Kıbrıs gündemi

  • GİRİŞ22.04.2025 09:23
  • GÜNCELLEME22.04.2025 09:23

Geçen hafta KKTC’deydik. Tam da iki konu üzerinden yoğun bir şekilde Kıbrıs konuşulurken.

Birincisi bir kız öğrencinin başörtüsü takmadığı için okula alınmaması hadisesi…

Olayın ardından KKTC Eğitim Bakanlığı okullara yıldırım hızı ile bir genelge gönderdi. Öğrencilere kılık kıyafetleri sebebi ile ayrımcılık yapılamayacağının altını çizdi. Türkiye’de ise başörtüsü zulmünü ve 28 Şubat faşizmini bilen insanlar -haklı olarak- ayağa kalktı.

Kıbrıs’ta iken A Haber canlı yayınına katılmış ve “Kıbrıs’ta laiklik veya başörtüsü gibi bir tartışma yok, halk özgürlük ortamından memnun” demiştim. Gerçekten de konuştuğum insanlar, “Türkiye’de, İngiltere’de başörtüsü yasağı mı var, hangi çağda yaşıyoruz?” diyerek yasakçı faşist kafaya tepki gösteriyordu. Halk, bu zihniyetteki insanların küçük bir azınlık olduğunu ve ele geçirdikleri bazı kuruluşları kendi amaçları için kullandıklarını söylüyordu.

Ben dönüş yolundayken Sabah’tan Melih Altınok KKTC’ye geldi. Dünkü yazısından anlıyoruz ki o da benden farklı bir şey gözlemlememiş.

Kıbrıs’taki marjinal üç beş kişinin Kıbrıs Türkü’nün çoğunluğu ile ilgilisi yok. Aynı anda piyasaya servis edilen çirkin pankartlar da yıllar önce yapılan bir eyleme ait. Hükûmet, inanç ve eğitim özgürlüğü konusunda son derece hassas.

Okulların kapanmasına iki ay kala böyle bir tiyatronun sahnelenmesi manidar. Olaya soğukkanlılıkla değil de gürültü çıkarmak kaygısı ile yaklaşan tarafların samimiyeti de kuşkulu. İki tane kendini bilmezin çıkardığı rezillik yüzünden Kıbrıs Türkü’ne hakaret etmeye kalkmak ise asla kabul edilebilir değil.

Belli ki Kıbrıs’ta seçimlere az bir süre kala toplumu germek için birileri düğmeye basmış. Amaç Ersin Tatar liderliğindeki koalisyonu zor duruma düşürmek, Türkiye ile Kıbrıs’ın arasını bozmak.

Başarabilirler mi? Hiçbir koşul altında mümkün değil.

TÜRK DEVLETLERİ İHANET Mİ ETTİ?

 KKTC’deki diğer sıcak konu, Türk devletlerinin Güney Kıbrıs’ı resmen tanımaları.

Bizler ihanet gibi değerlendiriyoruz ama Kıbrıslı Türkler bu konuda da sakin ve umutlu. “Çok daha kötü olaylar gördük” diyorlar ve ekliyorlar: “Biz Anavatan’a güveniyoruz, kısa vadede iniş çıkışlar olabilir ama sonunda Türkiye ağırlığını koyar. Bugün eskiye göre çok daha iyi koşullara sahibiz, bundan sonrası da daha kötü olmayacak.”

Kıbrıs Türkü, Avrupa’nın Türklere yönelik düşmanca tutumunu bizden daha iyi görüyor. Güney’in AB üyesi olmasının her an böyle çıktılara yol açabileceğini biliyor. Konuştuğum bir vatandaş, “Rumların arkasında AB ve ABD var doğru. Ama bizim arkamızda da dağ gibi Türkiye var ve Türkiye eskisinden çok daha güçlü” diyor.

Bir iş insanının söylediği ise gerçekten kayda değer: “Hedeflerimizde gerçekçi olmalıyız. Önce bizimle ticaret yapsınlar, bize turist göndersinler, uçaklarımızın rahatça gidip gelmesine izin versinler. Tanınmayı da sonra düşünürüz”

ASIL KONU TURİZM

Gerçekten de KKTC için en önemli konulardan biri turizm. Ülke ekonomisinin %30’u turizme dayanıyor. Ercan Havaalanı’na doğrudan uluslararası uçuşların yapılamaması en büyük engel. Avrupalı turistler çoğunlukla Rum Kesimi’ndeki Larnaka Havalimanı’na inip kara yolu ile KKTC’ye geçiyor. Bu da KKTC’yi Rumlara bağımlı hâle getiriyor.

Daha garantili bir yol ise “stopover”. Yani uçağın önce Türkiye’deki bir havalimanına inmesi, sonra yolcularını indirmeden buradan kalkıp Ercan’a uçması. Ancak bu yöntem, bilet maliyetini 60-70 avro artırıyor. Kıbrıslı turizmci, Güney ile rekabet edebilmek için bu rakamın devlet tarafından sübvanse edilmesini istiyor. KKTC hükûmeti bir destek programı başlatmış ama bu yetersiz; mutlaka Türkiye’nin omuz vermesi gerekiyor.

Stopover yöntemi ile ilgili üzücü bir bilgi daha edindim. Bizim KKTC’yi tanısın diye beklediğimiz Azerbaycan, meğer Bakü’den kalkan uçakların Türkiye’de stopover yapmasına izin vermiyormuş! Fransa’nın, İsveç’in, Almanya’nın verdiği iznin Azerbaycan tarafından verilmemesi büyük ayıp. Bakü Büyükelçiliğimizin bu konuyu gündemine alacağını umuyorum.

Ben de Kıbrıs’a esasen Ada Kıbrıs isimli bir turizm organizasyonu için gitmiştim. TÜRSAB’ın Kıbrıslı kardeşi KITSAB ile ortak düzenlediği etkinliğe Türkiye’den yüzlerce seyahat acentesi katıldı. Firuz Bağlıkaya’nın öncülük ettiği inisiyatif pek çok iş bağlantısına imkân tanıdı, turizm sektörüne moral verdi. Profesyonellerin verdiği mesaj netti: Kıbrıs, şans oyunlarından ibaret değildir. Aileler de Kıbrıs’ta çok güzel tatil yapabilir. Türkiye’den her aile en az bir kez Kıbrıs’a gelmeli.

Diriliş Postası

Yorumlar3

  • YUNUS ASLAN 21 saat önce Şikayet Et
    Teşekkür ederiz. Gaffar Bey her zamanki gibi yine aydınlattınız, eksik olmayın.
    Cevapla
  • enver 1 gün önce Şikayet Et
    işin takipçisi olmalıyız. bu kadar kader birliği yapmış isek; birileri araya girmiş de olabilir. bu kadar iyimser düşünüyorum. inşallah yanılmamışımdır.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • MALAZGİRT KAHRAMANI 1 gün önce Şikayet Et
    Eyyy kötü tutkularını atmış RUHUNU faziletlerle donatmış en YÜCE ve en GÜZEL İNSAN ALLAH CC.senden sende ALLAH CC.DAN hoşnut ve RAZI olarak ALLAH CC.dön,HOŞNUT ve RAZI olduğu HAS kulları arasına katılıp FİRDEVİS CENNETİNE(CENNETİN EN ÜST VE ORTA YERİNE)giriniz,KUTSAL DEĞERLERİNİ HER ŞEYİN ÜZERİNDE SEVEN DEĞERLİ VATAN ve MİLLETİNİN HAS evladı ağabeyim.SELAM VE DUALARIMLA ALLAH A EMANET OLUNUZ.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat