ABD'nin 'Türkiye' hayali hayalden ibaret!
- GİRİŞ09.03.2024 09:53
- GÜNCELLEME12.03.2024 08:01
“Irak sınırlarımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz. Bu yazın Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturmuş olacağız”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu sözlerle işaret etti sınır ötesi operasyonu. Türkiye'de birkaç ay sonra gündem yeniden terörle mücadeleye dönecek tahmin edilebileceği gibi.
ABD TÜRKİYE’Yİ KAYBETMEYİ GÖZE ALABİLİR Mİ?
Ankara'nın, söz konusu operasyonu çok daha kapsamlı gerçekleştirmesi öngörülüyor. Amerika elbette güvenilir bir ortak değil. Bir taraftan masada Türkiye ile diplomasi yürüten Amerikalılar bir taraftan da sahada komutanlarını yine terör elebaşları ile yan yana tutarak mesaj vermeyi ihmal etmiyor. Irak ve Suriye'den çekilme söylentilerinin artarak devam ettiği şu günlerde CENTCOM komutanı teröristleri ziyaret ediyor. Adeta "Kalıyoruz ve PKK/YPG ile omuz omuzayız" diyorlar. Türkiye'nin bu duruma yanıtı ABD gibi sahada oluyor. Neredeyse her gün bir başka terör elebaşı ya etkisiz hale getiriliyor ya da yakayı ele veriyor.
ABD sosyal medya platformlarından "PKK/YPG partnerimiz, ortağımız" imajını çiziyor. Peki yıllardır süregelen işbirliğinden memnun kalıyorlar mı?
Suriye topraklarını işgal edip petrol kaynaklarına "bekçi" niyetine koydukları örgütün, bunca desteğe rağmen TSK ve MİT tarafından zayıflatılması canlarını sıkıyor. Türkiye'nin gerçekleştirdiği operasyonlarda, örgüt bütçesinin yarısını kaybettiği iddia ediliyor örgüte bağlı isimler tarafından. Hatta teröristlerin Washington'dan Türkiye'ye karşı önlem almasını istediği, Beyaz Saray'ın ise yanaşmadığı ileri sürülüyor. Neden?
Çünkü Suriye’de, Irak’ta işler karışıyor. Esed rejimi de Bağdat yönetimi de ABD’nin ülkelerini terk etmesini istiyor. Pentagon, Irak ve Suriye’yi İran etkisi altında görmektense, Türkiye’nin bölgedeki etkinliğini daha tercih edilebilir buluyor.
Türkiye'nin kendi güvenliğini temin etmek için ABD'yi zorlamakta kararlı olduğunu, zorladığını ve zorlamaya devam edeceğini görüyoruz sahada. ABD’nin Türkiye'ye karşı iyi niyet adımları, stratejik işbirliği toplantılarının canlandırılması, F-35 ortaklığının yeniden dillendirilmesi, diyaloğun öne çıkarılması bunun işaretleri. Kestirip atacak, Türkiye'yi yok sayacak, Orta Doğu'da Türkiye'yi karşısına alacak ya da kaybedecek bir pozisyonu bulunmuyor artık Washington’ın.
AMERİKA'DAN NEDEN YUNANİSTAN'A KARŞI DURDU?
Gelelim sınır ötesi operasyon ile Yunanistan meselesi arasındaki ilişkiye.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Türkiye ile F-16 anlaşmasına yönelik 2 gizli mektup göndermişti kongreye. İlk mektup Türkiye ve Yunanistan arasındaki güç dengesinin korunması gerektiğini ifade ediyordu. Geçtiğimiz günlerde ikinci mektup da gün yüzüne çıktı. Mektup Yunan basını tarafından sızdırılmıştı ve Amerika'nın Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye ait hakları kabul ettiği dillendiriliyordu.
ABD'nin mektubu, yani Yunanistan'ın Doğu Akdeniz paydaşı olmaması durumu, Mısır ile Yunanistan arasındaki anlaşmanın hükümsüzlüğüne kadar gidebilecek bir mesele. Washington neden Atina'yı denklem dışına itebilecek bir mektup yazdı Kongre'ye?
Yunanistan'a böylesine askeri yığınak yapan ve Türkiye'yi Batı'dan çevreleyen bir Amerika'nın, Suriye'de Türkiye'ye karşı teröristlerle kol kola giren, kayıtsız şartsız terör örgütüne destek veren bir Amerika'nın, Türkiye'nin iyiliğini düşündüğünü söyleyebilir miyiz?
Elbette hayır. Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanacak gerilim şüphesiz ABD'nin işine gelecektir. Ukrayna meselesiyle Rusya'nın odağını sabitlemek istedikleri gibi kendi savunma sanayisinde attığı adımlarla, farklı coğrafyalarda sergilediği diplomasi hamleleriyle bölgesel güç haline gelen Türkiye'yi de Yunanistan ile oyalamak pekala isterler.
Çünkü Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Karabağ'da, Afrika'da, Kızıldeniz'de, Babülmendep'de mücadele etmek zorunda kalacakları, düzenlerine çomak sokan bir Türkiye'den çok kendi habitatına hapsolmuş bir Türkiye hayali kuruyorlar. Kurmaya devam etsinler.
BATI UTANMADAN "İNSAN HAKLARI" VURGUSU YAPMAYA DEVAM EDİYOR!
Türkiye'nin Irak'ta terör örgütüne yönelik muhtemel operasyonu öncesi Batı basınında yeniden aşina olduğumuz bir tiyatro sergilenmeye başladı. Amerikalı analistler Türkiye'nin sivilleri hedef alacağını, kürtlere yönelik etnik saldırılar gerçekleştireceğini öne sürmeye başladı yeniden. Eskiden belki alıcısı vardı ancak Gazze'deki durum ortadayken, ABD'nin eli kanlı bir terör devleti ile nasıl ortak olduğunu, insan haklarını, vicdanı nasıl görmezden geldiğini tüm dünya halkları kabul etmişken bu tiyatroda da perdenin kapandığını söyleyebiliriz.
H. Akif Küçükal / Haber7
Yorumlar17