Kılıçdaroğlu gerçek Alevi mi?
- GİRİŞ31.05.2012 09:13
- GÜNCELLEME31.05.2012 09:13
Ancak, Hz. Ali’nin adını anmadı ve “Bir İslam Düşünürü” diyerek alıntıyı yaptı.
Bir kısmımız Kılıçdaroğlu’nun bu tavrını klasik CHP zihniyetinin dışa vurumu, bir kısmımız ise Kılıçdaroğlu’nun “cahil” olduğunu sanarak gülüp geçtik.
Aslında Kılıçdaroğlu, o meşhur sözün kime ait olduğunu biliyor, ancak, Hz. Ali’nin adını anmıyor ki bu, cahillikten daha tehlikelidir.
Çünkü, Kılıçdaroğlu Aleviliğini gizleyebildiği kadar gizlemek gibi bir “absürt” ü sürdürmenin kendisine daha fazla “oy” getireceğini düşünüyor. Zaten, bildiğimiz gibi seçim meydanlarında biraz zorlanıp, sıkıştırılmasına rağmen bugüne kadar, ne ırk ne de mezhebi ile ilgili bir şey söylemedi.
Oysa Kılıçdaroğlu’nun ne ırkı ne de mezhebi onun utanıp çekinmesini gerektirmez. Bana kalırsa, her iki unsur, gerektiği yerde, göğüsler gerilerek ifade edilecek nitelikte unsurlardır.
Ancak bir insan, bunları hem taşıyor hem de gizliyorsa, bir problem var demektir. Çünkü insan davranışlarını etkileyen sebepler, davranışlardan daha güçlüdürler ve fakat bastırılmışlardır. Bastırılmış bu sebepler, fırsat bulup meydana çıktığında patlayan barajın suyu gibi tehlikeli olabilirler.
Hele, ülkeye “Başbakan” olmak üzere yola çıkan birinde, daha da yıkıcı olabilir.
Bu yüzden, eğer, Sayın Kılıçdaroğlu “gerçekten” Alevi ise bunda zerre miskal çekinilecek bir taraf yoktur ve olamaz. Hem “Alevi” demek Hz. Ali’den yana olmak, O’nu sevmekse bu ülkede bunu kim yadırgayabilir! Bundan herkes, hepimiz onur duyarız.
Sayın Kılıçdaroğlu bu “kompleksli” tavrını sürdürmemelidir. Elbette her gittiği yerde gerekli - gereksiz soyunu sopunu açıklamalıdır da demiyoruz ama Hz. Ali gibi, iki Cihanın Efendisine damat olmuş ve aynı zamanda amcasının oğlu olan bir Zat’ın adını, “Aleviliğim” anlaşılır, diye saklıyorsa (ki ben öyle düşünüyorum) bu kompleksli tutum, hem kendisine, hem “gerçek” Alevilere, hem de ülkemize zarar verir.
Esasen; değil CHP gibi bir partinin başında olan bir kişinin, herhangi bir vatandaşın bile böyle “ikiyüzlü” tavrını uzun süre sürdürmesi hem mümkün değildir hem de Hacı Bektaş gibi, isim takısında “Veli” olan zirve bir şahsiyetin kokusu dahi bulaşmışsa bu gururu bu milletle paylaşmak daha doğru bir tutumdur.
Mesela Kılıçdaroğlu şunu diyebilirdi (hala diyebilir); “Evet ben Aleviyim ve kürdüm ama bizim peygamberimiz soy sop ile övünmeyi yasakladığı için, ben bunlarla ilgili tabiiyetimi bildiriyor, fakat övünmüyorum.”
İnanın bu davranış O’na çok büyük bir puan kazandıracak. Oysa Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin, o artık eskilerde kalmış, sinmiş ve bastırılmış Aleviliğini devam ettirerek, Aleviler nezdinde de “kişilik” sorunu olan bir lider izlenimi uyandırıyor, ayrıca bu tutumunu sürdürerek bana da; uygun ortamı bulduğunda zarar verecek “sakin ve potansiyel bir güç” olarak görünüyor.
Bir de aklıma şu geliyor: Acaba, Kılıçdaroğlu, 1966’da kurulan, ilk Genel Başkanı Emekli Tuğgeneral Hasan Tahsin Berkman olan ve adı Birlik Partisi (BP) iken, daha sonra, Türkiye Birlik Partisi (TBP) olan ve Genel Başkanı da Mustafa Timisi olarak değişen partinin başarısızlığı gibi bir akıbetten mi çekiniyor?
Yani açıkçası, lider kimliğinin CHP’yi marjinalleştirmesinden mi korkuyor Kılıçdaroğlu?
Eğer böyle bir kaygısı varsa, Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin çok değiştiğinin farkında değil. Birileri bunu ona anlatsın.
Ferman Karaçam - Haber 7
Yorumlar10