Halk TV’nin eski bir çalışanı Atatürk baskılı bardak, tişört vs. satarak köşeyi dönen sözde gazetecileri ifşa etti. Adamlar “Atatürk satarak” topladıkları paralarla bildiğin vurgun vurmuşlar.

Atatürk ticareti son yılların en gözde işlerinden biri. Bazı cemaatlerin-tarikatların din tüccarlığından bile karlı. Çünkü düzenli gelir sahibi şehirli orta sınıfa hitap ediyor. “AKP şeriatı getirecek” mavalı ile uyutulan “okumuş” kesim, şeriat gelmesin diye bardak satın alıyor! Sonra o bardağı satanlar eski çamlardan kendilerine villalar yaptırıyor! Villaların çatısında Atatürk yazmıyor, o sadece keriz ayıklarken gerekiyor.

Bunlardan bir tanesi geçen bir TV programında Atatürk’e rahmetli diyen gazeteciye şarladı. “Atatürk’e rahmetli diyemezsin, Atatürk ölmedi tamam mı”dedi. İlk bakışta sıradan bir şizofreni vakası gibi duruyor ama değil. İşin ucu işte bu ticarete dayanıyor. Adam en çok kazanç elde ettiğini ürününe öldü der mi hiç

GÜNAH ÇIKARMA NESNESİ OLARAK ATATÜRK
İyi de üzerinde Atatürk olan öte beri satmanın neresi yanlış diyebilirsiniz. Kesinlikle yanlış değil, insanlar sevdikleri birinin hatırasını kullandıkları eşyalarda yaşatmak isteyebilirler. Sorun olan kısım bu öteberi satın alma işinin Atatürkçülük olarak pazarlanması.

Seçimde oyunuzu PKK’nın gösterdiği adaylara mı verdiniz? Hiç dert etmeyin, Atatürk imzalı bir fincan satın alın geçer.

Süleymancı bir müteahhit için fedailik mi yaptınız? Üzülmeyin, Atatürk baskılı tişörtlerimiz günah çıkarmanız için sizi bekliyor. Hediyesi bin TeLe.

Evinizde yeterince Atatürk baskılı eşya, üstünüzde başınızda yeterince Atatürk imzası varsa kesinlikle bir Atatürkçüsünüz. Hele bir de üstüne otomobilinize KAtatürk imzası yapıştırdıysanız, tadından yenmez. Artık gönül rahatlığı içinde PKK halayına bile katılabilirsiniz!

Baskılı bardak, tişört, çıkartma, kravat yapmak için Atatürkçü olmaya gerek yok, iyi tüccar olmak yeterli. Ama misal, Atatürk’ün tüm eserlerini, tüm yazışmalarını, konuşmalarını toplayıp en doğru hali ile ve sansürsüz biçimde yayınlayabilmek için gerçek anlamda Atatürkçü olmak gerekir. O külliyatla ilgilenmek, alıp okumak için de Atatürk’ün önemine dair bir fikir sahibi olmak gerekir. Zaten onda birini okusanız, kendinize hem Atatürkçü deyip hem de PKK ile FETÖ ile dans edemezsiniz.

DENETÇİLER FAHİŞ FİYATA ÇÖZÜM OLUR MU?
İstanbul Valiliği, Ticaret İl Müdürlüğü bünyesinde 136 denetleme personelinin göreve başladığını duyurdu. Vali Davut Gül, göreve başlama töreninde “piyasanın dengesini bozanlarla mücadele edeceksiniz, biz de yanınızda olacağız” demiş.

Çok geç kalmış bir adım olmakla beraber olumsuz bakmayalım, başarılı olmasını dileyelim. 136 personel İstanbul için az görünebilir ama eğer teknoloji doğru biçimde kullanılacaksa yeterli olacaktır.

Uygulamanın başlangıcında vali tarafından bizzat desteklenmesini çok önemli buluyorum. Denetimcilerin de alelade memurlar olmadıklarını, Türkiye’de “terörden bile önemli” bir sorun ile savaşmak için çalışacaklarının bilincinde olmalılar.

Öte yandan Ticaret Bakanlığının mekanizmanın çalışma biçimi hakkında daha fazla bilgi paylaşması gerekiyor. Bir gazeteci olarak ben bile konuyu sosyal medyadan öğreniyorsam iletişimde bir eksiklik var demektir.

Aydınlık