Çin'in güçlenmesi Türkiye'ye yarar mı?

  • GİRİŞ07.09.2024 10:03
  • GÜNCELLEME09.09.2024 10:06

Ankara'nın BRICS çıkışı, haftayı geride bırakırken şahit olduğumuz en önemli gelişmelerden biriydi. Yıllar önce ABD-Sovyet çekişmesine, daha sonra ise ABD hegemonyasına şahit olan dünyanın çok kutuplu yeni bir dünya düzenine ihtiyacı ortada.

YENİ BİR DÜNYA DÜZENİ ŞART!

Bugün yüzbinlerce Filistinli sivilin hayatını tehdit eden siyonist aklın yanında, güya tüm dünyayı temsil etmek üzere kurulan BM'nin işlevsizliği, yıllar önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Dünya 5'ten Büyüktür" mottosunun haklılığını uluslararası topluma gösterdi.

Dünya Bankası'nın, IMF'nin parayla siyaset satın alma amacı güttüğü, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin ikiyüzlü davrandığı bir gerçek. Artık dünyanın yeni bir düzene ihtiyacı var ve bu düzende de ABD'nin kuklası olduğu siyonist-evanjelist ortaklığındaki fikri yapının yeri yok.

BATI BLOĞU ÇÖKÜŞE Mİ GEÇİYOR?

Özellikle 7 Ekim sonrası dünyanın şahit oldukları, Batı karşıtlığını sadece İslam coğrafyasında ya da Afrika'da körüklemiş değil. Avrupa'da da ABD'nin getirdiği sözde dünya düzenine isyan eden, bu tiyatroya karşı seslerini yükseltenlerin sayısında hızlı bir artış var.

Meselenin siyasi yönünü bir kenara koyalım, ekonomik olarak da ABD'nin NATO ve Avrupa üzerindeki gücü her geçen gün daha da zayıflıyor. Bunu Washington'ın Çin'e karşı ambargo uygulanması yönündeki telkinlerine kulak asmayan NATO müttefiklerinden görebiliyoruz.

Orta Doğu'da planları Büyük İsrail Devleti kurmaktı. Ancak Amerikalılar, İsrail ile birlikte tüm dünyanın nefretini kazandı.

Türkiye'nin, Irak ile terörle mücadelede işbirliği sağlaması, Suriye ile normalleşme adımları atması, Washington'ı yeni stratejiler geliştirmeye muhtaç etti bölgede.

Ukrayna'yı Kursk'a iterek, yeni silahlar vererek Rusya karşısındaki mağlubiyeti geciktirmeye çalışsalar da hava olumlu değil kendileri adına.

Dönelim Pasifik'e, ortak askeri tatbikatlarla Çin'e gözdağı vermeye çalışıyorlar ancak BRICS, Çin ve Rusya tehdidini Güney Amerika sınırına taşıdı bile..

Diğer taraftan Avrupa'ya bakalım. Afrika'daki enerjiden mahrumlar.. Rusya'daki enerjiden mahrumlar.. Kaynak sıkıntısı yaşıyorlar. Kendi içlerinde liderlik rekabeti veriyorlar. Ayrıca yükselen aşırı sağ Avrupa siyasetinde de revizyon yolunu açtı. Daha çok kendi iç meselelerine odaklanmış Avrupa ülkelerini göreceğimiz günler çok uzakta değil.

ÇİN AFRİKA İLE BAĞLARINI GÜÇLENDİRİYOR!

Batı'da durum böyleyken, "Gazze'de katliam devam ediyor. Yine istediklerini yapıyorlar, dünya yine sessiz" isyanı, yerinde ve haklı. Fakat masum sivilleri tonlarca bombayla katletmeleri başarılı olduklarını değil, kendi bacaklarına sıktıklarını gösteriyor aslında.

Çünkü ABD, İsrail ve destekçileri küresel mücadeledeki rakipleri Rusya ve Çin'in hamlelerin alternatif üretemez iken, kendi hüküm süreçlerinin sonuna yaklaşıyorlar gitgide. Bunun en somut örneği de Afrika'da yaşanıyor mesela..

Büyük güçlerle ortak mücadele etme dürtüsünü derinden yaşayan en ciddi ülkeler Afrika ülkeleri. Yıllarca Batı tarafından kaynakları sömürülen Afrikalılar, bugünlerde rotayı Çin'e kırıyorlar. 4 Eylül Çarşamba ile 6 Eylül Cuma günleri arasında gerçekleşen FOCAC 2024, yani Çin-Afrika İşbirliği Forumu'nda, bu durumu bir kez daha gözlemleme fırsatı bulduk.

Forumda 53 Afrika ülkesinin lideri Çin'in başkenti Pekin'de bir araya geldi. Çin, bölgeye 50 milyar dolarlık finansman, 1 milyon kişiye ise istihdam sağlama taahhüdünde bulundu. Dünyanın en az gelişmiş Afrika ülkelerinin Çin'e sıfır vergiyle mal ihraç etmesinin önü açıldı. Ayrıca Afrikalı siyasetçilerin ve askeri uzmanların Çin'de eğitilmesine karar verildi.

Yaşananlar, Batılı güçleri ülkelerinden kovan Afrikalıların sömürge değiştirdiği yönündeki yorumlara açık olsa da es geçilmemesi gereken önemli bir husus, Afrikalılar artık seslerini duyuracakları bir dünyaya inanma arzusu. Çin de Afrikalılara, BM-Dünya Bankası alternatifleriyle yaklaşıyor aslında.

GÜÇ REKABETİNDEN FAYDALANABİLİR MİYİZ?

ABD'de kasım ayında düzenlenecek seçimlere sayılı günler kala olası bir Trump zaferinin dünyayı nasıl etkileyeceği merak konusu. Çünkü rakibi Kamala Harris, mevcut başkan Biden çizgisinden devam edeceği sinyalini veriyor. Trump'ın önderliği şimdilik, Pasifik'e daha çok odaklanmayı vaadediyor. Bu da Orta Doğu'da daha az ABD askeri, Ukrayna'da ise Rusya zaferi anlamına geliyor bir bakıma. Hatta Trump'ın göreve gelişiyle, Netanyahu ve kabinesini soykırım suçlusu ilan edilip, İsrail'i aklama projesinin hayata geçirildiğini bile görebiliriz.

Yani, Türkiye'nin son halkasını Mısır'la sağladığı bölge ülkeleriyle işbirliği politikası sayesinde, ortak kalkınma hareketlerini hayata geçirmesi mümkün. Bu nedenle de Doğu-Batı mücadelesinin tarafı olmak yerine bölgesel ortaklıklara ve terörle mücadeleye ağırlık verilmesi yine Ankara'nın birinci önceliği olmaya devam edecektir.

Yorumlar2

  • YOLUN SONU 2 ay önce Şikayet Et
    Batı'nın ürettiği her şey tukenise geçti, doğu daha iyisini daha ucuz üretebiliyor, çünkü Batı'nın Doğudan besleniyordu, Doğu olaya el koydu,Türkiye BRİCİS İN EN KİLİT ULKESİ OLACAK, Türkiye'nin etkinliği artarsa Bölgedeki Tüm Türkler ve Müslümanlar da istifade edecek, Batı ve Doğunun boyudurugundan kurtulacaz,
    Cevapla
  • Em. Mem. 2 ay önce Şikayet Et
    Bilen varsa yazsın. Çin doğu Türkistan daki müslümanlara zulmetmekten vaz geçtimi. Nedir bu son günlerdeki Çin aşkı.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat