Başbakan'ın rüyayı hakikası!

  • GİRİŞ30.07.2013 09:18
  • GÜNCELLEME30.07.2013 09:18

Şimdilerde şiir yazmayı bıraktığını duyuran büyük şair İsmet Özel ise Üç Mesele isimli denemesinde, rüyayı “gerçek” kabul eder.

İsmet Özel rüyanın gerçekliğine şehadet ederken, aynı bağlamda Siyaset, her ferdin inancına ödediği bedeldir” der!

Bu meyanda, önce size İsmet Özel'in Üç Meselesi'nden rüya ile ilgili bölümü sunuyorum:

“Hayal, insanın istekleri, özlemleri, yönünde kafasında meydana getirdiği bir suni ortam, bir zan, bir kuruntudur. Rüya ise insanüstü bir kuvvetin tesiri altında görülen ve benim gerçek kabul ettiğim bir istikamet, bir atâdır.

Mesele, rüyaya lâyık olmaya yönelmek ve ona sahip çıkmaktır. Bunun için de insanın dünya ile olan münasebetlerinde, dünyaya teslim olmayı değil, başka bir teslimiyet vasıtasıyla ona galebe çalmayı seçmesi gerekir. Rüyanın siyasetle olan bağlantısı da bu noktadan kurulabilir. Çünkü siyaset bir imkân olarak insanın inancı adına görev yüklenmesinin şekillerinden biridir.

Siyaset, her ferdin inancına ödediği bedeldir. Siyaset içinde insan, inancı ve davranışı arasında uyum sağlama şansına kavuşur. Düşünce namusu tabiri ile ifade edilen, söylediğinin yaptığı ile tutarlı olması hali, inanç sahibi siyaset adamı açısından çok daha yüksek bir seviyede önem kazanır. Mü'min siyaset adamı yürüttüğü siyasî tutumla ikiyüzlülüğün ve münafıklığın saf dışı edilmesi yolundaki gayretini fiilen gösterir. Bunu rüya sahibi olduğu nispette yapar.”

(İsmet Özel, Üç Mesele, Şûle Yayınları, s. 29-33)

Şimdi size kafamda tasarladığım bir kurmacayı anlatmak istiyorum;

BAŞBAKAN'IN RÜYASI

Hayal bu ya;

Başbakan Tayyip Erdoğan, yakın bir geçmişte devlet işlerini bitirip de evine ulaştığında çok yorgundu…

İçi huzurluydu!

Ev halkını selamlamanın ardından, odasına çekildi…

Namaz kılıp bir süre seccadenin başında dua etti..!

Duanın sonuna, Hz. Peygamber'den başlayıp biricik annesine, babasına da ulaşan uzunca bir silsileyi  dahil etti..!

Fatiha gönderdiklerine olan muhabbetiyle ayağa kalktı..!

Ardından “Sabah ola hayrola!” diyerek uzandı “yarı ölüm” olan “uykuya!”

Uyku rüyanın hayatı..!

Sabah ezanları henüz okunmamıştı ki, Erdoğan daha önce iki kez gördüğü rüyayı bir kez daha gördü!

2011'in güz aylarında ilk, 2012'inin ikinci ayında ikinci kez gördüğün rüyayı bu kez yeniden görmekteydi.

Ve rüya bu kez tekamül etmiş, tamamlanmış haliyle berraktı.

Yani ki İbni Arabi'nin “Rüyayı hakika” dediği türden…

Ya da İsmet Özel'in, “Rüya ise insanüstü bir kuvvetin tesiri altında görülen ve benim gerçek kabul ettiğim bir istikamet, bir atâdır” dediği türden!

BOZ AYI VE DÜŞEN DİŞ!

Başbakan Erdoğan, rüyasında daha önce iki kez boz bir ayı görmüştü.

Boz ayı, her hamle yaptığında, Erdoğan'ın sığındığı yer ata evi olmuştu.

Bu kez yine boz ayı olanca vahşiliğiyle üzerine hamle yaptı rüyada.

Başbakan Erdoğan, karşısında “bilincini yitirmiş” halde saldıran boz ayıya arkasını dönmeden geri çekildi ve evinin kapısından içeri girip kapıyı arkadan kilitledi.

Boz ayı “bilincini yitirmiş” bir halde bağı bahçeyi dağıtarak uzaklaştı..

Lakin…

Evet lakin tam o anda…

Erdoğan üst çenesindeki dişlerinden birinin düştüğünü gördü!

Sırılsıklam terlemiş bir halde gözlerini açtı!

“La havle ve la kuvvete” diyerek doğruldu.

Sabah ezanı okunuyordu.

Rüya tabirleri aklına geldi.

Diş bahsine baktı ve sonra şöyle dedi:

“Ama ben sizi kendimden hiç gayrı görmemiştim ki!”

Gezi provokasyonu..!

 Mısır'daki darbeye sağır kulaklar..!

PKK, KCK, PYD..!

Diktatör, tek adam, “ruh sağlığı” filan!

“Siyaset, her ferdin inancına ödediği bedeldir!”

Kalın sağlıcakla.

Hasan Öztürk - Haber 7

hasan.ozturk@ulketv.com.tr

Yorumlar1

  • ö.hoca 11 yıl önce Şikayet Et
    sadık rüyalar hakikattir. sallanan diş yerinde durmaz.bünyeye de zarardır.inşallah başka sallanan olmaz.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat