NATO Liderler Zirvesi sona erdi. Zirveden Gazze ile ilgili hiçbir karar alınmadı. Üstelik meseleye, Orta Doğu ve Afrika'da daha fazla güvenlik ve istikrar sağlanması hedefi açıklanmasına rağmen değinilmedi.

NATO'NUN GAZZE KONUSUNDAKİ İKİYÜZLÜLÜĞÜ!

Amerika gibi, soykırımın direkt ortağının ev sahipliğinde gerçekleşen NATO Zirvesi'nden Gazze'deki sürece ilişkin İsrail aleyhinde herhangi bir açıklama duymak pek ihtimal dahilinde de değildi açıkçası. Ana gündem elbette Ukrayna'da Rusya ile Pasifik'te ise Çin ile mücadele etrafında belirlendi. Yani ABD'nin küresel mücadele verdiği iki odak noktasına karşı alınabilecek önlemler konuşuldu gerçekleşen toplantılarda. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın zirve sonrası yaptığı NATO'nun taraf haline gelmemesi gerektiğine yönelik açıklama da bu süreçte Türkiye'nin konumlandığı yeri bizlere gösteriyor esasında.

Gazze'de yaşanan soykırımı yüksek sesle dile getiren ülkeler Türkiye ve İspanya oldu Washington'da. Erdoğan İsrail ile NATO nezdinde işbirliği yönündeki tüm girişimlerin Türkiye tarafından onaylanmayacağını vurguladı. İspanya Başbakanı Sachez ise NATO'dan Ukrayna'daki sivillere yönelik duyarlılığı Gazze'deki siviller için de göstermelerini istedi.

HANİ ORTA DOĞU'DA İSTİKRAR İSTENİYORDU?

Washington'da NATO zirvesi gerçekleşirken, ABD Dışişleri Bakanlığı'nda basın briefingi vardı. Gazeteciler sözcü Matthew Miller'a, İngiliz tıp dergisi Lancet'ın Gazze'deki sivil kayıplar hakkında yayınladığı rapor ve 186 bin ölümün gerçekleşebileceği iddiası soruldu. Miller'ın yanıtını sırıtarak vermesi eleştirileri beraberinde getirdi. Sanki ABD'li Dışişleri Sözcüsünün tavrı mevcut Amerikan yönetiminin Gazze'deki ölümlerden keyif alırcasına İsrail'e verdiği desteğin bir tezahürüydü.

ABD Başkanı Biden, katil başbakan Netanyahu'yu Amerikan Kongresi'nde onur konuğu olarak ağırlamaya hazırlanıyor. Biden seçimlere yaklaşık 4 ay kala Gazze meselesi nedeniyle ciddi tepki görmüş durumda kendi seçmeninden. Façasını korumak için her ağzını açtığında daha da batıyor. Son olarak övündüğü adımı, sivillerin üzerine kullanılması endişesi bulunduğu için İsrail'e 900 kilogramlık bombaları vermemiş olması. 230 ve 500 kilogramlık bombaların sevkiyatı ise devam ediyor. Yani siyasi kazanç sağlamak adına vicdani bir tavır sergilediği imajı göstermeye çalışsa da ABD yönetimi, soykırımı fonlamaya, İsrail'in katliamına destek olmaya devam ediyor.

İşte bu durum, NATO bildirgesinde de karşımıza çıktı. Orta Doğu'da istikrar vurgusu yapılmasına rağmen, Gazze'yi ateşe veren, o ateşi Lübnan'a, Yemen'e, İran'a, Suriye'ye sıçratmaya çalışan İsrail'e en ufak bir uyarı dahi yapılmadı. Filistin meselesi çözülmeden Orta Doğu'da hangi barıştan söz edilebilirdi halbuki? Sadece söylemden ibaret kaldı NATO Sonuç Bildirgesinde yer alan o ifadeler, her zamanki gibi.

İSRAİL GAZZE'DEKİ KATLİAMI SÜRDÜRMEKTE KARARLI!

Batının İsrail'e sunduğu bu soykırım imkanı, Gazze'deki kanın daha şiddetli akmasını sağladı. Zaten harabe olan şehirde, evlerini terk etmek zorunda kalan 9 aydır bombalardan kurtulmayı başaran ancak yakınlarını toprağa gömen ve tüm maruz kaldıkları acıları bir okul bahçesinde top oynayarak unutmaya çalışan siviller İsrail bombardımanında hedef alındı. Bu olanlar, yine ateşkes müzakereleri devam ederken gerçekleşti üstelik.

İsrail, öylesine kanlı bir politikanın peşinde ki hem Başkatil Netanyahu hem de MOSSAD açıklama yaptı ateşkes anlaşmasına varılması ihtimaline karşı. Esir takası gerçekleşir gerçekleşmez Gazze'deki saldırıların devam etmesi gerektiğini belirtti Tel Aviv cephesi. Ödleri kopuyor "Olur da bir günümüz müslüman kanı dökemeden geçer" diye..

DÜNYA SOYKIRIMDAN DERS ÇIKARACAK MI?

Her yıl 11 Temmuz'da Srebrenitsa'yı anıyoruz. "Acılarımız taze, unutmadık, unutmayacağız" diyoruz vicdan sahipleri olarak. Uluslararası toplum, 29 yıl önce Bosna Hersek'te yaşanan soykırımı gerçek anlamda unuttu mu, unutmadı mı peki?

Bugün Gazze'de sadece kayıtlara geçen şehit sayısı Bosna'da katledilen şehitlerin neredeyse 5 katı.. Siyonizm eliyle bölgede uygulanan vahşet belki katlarca fazlası.. İnsanlık olarak sesimizi daha yüksek çıkarmamız gerekmiyor mu?

Bugün bu vahşete "Dur" diyebilmenin en etkili yolu boykottan geçiyor. Sadece İsrail ürünlerine yönelik boykot yetmiyor, boykot ürünlerini satan tüm işletmelere de maksimum seviyede boykot uygulanması gerekiyor. Elbette kolay değil insanın konforundan vazgeçmesi. Alışveriş yapacak esnaf araması. Ancak boykot meselesini herkesin gücü yettiğince en şiddetli seviyede uygulaması şart.

Allah Gazze'de, Bosna'da, Doğu Türkistan'da, Arakan'da, Yemen'de, Irak'ta, Suriye'de ve zalimin zulmüne uğrayıp hayatını yitirmek zorunda kalmış, inancından dolayı katliama, soykırıma uğramış tüm şehirlerin şehitlerine rahmet eylesin.

H. Akif Küçükal / Haber7