Türkiye Manifestosu

  • GİRİŞ23.10.2020 12:22
  • GÜNCELLEME25.10.2020 11:19

Karl Marx ve Friedrich Engels Komünist Manifesto’yu kaleme aldıklarında isimlerini tarihe yazacaklarını tahmin ediyorlar mıydı bilmiyorum. Geçen zaman içinde ortaya koydukları manifesto dünyaya ilham verdi ve yeryüzünün önemli parantezlerinden birini açtı. Üretim araçlarının iktidarı belirlediği dünyada refahın üleşilmesi konusunda, üretim araçlarının ortaya çıkardığı gücün kullanımı konusunda birçok kişiye, ülkeye ilham verdiler. Bunlardan biri ve en önemlisi de Sovyetler Birliği ismiyle maruf komünist Rusya’ydı.

 

 

Çarlık parantezini kapatırken karşılaştığı bu büyülü fikir zamanın ruhuna uygun geldi ve Rus emperyalizmini hümanist ve kolektivist bir kimliğe gömdü. Bazı çatışmalar da bu sayede buzdolabına kaldırıldı. Ruslar ideolojik olarak meftun oldukları bu sistemin ekonomik olarak sürdürülemeyeceğine ikna olduktan sonra soğutucunun fişi çekildi ve derin dondurucuya konulan problemler birer birer çözünmeye başladı. Bunlardan biri hiç kuşkusuz Azerbaycan topraklarında Ermeni işgaliyle başlayan Karabağ sorunu. Rusya bu sorunu çözmek için gerekli fikri artık sahip değildi ve 28 yıl önce Ermenistan’ın cüretini mazur görerek Azerbaycan’ı karşısına almaya karar verdi.

Komünist Manifesto ile yetişen Azerbaycan elitinin söyleyeceği sözler de sınırlı olunca, Avrupa’nın da desteği ile acı bir ara dönem yaşanmaya başladı. Başka bir manifesto gerekiyordu ama zamanın ruhu bir türlü doğuramıyordu ihtiyaç duyulan bu çığlığı. Sahada karşılığı olmayan retoriklerden usanmış bir Türk dünyası vardı. Sahada gücünüz yoksa söylediğiniz her kelime zaman için yüzlerde bir tebessüm bırakan hoş temenniden ibaret kalıyordu.

 

 

Zaman geçti ve Türkiye “dünya beşten büyüktür” diyerek özetlenecek bir manifesto ortaya koydu. İnsani yardım ve savunma sanayisi ile desteklenen bu manifesto giderek dünya sokaklarında yayılmaya başladı. SİHA’larla müesses nizamın bel kemiğini çatırdattıkça giderek daha kavi bir cenge dönüştü. Cepheden gelen güzel haberler tüm dünyaya umut vermeye başladı.

Dünyanın bir fikre ihtiyacı olduğu aşikar, Türkiye’nin de bir fikre ihtiyacı vardı. Emperyal hevesleri tarihe gömecek, kolonyal süprüntüleri ortadan kaldıracak bir fikre. Azerbaycan cephesi, Kafkasya’nın bu fikri bir bayrak olarak taşıdığını gösteriyor.

Komünist Manifesto modası geçmiş, buruşmuş bir retorik olarak tarihteki yerini almaya başlarken ilginç bir haber geldi. Somali diline ilk defa çevrilmişti bu kitap. Tüm dünyada tedavülden kaldırıldıktan sonra, emperyalizmin kapitalist, faşist ve sosyalist tün sillesini yiyen bir ülkenin diline çevrilmişti. Somali’nin bu kitabı hangi amaçla okuyacağını bilmiyorum. Ancak Mülkiye mezunu Somali Adalet Bakanı’nın hangi kitabı okuduğunu az buçuk tahmin edebiliyorum. O kitabın adı Türkiye Manifestosu.

İlk satırları “dünya beşten büyüktür” diyerek başlayan bir manifesto. Gücün üleşimi değil Hakkın tesisini önceleyen, sömürmeyi değil paylaşmayı, kolonyalizmi değil kardeşliği anlatan satırlar. Bu kitabı hep birlikte yazıyoruz. Tercüme? Tüm gönüllerin dillerine tercüme edilmiş bir manifesto bu. Yapraklarında tüm dünyaya, varlığa Allah’ın ayetleri olan bakan bir manifesto. Hem yazıyoruz, hem okuyoruz. Hep birlikte.

Yorumlar1

  • isobaba 4 yıl önce Şikayet Et
    TÜRKİYE manifestosu dünyaya ayarverirken Recep Tayyip Erdoğan damgası heryerde kendisini hissettiriyor
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat