Korkaklar zafer anıtı dikemez
- GİRİŞ01.10.2013 11:09
- GÜNCELLEME01.10.2013 11:09
Başbakan Erdoğan, son demokratikleşme paketini açıkladığı dünkü tarihi basın toplantısında, Mustafa Kemal Atatürk'ü, Adnan Menderes'i, Turgut Özal'ı ve Necmettin Erbakan'ı aynı bağlamda zikretti.
Bu bağlam, "Türkiye'nin özgürleşmesi serüvenidir."
Türkiye, bir imparatorluk bakiyesi olarak Anadolu yarımadasında kurulduğundan bu yana "beka" sorunu yaşamaktadır.
Ve bu beka sorununu çözmenin yolu uzunca bir süre despotik yöntemler olarak uygulanırken, son 11 yılda "ne kadar demokrasi, ne kadar özgürlük o kadar güçlü Türkiye" modeli olarak uygulanıyor.
Türkiye özellikle 27 Mayıs askeri darbesiyle birlikte, milleti "teba" gören bir zümrenin kurduğu vesayet rejimi ile yönetilir olmuştu.
Bu vesayet o kadar kapsayıcıydı ki milletin verdiği oy ne olursa olsun ya da şöyle diyelim, siyasal iktidarlar ne kadar güçlü olursa olsun devleti yöneten vesayet düzeniydi.
Sadece devlet kurumları değil, sivil toplum kuruluşları bile vesayetin güçlü bir şekilde devamı için dizayn edilmişti.
İşte böyle bir Türkiye, 2002'den bu yana güçlü bir liderlik örneği gösteren Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde Ak Parti iktidarlarıyla dönüştürülüyor.
Başbakan Erdoğan, dünkü tarihi basın toplantısında, İstiklal Marşı'nın ilk kelimesi "Korkma" ya atıfta bulunarak, "Korkaklar zafer anıtı dikemez" dedi.
27 Mayıs vesayet düzenini değiştirmek öyle kolay olmuyor.
Bu nedenle dünkü demokratikleşme paketi, "Bir başlangıç olmadığı gibi, bir nihai sonuç da değil" hal böyle olunca, bu paketi bir "basamak olarak" görmek demokratikleşme serüvenimiz açısından önem arz ediyor.
Lakin, kamuda başörtüsüne özgürlük getirilmesi,
Özel okullarda Türkçe dışında farklı dil ve lehçelerle eğitim yapılmasının önünün açılması,
Mor Gabriel Manastırı'nın topraklarının vakıfa geri verilmesi,
İlk okullarda andımızın okunmasına son verilmesi paketin öne çıkan maddeleriydi.
Dahası yüzde 10'luk seçim barajı meselesini, 3 ayrı alternatifle tartışmaya açması belki de paketin can damarlarından biriydi.
Bu paket, Roman vatandaşlarla ilgili yeni düzenlemeler içermesiyle sürpriz, Alevilere yönelik sadece Hacı Bektaş'ı Veli'nin isminin bir üniversiteye verilmesi ile sınırlı kaldı.
Alevi vatandaşların beklentilerinin gerçekte ne olduğu konusunda "devlet"te bir çekincenin olduğunu böylece görmüş olduk.
Türk Hava Kurumu'nun tekel olarak deri toplamadaki yetkisi de artık tarih oluyor.
Ve Türkiye her geçen gün demokrasisini güçlendiriyor.
Benim düne dair önemsediğim en önemli tespit ise, Başbakan Erdoğan'ın Cumhuriyet tarihinin siyasal miheng taşı olarak gördüğü 4 ismi zikretmesidir.
Başbakan Mustafa Kemal Atatürk'ü zikrederek, kurucu irade ile sorununun olmadığını söylüyor.
Adnan Menderes'i zikrederek demokrasiye sahip çıktığının altını çiziyor.
Turgut Özal'ı örnek göstererek liberal, serbest piyasa ekonomisi ve özgürlüklere atıfta bulunuyor.
Ve Necmettin Erbakan'ı anarak, "benim orjinim demokratik sistem içinde kalan İslamlık" diyor..!
Kalın sağlıcakla.
hasan.ozturk@kanal7.com
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol