Trump'ın zaferi Rusya'nın Avrupa ile hesaplaşmasına yol açar mı?

  • GİRİŞ09.11.2024 09:09
  • GÜNCELLEME09.11.2024 09:15

Amerika'da seçim sona erdi. Donald Trump 2. kez ABD Başkanı oldu. Peki, ABD'de Trump'ı Başkanlığa götüren yol nasıl açıldı?

TRUMP NASIL BAŞARDI?

Öncelikle sorunun temeli ekonomi. Amerikalıların 4 yıl öncesine göre alım gücü düştü. Demokratların yaşanan sıkıntılara çare olmasının önündeki engel ise boşlukla tokalaşan ABD Başkanı Biden'dı. Adaylıkta ısrar etti. Süreç demokrat parti tarafından öylesine kötü yönetildi ki Biden'ın adaylıktan çekilmesinin kendi isteğiyle olmadığı aşikardı. Üstelik son ana bırakılmıştı. Nitekim, Biden'dan sonra bayrağı devralan Kamala Harris de kampanyasında hiçbir eyalette Biden'dan daha başarılı olamadı.

Trump'ın kampanyasında ana sloganlardan biri, demokratların savaşa olan düşkünlüğü üzerineydi. 7 Ekim'den sonra ABD hükümeti öylesine siyonist lobinin oyuncağı oldu ki Demokratlardan daha İsrail yanlısı olmakla tanınan Cumhuriyetçiler, İsrail'e selam çaka çaka başkanlığı elde etti. Savaş karşıtları, özellikle müslüman toplum kimi yerlerde ne Kamala'yı ne de Trump'ı destekledi. Kimi yerlerde ise Demokratların kaybetmesi için Trump'a "tepki" oyu attı.

Bir diğer husus tüm dünyada yükselen aşırı sağın Amerika'daki etkileri oldu. Son 5 senedir farklı kıtalarda Trumpvari tüm adaylar seçildi. Arjantin'de Javier Milei, Hollanda'da Geert Wilders, Fransa'da dişi Trump olarak gösterilen Marine Le Pen ve Almanya'da Neo Nazi AFD liderliğe oynadı. Son ve gerçek Trump'ın kazanmasıyla aşırı sağ lider halkası tamamlanmış oldu. Milliyetçi söylemlerin halkta karşılık bulmasının sebebi de ilk sorun olarak dile getirdiğimiz ekonomi aslında. İllegal göç ve göçmen kaynaklı sorunlar sıklıkla ABD sınır güvenliğini diline dolayan Trump'a oy kazandırırken, demokratlara oy kaybettirdi.

Trump, eşcinsellik karşıtı. Bu tutumu dindar hristiyanlarda da sempati oluşturdu. Tüm seçim sürecinde kampanyasını Trump'ın faşist olmasına ve Amerikan demokrasisinin içerisinde bulunacağı tehlikeye atıfta bulunmak üzerine kurgulayan Kamala yetersiz kaldı. Trump, 5 milyon oy farkla, ABD kongresinin iki kanadı senato ve temsilciler meclisinde de üstünlüğü ele geçirerek seçimi tamamladı.

ABD'NİN İSRAİL POLİTİKASI DEĞİŞECEK Mİ?

Her iki aday da göbekten İsrail'e bağlı olduğunu aylardır dile getiriyor zaten. Bu nedenle de Trump'ın İsrail'in bölgede yapmak istediklerine muhalif bir yerde konumlanması beklenemez. Fakat dilindeki "savaşları bitireceğim" ifadesinin de bir karşılığı olmalı. İsrail hükümetini öyle ya da böyle zorlayarak kendi istediği çizgiye getirmesi gerekiyor.

5 Kasım'dan önce hem İsrailli yazarlar hem de ABD'li yahudi yazarların mutabık kaldığı hususlardan biri Netanyahu'nun başkanlık koltuğunda Trump yerine Kamala görmek istediği yönündeydi. Seçimlerde bu durumun yansımasını, yahudi seçmenlerin yüzde 79'unun Kamala'yı desteklemesi de gösteriyor. Trump'ın teşekkür konuşmasına baktığımızda Afro-Amerikalılara, Asyalı Amerikalılara, Arap Amerikalılara ve Müslüman Amerikalılara teşekkür ettiğini görüyoruz. Yahudilere ise bir teşekkürü olmaması dikkat çekici.

Hem İsrail'i destekleyip hem Tel Aviv ile arası soğuk bir ABD başkanı olabilir mi? Olabilir. Trump, İsrail'i kendi isteği doğrultusunda güvenli hale getirmeyi hedefliyor. Netanyahu'nun sevinç naralarının içtenliği çok tartışmalı. Trump'ın çok daha önceden Netanyahu hakkında söylediklerini hatırlayalım. 2020 yılının başında İran Devrim Muhafızları lideri Kasım Süleymani öldürüldüğünde Trump çıkıp, "İsrail Başbakanı Netanyahu'ya güvenmiyorum. Kasım Süleymani'yi öldürmeden önce 6 ay onunla plan yaptık ve suikastten bir akşam önce arayıp biz yokuz dedi." açıklamasını yaptığını unutmayalım.

