejiminin sözde Amerikan ve İsrail düşmanlığını bahane ederek ve bu bölgeden kendi ürettiği bir takım terör örgütleri vasıtasıyla, Ortadoğu’ya tamamen yerleşti.
Adına, sözüm ona ülke dedikleri el kadar coğrafya parçacıklarında koltuklara oturtarak, azınlık halklara alkışlattığı hainler vasıtasıyla Ortadoğu'da muazzam üstler kurdu ve güçlendi.
Ve en önemlisi de bu arada Siyonizm, başta Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere tüm dünyada parayı, bilgiyi, teknolojiyi, sinemayı, eğlenceyi, müziği, gıdayı… Ele geçirerek güçlendi.
Bunlardan daha da önemlisi Amerika gibi bir devi her bakımdan kuşatarak onu kendisine hizmet ettirecek şekilde dizayn etti.
Bu sebeple Amerika, artık tamamen İsrail’e, dolayısıyla Siyonizm'e hizmet ediyor ve onun işlediği cinayet, işkence, katliam ve soykırımın arkasında güçlü bir şekilde duruyor.
SİYONİSTLERİN LİTANİ PLANI YÜRÜYOR
Öte yandan, Yaser Arafat’ın konuşmasında yer verdiği ve bir zamanlar Siyonizm'in dilinden düşmeyen, Siyonistler için önemli ve kutsal sayılan
“Litani Planı”, sessiz bir şekilde, adı aşikâr edilmeden, Amerika’nın gücü ile İsrail tarafından işler duruma getiriliyor.
Siyonistler için kutsallık atfedilecek kadar önemli sayılan Litani ise bölgedeki dört nehirden birinin adıdır.
Litani; Yermuk, Yarkon ve Şeria adındaki bu nehirlerden en önemlisidir ve 1948’de İsrail kurulmadan önce bu nehirden sıkça söz edilmektedir.
Çünkü dediğimiz gibi Litani Nehri Siyonizm'de özel önemi olan bir nehirdir.
Bu plan İsrail’in kuruluşundan sonra da Siyonistler tarafından hiçbir zaman unutulmayan, sürekli takip edilen stratejik bir hedef olma hüviyetini korudu.
Siyonistler 1917 yılında toplanan Balfour Deklarasyonu ile İngiltere’den Filistin mandası topraklarında kurulacak bir “Yahudi Ulusal Evi” sözünü aldılar ve iki yıl sonra çizilen sınırların değiştirilmesini istediler.
Yani önemli su kaynaklarının Filistin mandasına, bunun ardından da Yahudi devletine dahil edilmesini talep etiler.
Öte yandan, 1942 yılında, yani İsrail, bir kanlı mızrak olarak Ortadoğu’nun kalbine saplanmadan altı yıl önce, bir Siyonist konferansında konuşan Yahudi Ajansı'nın başkanı David Ben-Gurion, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki Filistin'in geleceği hakkındaki görüşlerini anlatırken şöyle diyordu: “Esas büyük potansiyel Filistin’in güneyindeki Necef Çölündedir. Bu çöl, Litani nehrinin suları ile verimli hale getirilmelidir”.
ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM
Bütün bu olup bitenler plan dahilinde ve Müslümanları koruyup kollayacak bir büyük devletin ortadan kaldırılmasından sonra gerçekleşti.
Şimdi de Siyonizm, bizim güçlü ve büyük olmamız için attığımız her adımı takip edip, akamete uğratmaya çalışıyor.
Bunu öncelikle, içimizden satın aldıkları beşinci kol mensubu hainler vasıtasıyla yapıyorlar.
Suriye’de ortaya çıkan tablodaki görüntüyü tersine çevirmek için olanca güçleri ile çalışıyorlar.
Müslümanların, gelecekte büyük ve güçlü bir devleti olmasın diye Suriye’nin kuzeyine, Amerika’nın gücüyle yerleştirilen Kürt ırkçılarına ve Amerika’ya el altından sinsi bir şekilde maddi ve manevi destek veriyorlar.
İlginç olan ise; bu destekçilerin çoğunluğunu, Kürt Irkçılığının uyanışını sağlayıp, beslenmesini yapan “beyaz yakalı” Türk ırkçılarının teşkil ediyor olması.
Fakat benim görüp, sezebildiğim kadarıyla, bâtıl ve Batılı değerlerin hepsi şimdilik Suriye’de ayaklar altına alındı ama ileride tüm mazlumların yaşadığı topraklara yayılacak.
Bu tablo; Asya, Afrika ve Ortadoğu için yepyeni bir geleceğin şafağını müjdeliyor.
Çağları aşan bu muştu bütün bir mazlum gönüllerde ve ruhlarda şehid kanları ile sulanıp filizlenecektir.
Ne diyor nur içinde yatası Mevlâna Hazretleri:
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi.
Her gün bir yere konmak ne güzel.
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş.
Dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”
Ferman Karaçam
YouTube : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter : twitter.com/fermankaracam
Instagram : instagram.com/fermankaracam
Facebook : facebook.com/karacamferman
E-mail : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com
Yorumlar3