ABD-İsrail saldırganlığı nasıl son bulacak?

  • GİRİŞ08.02.2025 08:38
  • GÜNCELLEME08.02.2025 08:38

Trump'ın Netanyahu ile arasında kriz var mı? Trump, Gazze çıkışı ile Netanyahu'yu ofsayta mı düşürmek istiyor? Yoksa sandalyesini ittiği efendisi Netanyahu mu?

Geçtiğimiz 6 aylık süre zarfında ara ara atıfta bulunduğumuz, dile getirdiğimiz bir düşünce vardı. Netanyahu'nun günah keçisi ilan edilip, Trump'ın İsrail'i aklama projesine dair. Son görüşme bu ikili arasındaki iletişimin sıhhati hakkında ciddi şüphelere sevk etti bizleri. Çünkü manzara sanki Trump'ın bu topraklarda planladığı her ne ise yola Netanyahu ile devam etmeye sıcak baktığını gösteriyordu.

GAZZE SÜRGÜNÜ PLANI NASIL YANKI BULDU?

Ateşkes ilan edildiğinde Netanyahu'nun koalisyon ortaklarından İtimar Ben Gvir ve Bazelel Smotrich karşı çıkmışlar, Ben Gvir koalisyondan ayrılmıştı. Smotrich ise anlaşma sonrası gece uyku uyuyamadığını ancak Netanyahu ve Trump'ın kendisine Gazze'de Hamas'ı bitirme sözü verdiğini, bu nedenle hükümette kaldığını belirtmişti.

Gazze'ye yönelik Trump'ın açıkladığı o sürgün planı hatta ABD askerlerinin de bölgede konuşlanma ihtimali, her iki ırkçı ismi de oldukça sevindirdi. Ben Gvir sosyal medya paylaşımıyla bu gelişmeyi kutladı ve Trump'a "Bu önemli bir arkadaşlığın başlangıcı" mesajını iletti.

TRUMP'IN AKIL ALMAZ PLANI

ABD Başkanı Netanyahu ile yaptığı basın toplantısında "Gazze'den insanlar çıksın gitsin, Ürdün'e Mısır'a ya da başka bir yere yerleşsin, bu şehirdeki enkazı biz kaldıralım sonra keyfimize göre yeniden inşa edelim." dedi. Gazzelilerin geri dönüp dönmeyeceği konusunda ise "Burada şu an 30 bin patlamamış bomba var, salgın hastalıklar var, Filistinliler zaten gitmek istiyorlar, Gazze cehennem gibi bir yer, buraya dönmek istemeyecekler" diye konuştu.

Açıklama net bir sürgün planıydı. Anlaşılması gerektiği gibi anlaşılmıştı. Hızla da tepki gördü dünyanın birçok noktasından. Şiddetli tepkiler olmasa da homurdandı dünya 7 Ekim'den bu yana olduğu gibi. Kabul etmiyoruz'lar, reddediyoruz'lar havada uçuştu.

Yine de gösterilen tepki, Beyaz Saray'daki yetkililerde "Trump'ın arkasını toplamamız gerek" düşüncesine sebep olmuş ki yeni açıklamalarla konuyu insani bir yöne çekmeye çalıştılar. Trump'ın Filistinlilerin iyiliğini düşündüğü için bu planı ortaya attığını ileri sürdüler. Halbuki Trump "Ya Gazze boşaltılır ya da ABD askeri bölgeye girer" minvalinde konuşarak Filistinlilere "Sizin için sizi katledeceğiz" demişti bir kere..

Trump, "Bu insanlar bombalanmaktan, ölmekten korkmadan yaşayacak" diyor. "Öyle bir yer bulmalıyız" diyor. İsrail'e bomba vermeyin o zaman derdiniz bu ise. Tüm dünya biliyor dertlerini de yine de teveccüh gösteriyorlar "Filistinlileri düşünüyoruz" diyerek.

TRUMP'IN SÖYLEMLERİ NE KADAR CİDDİYE ALINMALI?

İsrail, koca ABD desteğine rağmen Gazze'de hedeflediği 3 maddeyi -Hamas'ın askeri yeteneklerini yok etmek, tüm rehinelerin serbest bırakılması ve Gazze'nin bir daha asla tehdit oluşturmamasını sağlamak- yerine getirebildi mi? Peki Amerika Gazze'yi nasıl ele geçirecek?

Öncelikle soykırıma rağmen topraklarını terk etmemiş 2 milyonu aşkın insan, şimdi neden evlerini bırakıp gitsin? Hadi gitmek istediler diyelim, bu süreç kimin yönetiminde olacak, İsrail ve Amerika'nın mı? Bu iki soykırımcı kontrolünde herhangi bir lojistik operasyon sağlıklı şekilde gerçekleşir mi? Bu akla ziyan sürgün planını Körfez ya da Arap ülkeleri hemen finanse etmeye yanaşacak mı?

Hem siyasi hem de askeri yetkililere göre bu plan Trump'a ait ve kendi yönetiminden de çoğu kişi o basın toplantısında duydular bu fikri. Öyle uçuk bir fikir ki şimdi Trump kabinesinde Dışişleri Bakanı olarak görev alan Marco Rubio'nun 2016 yılında Trump ile gerçekleştirdiği tartışma akıllara geliyor. Bundan yaklaşık 9 yıl önce Rubio Trump'a "Filistinliler bir emlak anlaşması değildir Donald" demişti.

İsrail basınına göre bu plan Trump'ın Gazze'yi Netanyahu'nun elinden alma projesi. "Gazze'yi Amerika yönetecek" çıkışından Netanyahu'nun hoşnut olmadığı öne sürülüyor. Yine de takındığı sıcak tavır, akabinde açıkladığı UCM'ye yönelik yaptırım kararı da kafa karışıklığına sebep oluyor. Gerçeği çok da uzun olmayan bir vakitte göreceğiz.

ABD-İSRAİL SALDIRGANLIĞI NASIL SON BULACAK?

Gazze soykırımı, birçok ülkenin Filistin'i tanımasını sağladı, İsrail'in dünya halklarında suçlu ilan edilmesine yol açtı. Ancak bu yeterli değil. Bu ülkelerin Filistin'i tanıma kararlarını büyükelçilik açarak daha da somutlaştırması, İsrail'e boykotun genişletilmesi şart. Sadece İslam İşbirliği Teşkilatı'nın üyeleri bile boykot uygulasa bu coğrafyada çözülmeyecek mesele yok.

Birliğe her zaman olduğundan daha fazla ihtiyaç duyan İslam ülkeleri için daha önce de dile getirdiğimiz gibi, tam bağımsızlık mücadelesi şart. ABD ve Batı'ya bağımlılık azaldıkça bu topraklarda zulme dik duruş sergileyen daha fazla ülke göreceğiz.

İSRAİL'İN TÜRKİYE ENDİŞESİ!

Suriye'deki devrim şüphesiz Türkiye'nin bölgedeki etkinliğini artırdı. PKK/YPG'nin köşeye sıkıştığı ve sonunun yaklaştığı şu günlerde Türkiye-Suriye-Irak köprüsünde Körfez ve Avrupa ile ilişkilerin de gelişeceği bir ortam oluşuyor. Doğu'da Zengezur Koridoru ile yine Doğu ve Batı arasında yeni işbirliği alanları açılıyor. Türkiye askeri anlamda önümüzdeki yıllarda hava, kara ve deniz kabiliyetlerine gelişen teknolojiyle önemli katkılar sağlayacak.

Bu manzara, İsraillilerin de dikkatinden kaçmış değil. Suriye'de devrime rağmen işgal gerçekleştiren ve Başkent Şam'a 25 kilometreye kadar yaklaşan İsrail yönetiminin endişesinin ardında Türkiye bulunuyor. İsrailli Emekli Yarbay Amit Yagur, “Biz Trump ile, rehine anlaşmasıyla uğraşırken kuzey sınırlarımızda potansiyel bir tehdit sessizce gelişiyor, Türkiye adım adım kuzeydeki komşumuz olmaya çalışıyor, Sorun çıkmadan bu meseleyi Amerikan yönetimiyle konuşmamız lazım, İsrail, Türkiye'nin bölgede artan nüfuzuyla mücadele etmeye hazır olmalı.” ifadeleriyle paylaşıyor bu endişeyi mesela.

Sözün özü, zulüm sonsuza dek sürmeyecek. Bugün hesapsızca masumların üzerinde oyun oynayanlar yarın mağlubiyetlerini kabul etmek durumunda kalacaklar. Yeter ki hem Türkiye olarak biz hem de İslam ümmeti, birlik olsun ve istikamet üzere yol almaya devam etsin.

H. Akif Küçükal / Haber7

 

Yorumlar4

  • Erpınar 25 dakika önce Şikayet Et
    Ne zaman ki ittihad-ı İslam'a ulaşıp yeryüzünde bir tane dahi yahudi çocuğu bırakmayıp itlaf edersek o zaman bu saldırılarını durdurmuş oluruz. Çünkü yahudi çocuğu, yahudi çocuğudur, ıslahı mümkün değildir; görüldüğü yerde itlaf edilmelidir.
    Cevapla
  • Kaysi 1 saat önce Şikayet Et
    Aslinda cok basit dünyanin hic bir yerinde güvende olmadiklarini anlamalari lazim .Her yerde avlayin bakalim bir daha baskalarinin topraklarina Mali göz diyecek mi .
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Semih Acar 1 saat önce Şikayet Et
    Allahtan layıkıyla korkmak mazlumun hamisi olmak ve Allah için şehadet ve mücahitler nerede zalimin karşisinda durmak bu mu
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • kenan 1 saat önce Şikayet Et
    abd yi SİYONİSTLER Yönetiyor abd netanyahudan daha fazla KATİL ve HIRSIZDIR zaten ataları avrupanın EŞKİYALARIDIR 90.000.000 Kızılderili yerli ırkı SOYKIRIMA UĞRATARAK YOK ETMİŞLERDİR
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat