Yavuz Sultan Selim ve devletin devamlılığı
- GİRİŞ31.05.2013 08:10
- GÜNCELLEME31.05.2013 08:10
Farkındasınız..!
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, temel atma töreninde kürsüye geldiğinde, “Birlikte çok istişare ettik. Mutabakat ile 3'ncü köprünün isminin Yavuz Sultan Selim olmasına karar verdik” minvalinde cümleyi söyledi ya…
Aman Allah'ım, sosyal medya denen o gayya kuyusu hop oturup hop kalktı. Gazeteler ve köşelerse adeta “uzlaşma zeminini yitiren hükümet”e ayar verme yerine döndü.
Neden?
Çünkü neymiş efendim, Yavuz 40 bin yok yok 70 bin hatta sayı bununla da yeterli değil daha da fazla Alevi'yi kılıçtan geçirmişmiş…
Eee…
Yavuz Sultan Selim, tarihe Alevileri kesen 9'ncu Osmanlı Padişahı olarak geçmişmiş…
Sabiha Gökçen ile Yavuz arasında bağ kurulması da hayli ilginç öyle değil mi?
Geçin Allah'ınızı severseniz..!
Hatta, Alevi yurttaşlara kılavuzluk yapanlar bile oldu.
“Sabiha Gökçen Havaalanı'nda in. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden geç. Sağa dön” filan türünden sözüm ona mizah yüklü ayarlar da cabası..!
xxx
Yavuz Sultan Selim de Şah İsmail de Türk'tü ve Oğuz ile ünsiyet kurma konusunda ikisi de mahirdi.
İkisi de zamanın iki güçlü Türk devletinin iki güçlü lideriydi.
İkisi de şair, ikisi de satranç ustasıydı.
Aynı zaman da ikisi de biliyordu ki iki Türk ve İslam liderine aynı coğrafya dar idi!
Her neyse…
O günün şartlarında Yavuz Sultan Selim, Çaldıran'da Şah İsmail'i yendi ve Anadolu'daki beylikleri toparladı.
Osmanlı'yı cihan şümul yaptı.
Suriye'yi, Mısır'ı fethetti.
Hilafeti Osmanlı'ya getirdi.
Doğrudur Osmanlı o günden sonra Hilafeti, İran Şia'yı temsil etti..!
Her olayı tarihi şartlarında değerlendirmek lazım.
Alevilerle Kızılbaşların hatta Bektaşilerin ayrı ayrı İslam'ın unsurları olduğunu bilerek tarihi tarihçilere bırakıyorum.
Ancak benim Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün temel atma töreninde gördüğüm bir resim var ki kimlere ne mesaj veriyor söylemeden yapamacağım.
Başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan ile hanımefendilerin katıldığı temel atma töreninde, İstanbul Müftüsü Rahmi Yaran cübbesi ve sarığı ile kürsüye gelip dua etti.
Ve bu duaya devlet ricali başta olmak üzere oradakiler “amin” dedi.
Verilen bu resim, bana göre doğrudan İran'a verilmiş bir mesajdır.
Zira, sünni İslam'ın kalesi diye gösterilen Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı İstanbul Müftüsü, cüppe ve sarığı ile temel atma töreninde dua etmiştir.
Doğu ile Batı'yı birleştirme, kaynaştırma konusunda büyük bir başarıya imza atmış olan Türkiye, bu resim ile, “İran'a ve Suriye'ye” büyük bir mesaj vermiştir.
3'ncü köprüye Yavuz Sultan Selim'in ismini uygun gören devlet ricali de “devletin devamlılığı”na büyük bir vurgu yapmıştır.
Tartışmaların geri tarafı sadece lafta kalmıştır.
Söz Yavuz'dan açılmışken, size O'na atfedilen iki meseli aktararak yazımı bitiriyorum.
Kalın sağlıcakla.
Yorumlar8