2023 yılı unutulmayacak bir tarih artık Dünya için. Güney Afrika heyetinden avukat Blienne Ni Ghralaigh'in duruşma salonunda söylediği gibi, "Kurbanların, dünyanın bir şeyler yapabileceği umuduyla canlı yayınladıkları, tarihteki ilk soykırım Gazze'de oldu."

SOYKIRIMDAN KURTULUP SOYKIRIM YAPTILAR

Öncelikle biraz geriye gidelim. "Soykırım" ismi 1942'de ABD'ye kaçan Polonyalı Yahudi avukat Raphael Lemkin tarafından bulundu. 6 Milyon yahudinin öldüğü holokostta ailesinden çoğunu kaybetmişti. Uluslararası hukukta etnik, ulusal ya da dini toplulukların sistematik şekilde yok edilmesine bir isim verilmesi gerekiyordu. Lemkin, Yunanca "ırk ve kabile" anlamına gelen "Geno" ile Latince "öldürme" anlamına gelen "Cide" kelimelerini birleştirerek "Genocide" yani "Soykırım" ifadesini buldu.

1948 yılında, Filistinlilerin toprakları yahudiler tarafından işgal edilirken, Filistinliler "Büyük Felaketi" yaşarken, evleri gasp edilirken, aynı sene Birleşmiş Milletler'de "Soykırımın önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi" onaylandı. 195 ülkeden 153'ü seneler içerisinde o sözleşmeyi imzalayarak, bu suçun işlenmesi durumunda suçlunun cezalandırılmasını taahhüt etti.

İsrail'in sözleşmeyi imzaladığı tarih 1951'di. Güney Afrika ise 1998'de imza atmıştı sözleşmeye. Yıllar sonra karşılaştığımız manzara ise ortada. Yıllarca özgür olmak için ırkçılıkla mücadele ederek efsaneleşmiş Nelson Mandela'nın memleketi Güney Afrika, zulümle, işgalle, soykırımla özdeşleşmiş İsrail'i, BM'nin en yüksek yargı organı Uluslararası Adalet Divanında sanık sandalyesine oturtmuş durumda.

BİR TARAFTA GERÇEKLER, BİR TARAFTA YALANLAR!

Davanın İsrail aleyhine sonuçlanması için ortada çok fazla delil bulunuyor. Katil başbakan Netanyahu'nun, yine katil Savunma Bakanı Gallant'ın soykırım niyetini açık eden söylemleri hafızalarda. "Biz hayvanlara karşı savaşıyoruz" dediler, hem O'nlar, hem İsrail ordusunda görevli askerleri. Acımasızca katletmekle yetinmediler, sağa-sola sürüklediler Gazzelileri günlerce. Yıllarca abluka altında tuttukları yetmiyormuş gibi tecrite mahkum ettiler koca bir şehri.

Güney Afrikalı heyet tüm bu gerçekleri en çarpıcı şekilde aktardı mahkeme salonunda. İsrail ise savunmasını soykırım suçu işlemediği üzerine kurdu utanmadan. Söylemleri insan aklıyla dalga geçer gibiydi. İsrail'i savunan isimlerden biri, ne ironiktir ki, yahudi soykırımından sağ kurtulan Aharon Barak'tı. Soykırımı görmüş yaşamış olmasına rağmen, soykırımı savunan bir zihniyet vardı Lahey'de.

İSRAİL SOYKIRIMLA SUÇLANSA NE OLUR?

Lahey'de görülen dava Gazze'deki soykırımı önlemekte bir işe yarar mı, şüpheli. Öncelikle bir sonuca varılması yakın zamanda beklenmiyor. Varsayalım vicdana geldiler, suçladılar İsrail'i soykırımla.. Gazze'deki eylemlerini durduracak mı İsrail? İsrail'i durdurmak için BM Güvenlik Konseyi devreye girecek mi?