Yine de bu dargınlık Filistin için bir umut ışığı olabilir mi? Bu sorunun yanıtı da ne yazık ki olamaz. Dünya barış ve özgürlük umudunu ne İsraile ne de ABD’ye bağlayabilir. Trump'ın bölge için bulacağı ve uygulayacağı hiçbir seçenek Filistin çıkarlarına hizmet etmeyecektir. Filistin'in kurtuluşu için tek umut, bölge ülkelerinin, islam ümmetinin birlikte güçlü ve kararlı duruşuyla mümkündür.

UKRAYNA'YI ZOR GÜNLER BEKLİYOR!

Ukrayna meselesinde tablo biraz daha net gibi gözüküyor. Çünkü Ukrayna'ya silah yardımının kesilmesi zaten Rusya karşısında pes etmesini sağlamak olacaktır. Henüz kabinesi belli olmasa da ABD Dışişleri Bakanlığı için ismi geçen ABD Senatosu İstihbarat Komitesi Başkan Yardımcısı Marco Rubio da, seçimden hemen sonra Ukrayna tutumlarına ilişkin önemli bir açıklamada bulundu. “Ukraynalılar inanılmaz derecede cesur ve güçlüydü. Ancak nihayetinde, finanse ettiğimiz şey, sona ermesi gereken bir çıkmaz savaş” dedi. Trump zaten bölgeye barış getireceği iddiasında bulunmuştu.

Kısaca en olası ihtimallerin üzerinden geçelim. Trump Ukrayna'ya silah yardımını keser, Avrupa'yı yalnız bırakır. Avrupa Rusya karşısında güvenecekleri bir Amerika bulamadıkları için sessiz kalır. İstanbul'da 2022 yılında kurulan barış masası ya da benzer formatlı bir anlaşma zemini oluşturulur. Rusya'nın ilhak ettiği bölgeler Rus toprağı olarak tanınır. Ukrayna mağlubiyeti kabul eder ve savaş sona erer.

Tüm bunlar yaşanırken, çoğu çevrelerce ülkesini Batı'ya güvenerek Rusya'ya yem etmekle suçlanan Zelenskiy'e karşı ordu darbe yapmak isteyebilir ya da Zelenskiy, sığınacak bir ülke aramaya kalkabilir.

AVRUPA İLE HESAPLAŞMA VAKTİ YAKLAŞIYOR MU?

Avrupa en çok sorun yaşayacak kıta gibi gözüküyor. Zaten "Aşırı sağın yükselişi Ab içinde çatlak oluşturulur mu?" sorularını beraberinde getiriyordu. Kıtada her geçen gün büyüyen göçmen krizi, Almanya gibi ülkelerin sınırlarında kimlik kontrolleri yapmasına sebep oldu, Schengen'in geleceği tartışmaya açıldı. Üstüne Almanya'daki koalisyon hükümeti dağıldı.

Siyasi çalkantılar yaşanırken bir taraftan şimdi Ukrayna savaşının yansımalarına göre Avrupa güvenlik kaygısı da güdebilir. Rusya'ya ve Rus vatandaşlarına yönelik akılalmaz boykot ve ihraç uygulamalarıyla Avrupa'ya bedel ödetmek isteyen bir Moskova görebiliriz.

Trump'ın özellikle güvenlik konusunda Avrupa'ya yönelik tavrını, ilk başkanlığı döneminden biliyoruz. Fransa Cumhurbaşkanı Macron bu hususta Avrupa Ordusu fikrini ortaya atmıştı önceden. Askeri anlamda Amerikasız bir Avrupa'nın gündemine, coğrafi yakınlığı ve askeri gücü dolasıyla Türkiye gibi ortaklar gelecektir. Bunun ilk işaretini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi'ne katılımıyla da görmüş bulunuyoruz.

H. Akif Küçükal / Haber7

Yorumlar9

  • Okur 1 hafta önce Şikayet Et
    Bu kadar basit olmaz. Güney kore ve japon mankurtları diğer tarafta polonya bu tarafta buna izin vermezler. Daha ılımlı geçiş planlayabilir üst neoconyler. Seçim olur zelişki gider rusya kırımı alır diğer bölgelerin çoğundan çekilir ukrayna ab ye girer nato ya giremese de japon kore gibi özel temsilci olur. Almanya ordu kurar kralcılar darbe yapar. Fransa bir sömürgeden daha çekilir. Çin
    Cevapla
  • Mehmet Akif 1 hafta önce Şikayet Et
    Savaşlar bitsin, müslümanlar aklını başına alsın. Trump Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmişti
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • HIDIR BUDUR 1 hafta önce Şikayet Et
    Gizem perdesi aralanıyor. Avrupa yakında "Yaa bizler kimlerin kuyruğuna takılmışız" aşamasına gelecek..Çok yakında ABD ve İsrail arasındaki çatlak büyür de ; Netenyahu beni engellediniz hatta beni bertaraf edeceksiniz ama PEURL HARBUR VE İKİZ KULELER KOMPLO/YALANLARINI BAŞTA "ABD YALANLARINI" BİR ORTAYA DÖKERSEE..!
    Cevapla
  • vatandaş 1 hafta önce Şikayet Et
    netenyahu trump a kazık atmıştı bir önceki seçim. inşallah trump bunu unutmaz anlar yahudilerin ne mal olduğunu..
    Cevapla
  • Murattt 1 hafta önce Şikayet Et
    Düşmanımin düşmanı dostumdur
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat