Raşit Küçük Hoca ile hayat hikayesini konuştuk - 12

  • GİRİŞ30.03.2025 09:32
  • GÜNCELLEME30.03.2025 13:28

Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli ilim insanlarımızdan Prof. Dr. Raşit Küçük Hoca, Hadis konusu başta olmak üzere çok yönlü bir alim olarak birçok alana damgasını vurmuş, mebzul miktarda insan yetiştirmiştir.

Bugün ülkemizi yöneten en üst düzeydeki şahısların gerek yetişmesinde, gerekse onlara danışmanlık yaparak yönetme başarılarında önemli pay sahibidir. Hocanın hayat hikayesine dair kendisi ile yaptığımız konuşmalarımızı yani hayat hikayesini burada her pazar sizlerle paylaşmaya çalışacağız.

Hoca ile yaptığımız bu konuşmalarımızı, “Raşit Küçük, Hatırımda Kalanlar” adı ile Hayat Yayınları kitap olarak yayımladı.

Yine bu fakir kardeşiniz Hoca’nın panel, makale ve bilimsel yazılarını toparlamaya çalıştım, o da Hayat Yayınlarından kitap olarak çıktı.

İnşallah bu vesile ile kitaplar gündeme gelir ve umuyor, diliyoruz ki, Hocamızın; Türkiye'nin en ücra köylerinden birinden başlayan, başarılarla dolu hayat hikayesi genç nesillerimize yol gösterici olsun.

BİZİM AKSEKİDE TERSİNEDİR BU İŞLER

FK: Sizin gençlik yıllarımızda Akseki’nin siyasi yapısı nasıldı, dikkat çekici bir özelliğini hatırlıyor musunuz mesela? 

RK: Benim hatırladığım kadarıyla Aksekililerin aristokrat takımı hep fötrlü şapkalı idi.
Camiide her tarafta fötr asılı olurdu.

Çok enteresandır bu.

Mesela şöyle bilinir işte “CHP’li ise namazlı niyazlı değildir” gibi. Bu anlayış o zamanın Akseki’sine hiç uymaz. Bütün CHP’liler camidedir. Adalet partililer, Demokrat partililer namaz kılmayan adamlar olarak bilinirdi orada. Hakikatten Adalet Partili biri vardı adı Şükrü’ydü ama Kara Şükrü mü ne derlerdi, mesela bu adam Akseki’ye kötülükleri, çirkinlikleri getiren biri olarak bilinirdi. İçkiyi, uyuşturucuyu şunu bunu... CHP’liler mazbut, dindar insanlardı. Onun için bizim Akseki’de tersinedir bu işler.

ÖMER DURUK AMCAYI HATIRLARIM MESELA 

FK: Sahiden çok ters. Halbuki bizim orada bunun tam aksinedir. Pekala, hizmetleriyle aklınızda kalan kimler var Hocam? 

RK: Akseki ilçemizden bir Ömer Duruk amcamız vardı, Allah rahmet eylesin, Aroma’nın ve Bakırköy’deki ünlü Gelik Lokantalarının sahibi. Hali vakti çok çok yerinde biriydi. Ataköy Camiinin yerini verip, camiyi yaptıran bir zat. Hatta şöyle bir hatıra anlatayım, bu çok ilginç bir hatıradır benim için. Ataköy’ün orada dönümlerce arazi onunmuş, oraları satmış. Etraf yapılaşınca ve sonra cami yapılınca bir kısım sakinler sitelere gelip demişler ki ”Ya buraya cami yapılacağını bilsek biz almazdık, gelmezdik”. Söylenenler Ömer amcanın kulağına gitmiş. Ömer amca, yazıhanesine oturmuş, bütün sakinlere birer mektup göndermiş. “Camiin yapılışından rahatsızlık duyanlar, günün şu saatlerinde yazıhaneme, şu tarihe kadar başvurabilir” diye mektup göndermiş. Mektuptan sonra da kimse yazıhaneye gitmemiş. Yanına gittiğimde bunu anlattı. “Peki Ömer amca, mesela 80-100 kişi gelseydi ne yapacaktın o durumda?”. “Vallahi ve billahi, hepsinin parasını peşin verip def edecektim” dedi. Böyle bir adam idi bu Ömer amca.

Akseki’ye bir komando alayı yerleşti. Bu alayın bütün binalarını yapıp alaya hediye etti. Antalya-Konya güzergâhında bir yol ve üzerine de bir benzinlik yaptı. Birtakım alış-veriş merkezleri yaptı. Oralardan bir kazanç elde etmek için değil ama, Aksekili insanlar buralarda çalışsın, geçimlerini temin etsin diye yapmıştı. Ayrıca Akseki’ye bir huzur evi yaptırdı. Aksekililer de anasını, babasını huzur evine gönderecek insanlar değil, hiç de giden olmadı. Dışarıdan bazıları geldi. Sonra baktılar ki olmuyor. Orayı gelir getirici bir otele çevirmişler.
 
BÜYÜK MÜFTÜ AHMET SALİM AMCA 

FK: Allah rahmet etsin, çok değerli ve çok hayırsever birisiymiş Ömer Duruk amaca. Şimdilerde böyle kişiler yok değil ama, sayıları bir hayli azaldı sanki..! 

RK: Büyük Müftü dedikleri merhum Osman Yüksel ağabeyinin babasını anlatırlar, çok yiğit bir adammış o da.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında bizim köyde değil ama Akseki’de bayağı büyük zulümler ve idam edilenler olmuş. Mesela Serdengeçti’nin babası Büyük Müftü Ahmet Salim Efendi idamlıkmış. Akseki’nin karşısında bir dağ var, oraya kaçmış, silah almış, bir miktar yiyecek almış ve hanımına demiş ki “Ben karşı dağa gidiyorum. Pencerede perde beyaz dursun eğer herhangi bir aksilik, namusa tecavüz olursa siyah perde çekersin, orada kalmamın bir anlamı olmaz, gelir sonuna kadar savaşır ölürüm.” Ama beyaz perde öylece kalınca geri dönmüş, sonra da müftü olmuş. Yıllarca müftülük yapmıştır, Allah gani rahmet etsin.

 (Devam Edecek) 

Ferman Karaçam / Haber7
YouTube     : youtube.com/c/Ferman Karaçam
Twitter        : twitter.com/fermankaracam  
Instagram   : instagram.com/fermankaracam
Facebook   : facebook.com/karacamferman
E-mail         : fermankaracam@gmail.com
Web Sitesi : fermankaracam.com

Yorumlar3

  • pepuk kemal. 1 gün önce Şikayet Et
    ne hikayeymiş maşallah
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Han han 1 gün önce Şikayet Et
    Teşekkürler tarihe ışık tutan yazınız için
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Yatırım 2 gün önce Şikayet Et
    Be adam o ve vakitlerde fötr şapka giymeyen asılırdı..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat