Alkış ve İhanet
- GİRİŞ04.09.2020 09:50
- GÜNCELLEME05.09.2020 10:09
Osmanlı’nın son dönemlerinde İşkodra’da dillere destan bir savunma gerçekleşti. Sırp ve Karadağ askerlerinin hücumunu Hasan Rıza Paşa’nın komuta ettiği Osmanlı askerleri ve Arnavut gönüllüler karşıladı. İşkodra, Karadağ sınırlarının bittiği ve Osmanlı topraklarının başladığı bir yer olması nedeniyle İstanbul’un dış mahallesi sayılabilir. Sadece Osmanlı için değil Roma döneminden itibaren böyle. Üsküdar ve İşkodra kelimeleri aynı kökten geliyor. Garnizonların bulunduğu şehir anlamındaki scutari kökeninden. Hasan Rıza Paşa’nın savunması Karadağlıları olduğu kadar içeride kişisel hesapları olanları da tedirgin ediyor. Kendi ikballerinin önündeki engeli Hasan Rıza Paşa olarak gören Esat Paşa Toptani, bir sukastle Paşa’yı öldürtüyor. Esat Paşa Toptani daha önce Abdülhamit’in tahttan indirildiğini tebliğ eden beş kişiden biri. Arnavutlar ve Osmanlı askerleri büyük üzüntü içinde. Ama Toptani yerel bağlantılarını da kullanarak gücü eline geçiriyor ve kanla canla savunulan İşkodra’yı elleriyle teslim ediyor. Arnavutlar Kastamonulu Hasan Rıza Paşa’nın yiğitliğini unutmuyor ve bugün İşkodra’da bir cadde ve anıtla ismi yaşıyor. Esat Toptani ise ismi pek de hatırlanmak istenmeyen bir kişi olarak kıyıda durmaya devam ediyor.
İşkodra Müdafası’ndan 80 yıl sonra Bosna-Hersek Savunması başlıyor. Tarih, Hasan Rıza Paşa’nın rolünü Alija’nın omuzlarına yüklüyor. Yine kişisel ihtiraslar devreye giriyor. Veliki Kladuşa ismindeki şehirdeki Fikret Abdiç, saldırıya uğrayan Müslümanların, Boşnakların ve Sırpların deyimiyle “Türklerin” yanında saf tutacağına “tarafların” dışında kalarak ihanet çemberine giriyor. Alija, büyük bir liderlik örneği sergiliyor ve hem Çetnik denilen Sırp ırkçılarına karşı ve hem de Abdiç ihanetine karşı savaş veriyor. Boşnakların kaybettikleri haklarda Abdiç ihanetinin payı büyüktür. Bosna-Hersek Savaşı’nın sıcak günlerinde Türkiye’deki gazetelerden bazıları Abdiç’i “laik”, Alija’yı “şeriatçı” olarak lanse ederek çarpıtmaya girişmişlerdi. Neyse ki tarih böyle şarlatanlıkları üzerinde tutmayı sevmiyor. Abdiç bugün hayatta ama Boşnakların zihninde ölmüş durumda, Alija ise toprağa verilmesine karşı hala diri. Siyasi bir figür olarak Alija’nın yanında saf tutmayanlar bile Abdiç’i bir hain olarka lanetlemeye devam ediyor. Abdiç’e karşı mücadele eden 4. Kolordu Komutan Atıf Dudakoviç’in mahkemesinde Abdiç, ihanet içindeki FETÖ ile aynı karede ifade edilmişti. Alkışlar bittiğinde ihanet ortaya çıkıyor ve hainleri yüreklendirenler ortadan kaybolunca ıssızlaşıyor etrafları. Alınacak çok ders var.
Karadağ seçimleri gerçekleşti ve Çetnikler başarı kazandı. Yani Hasan Rıza Paşa’ya karşı İşkodra’yı Alija’ya karşı Saraybosna’yı kuşatanlar. Ama küçük bir sorunları var. Tam başarıyı sağlayabilmek için Dritan Abazoviç’e ihtiyaçları var. Karadağ’daki Arnavut bir siyasetçi. Sancak bölgesi’nin Taşlıca şehrinde Müslüman nüfusa karşı başlayan tacizler ve Srebrenica, 1389 (Sırpların Kosova hezimeti) göndermeli duvar yazıları büyük bir fırtınanın yaklaştığının habercisi. Abazoviç için Abdiç yakıştırmaları hızla yükseliyor ve Karadağ Arnavutları da kendisini “Çetnik Arnavut” olarak tasvir ediyor. Arnavut’un Çetnik olması ihanetin en büyüğü.
Hasan Rıza Paşa çizgisi farklı isimlerle devam ediyor, onun katilleri de bugün benzer saiklerle alkış toplamaya çalışıyor. Alkışlar sona erince ihanet ayan oluyor ve hainleri kimse sevmiyor. Kendilerini alkışlayanlar bile.
Yorumlar1