Otel mi yiyelim, uçak ve otomobil mi yoksa buzdolabı mı?
- GİRİŞ02.04.2020 11:26
- GÜNCELLEME02.04.2020 12:37
Yalnızca dünyada değil, Türkiye’de de aynı.
Bu yıl bütçemizi toparlayan turizmi unutun. 34,5 milyar dolar gelir çöp oldu. İç turizm de öyle. Oteller için ne desem bilmiyorum.
Otomotiv sektörü fena. Sektörün tedarik zinciri de kırıldı.
Hizmet sektörü ve uluslararası nakliyecilik sizlere ömür.
Tekstil sektörü şimdiden 10 milyar dolarlık ihracat gelirinin beşte birini kaybetti.
Ve bu sektörler durduğu için 1,5-2 milyon yeni işsiz.
AŞI BULUNDUKTAN SONRA HEPSİ TOPARLANIR AMA BİR SEKTÖR HARİÇ
Uzmanlar en az 12-18 ay var diyor ama diyelim ki aşı bulundu ve COVID-19 salgınının sonu getirildi.
Yukarıda sıraladığımız sektörlerin tamamı; turizm, hizmet, ulaşım, otomotiv hepsi; anında faaliyete geçip kaldıkları yerden işlerine devam ederler.
TARIM SEKTÖRÜ HARİÇ. Tarım, zamanında önlem alınmazsa ancak iki yıl sonra toparlar kendini. Bu da bize kıtlık, pahalılık ve tarım işsizliği olarak geri döner.
GÜNÜ KURTARMAYIN, VAKİT YOK GEMİ KALKIYOR ARTIK
Önce kırmızı alarm!
Çiftçi nisan-mayıs ayında toprağa tohum atmazsa, fide yetiştirmezse, gübresini kullanmazsa, toprağını sürmezse tarımsal hasılat düşecek ve kış aylarına girişte anlayacağız yiyecek içecekte kıtlığın ve gerçek pahalılığın ne olduğunu.
İthalat yapmak istense de yüksek fiyat ve riskli ülkeler nedeniyle ithal edecek ürün bulunamaması bir başka darbe.
Rutin sera, mazot, gübre desteklerini koronavirüs salgını ile ilgili alınan önlemler paketi olarak sunulamaz.
Anlamlı bir tarıma destek projesi gerekiyor.
Yoksa ileride tanzim satışlar vb. günü kurtarıcı önlemler de işe yaramaz.
AÇ KALMAMAK İÇİN YAPILACAKLAR BELLİ
Bir kere mevcut rutin desteklerden bağımsız olarak yapılması gerekenler var.
1-Tarımsal üretimde çalışan insanların “Evdekal”ma şansı yok. Tarımda 65 yaşın üstü bile üretimin içinde. Onlara koruyucu malzeme ve sağlık desteği gönderilmeli, sokağa çıkma yasağı, tarlaya gitme yasağına dönüşmemeli.
2- Türkiye’de yüz binlerce tarım işçisi her sezon çalışmak için seyahat etmek zorunda. Oysa seyahat yasağı var. Sezon başlamadı ama mevcut depolardaki patateslerin seçimi, paketlenmesi, yeni ekilecek arazilerde toprak hazırlığı, nisan-mayıs aylarındaki ekim ve dikim işleri için bile şimdiden işçi sıkıntısı baş gösterdi. O hâlde Tarım ve Orman Bakanı, Sağlık ve İçişleri Bakanlarıyla bir araya gelip ortak bir proje üretebiliyor mu?
3-Tarım dışı geliri olmayanlara Çiftçi Kayıt Sisteminde (ÇKS) kaydı olan tüm üreticilere asgari 1.500 lira - Devlete, Ziraat Bankasına ve Tarım Kredi Kooperatiflerine borcu olup olmadığına bakılmaksızın – bürokrasiye takılmadan çok seri biçimde destek verilmeli.
4-Raf ömrü ve stok imkânı olmayan domates, biber, patlıcan, salatalık gibi ürün gruplarıyla yaz kış temel ihtiyaç olan bakliyat, pirinç, bulgur, patates, soğan, sarımsak üreticileri için dekar başına en az 400- 500 lira arası bir destekleme açıklanabilir.
5-Üreticilerin Tarım Kredi Kooperatifi ve Ziraat Bankasına borçları yüzde 5 faizle 1 yıl ötelenebilir.
6-Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Tarım Kredi Kooperatifleri taban fiyat üzerinden alım garantisi vermeli.
7-Çiftçi dediğin insan kırsalda yaşıyor. Bir evrak için yüzlerce kilometre seyahat etmek zorunda. Seyahat yasağı cabası. Sanırım anlaşıldı, bürokrasi ve evrak takibi zulmü bitmeli ve online işlemler güçlendirilmeli.
8-Tarımsal elektrik kullanımında yüzde 50 indirim yapılmalı.
9-Süt taban fiyatlarında yüzde 30 gibi anlamlı bir artış sağlanmalı ve bu devlet tarafından sübvansiyon edilmeli. Yüksek bir oran belki ama şöyle düşünün. En azından İNEKLERİN KESİMHANEYE GÖNDERİLMESİNİN önü alınabilir bu yolla. Dahası süt üretimi artar, tüketiciye ucuza arz edilir. Kesim olmayınca doğurganlık ve beraberinde erkek dana sayısı da artacağından et fiyatları düşer. Dolayısıyla yurt dışından et ve canlı hayvan ihracatı sona erer.
10-Son olarak; her yılki rutin tarımsal desteklemeler bu yıl peşin yapılmalı. Böylece çiftçi destek aldığı ürünü ekip dikmekten vazgeçmesin.
SONUÇ: KORONA SINIF AYRIMINI KALDIRDI
Devlet iki milyon aileye biner lira dağıtıyor. Çok önemli. Peki, o iki milyon kişi sizce ne alacak evine? Bu salgın, sınıfsal farklılık da gözetmiyor. Orta ve üst gelirliler ne alacak? Yeni model buzdolabı mı, seyahat için uçak bileti mi, otomobil mi, iyi bir otelde rezervasyon mu?
ÖZETLE; önce hayatta kalalım, gerisi sonra hallolur.
TÜRKİYEGAZETESİ
Yorumlar3