Mahkemeden çıkacak kararın günümüzde yaşananlara doğrudan etkisi bulunmuyor. Ancak, İsrail soykırım suçlusu ilan edilirse, ABD, bir soykırım suçlusuna siyasi ve askeri destek veren ülke durumuna düşecek uluslararası hukuka göre. Yani kendi yasalarını ihlal etmiş olacaklar. Bu itibar kaybı, İsrail'in olduğu kadar ABD için de sonun başlangıcı.

MAHKEME İSRAİL'İ SUÇLAR MI?

15 Üyeli mahkemede soykırım suçunu onaylanması için 8 üyenin oyu yeterli. Amerika'dan "Evet" gelir mi? Peki daha dün Ukrayna'yı, ondan önceki gün Suriye'yi kan gölüne çeviren Rusya'dan? Doğu Türkistan'da Müslüman kanı içen Çin'den? Sürekli 1940’larda yaşananların ezikliğini taşıyan Almanya'dan? İsrail soykırımla suçlansa, sıra onlara da gelmeyecek mi?

Yukarıda zikrettiğimiz ülkelere göbekten bağlı ülkelerden gelir mi "Evet"?

Kısacası, menfaatleri için vicdanlarını satanlar, dün olduğu gibi bugün de İsrail'i aklar o mahkemede. Birleşmiş Milletlerin yapısında reform olmadıkça ne hiçbir organı samimi ve dürüstçe çalışır ne de Uluslararası meselelerde çözüme ulaşılır.

PARADAN DAHA ÖNEMLİ NE VAR?

İstiyorlar ki İsrail Gazze'yi katletsin, Lübnan'a girsin, Suriye'de istediğini yapsın, akıl dışı haritalarla Suudi Arabistan'dan Türkiye'ye herkesi tehdit etsin ancak hiçbir şekilde de karışanı edeni olmasın.

Dönelim Yemen'e.. Gazze için kılını kıpırdatmayan BM Güvenlik Konseyi nasıl da karar aldı hemen operasyon için değil mi? Ticaret için Kızıldeniz'den geçen her 5 gemiden yalnızca 1'i rotasını güvenlik nedeniyle değiştirmişti. Yüzde 20’lik kayıp bile İsrail'e ve müttefiklerine yetti arttı. O bir gemiden de kâr edebilmek için, Gazze'deki insani kıyıma karşı harekete geçemeyen dünya, Yemen'deki Husiler için fikir birliğine vardı. Hemen ABD önderliğinde koalisyon toplandı, bombalandı Yemen. Lübnan'dan sonra Gazze ateşi Yemen'e de sıçramış oldu.

KARARLI BİR ŞEKİLDE BOYKOT DEVAM ETMELİ

Onlar istedikleri oyunu kursunlar, halka rağmen bir şey yapamıyorlar. Çünkü boykot işe yarıyor. İsrail ekonomisi milyarlarca dolar zararda. İsrailli markaların zararı 100 Milyar TL'yi aştı. Coca Cola'nın satış hacmi yüzde 21,8 düştü. İrlanda'da Starbucks ismini "Vista Coffee" şeklinde değiştirmek zorunda kaldı. McDonalds "Boykot kampanyasından olumsuz etkileniyoruz" açıklamasıyla itiraf etti zararını. Kararlı, dikkatli ve disiplinli bir şekilde boykota devam edilirse kolları, kanatları kırılacak. İrade göstermek gerek.

Ayrıca, boykot öyle işe yarıyor ki İngiltere parlamentosunda boykotu yasaklayan tasarı kabul edildi. Tasarı, İngiltere dış politika ve ekonomik ilişkileriyle uyumlu olmayan boykotların engellenmesini içeriyor. Lordlar Kamarasında şu an top. Onaylanırsa Kral 3. Charles'a sunulacak. Sonra yasalaşacak. "Yok artık" diyesi geliyor insanın. Bize yıllardır sözde demokrasilerini uygarlıkmış gibi gösteren şu Batı ülkelerinin haline bakın.. Bu kölelikle, hangi özgürlükten bahsediyorlar cidden?

H. Akif Küçükal / Haber7