Hamas ve El Fetih Filistin için birleşmeli
- GİRİŞ23.12.2023 09:27
- GÜNCELLEME25.12.2023 19:00
Gazze'de son 10-15 gündür manzara net bir şekilde Hamas lehine dönmüş durumda. İsrail askerleri sahada cehennemi yaşıyorlar. Ülke, siyasi olarak keskin hatlarla bölünmüş halde. Uluslararası destekçileri kalmadı. Boykot sonuç verdi, ekonomik olarak Gazze'deki katliamın maliyeti altında ezildiler ve tüm dünya artık İsrail'e 'katil' gözüyle bakıyor. Direniş kazanıyor sözün özü.
Evet, bunca şehidin verildiği, bebek, çocuk, kadın, yaşlı masum sivillerin gaddarca, haince, kalleşçe katledildiği topraklarda zaferden bahsetmek kolay değil elbette. Fakat şöyle de bir gerçek var ki, yaşananlar tüm dünyada farkındalık oluşturdu. Gazze ve Filistin'in geleceği için en değerli gelişme de bu.
HAMAS'A DESTEK ARTIYOR
Hamas, Filistin'in bir gerçeği. En az Ramallah'taki hükümetin sahibi Fetih kadar hatta belki de Fetih'ten de fazla destekçiye sahipler. Çünkü sadece Gazze'de değil, Batı Şeria ve Kudüs'te yaşayan Filistinliler de destek veriyor Hamas'a. Gelgelelim Filistinli gruplar arasında ortak siyasi duruşun şart olduğu şu günlerde henüz tam bir birliktelik sağlanabilmiş değil.
TÜRKİYE'DEN ÖNEMLİ ADIM
İsrail Gazze'de batağa saplanmış yana yakıla çıkış yolu ararken, Netanyahu, Biden, Sunak ve Macron'a "Gazzelileri Mısır'a sürelim siz de destek olun" deyip ret cevabı almışken, ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Avrupalı mevkidaşlarına "iki devletli çözüm" sözü vermişken Filistinliler arasında sağlanacak siyasi birlik en kritik hadiseye dönüşüyor.
İşte Türkiye de buraya devreye giriyor. Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan Abbas ve Heniyye'yi bir araya getirmişti. Son Macaristan ziyareti dönüşü gazetecilere "El Fetih ile Hamas’ın görüşmemesi diye bir durum söz konusu değil. Görüşüyorlar, bu görüşmeleri daha ileri taşımaları da mümkün. Bu konuda Türkiye olarak bizim yaptığımız ve yapabileceğimiz çok şeyler olduğuna inanıyorum." ifadeleriyle bu noktada ortaya konulan iradeyi ve hassasiyeti dile getirmiş oldu.
HAMAS VE EL FETİH FİLİSTİN İÇİN BİRLEŞMELİ
3-4 yıl önce eski ABD Başkanı Donald Trump, yahudi damadı ve danışmanı Jared Kushner ile 'Yüzyılın Anlaşması' palavrasını ortaya atmış, Filistinliler yok sayılarak Kudüs İsrail'in başkenti olarak tanınmıştı. Üstüne birçok Arap ülkesiyle de barış imzalanmıştı. Çünkü Filistin'in geleceğine Filistinlilerin karar verebileceği bir konjonktür yoktu ortada. Bunu sağlayacak siyasi bir irade de, Filistin'e destek, İsrail ve ABD'ye köstek olacak uluslararası toplum da yoktu.
Şimdi karşımızda çok daha farklı bir manzara var. Türkiye'nin katkılarıyla oluşturulacak siyasi birliktelik, Garantörlüğün hayata geçirilmesiyle başlatılacak barış süreci, Filistin'e uluslararası düzeyde yeni bir kimlik sağlayabilir. Çünkü bu kez Filistin'den yana tavır alacak, İsrail'in karşısında duracak bir dünya var.
BMGK'nın hiçbir işe yaramadığını ve "Dünya 5'ten büyüktür" ifadelerinin kıymetini tüm dünya gördü. Bu devranın böyle dönmeyeceği aşikar. Önümüzdeki süreçte, ABD'nin küresel liderlik iddiasını korumak için İsrail'e efeleneceğine ve baskı uygulayan tarafta bulunacağına da şahit olabiliriz. Bu noktada kardeş kavgasının bırakılması, Filistin'in geleceğine yönelik umutları yeşertecektir.
Yorumlar21